bankası eft ödemesi ile yaptığını, bunun dışında davalı müvekkilinin ödemesinin ticari defterinde de kayıtlı olarak inceleme sonucu ortaya çıkacağını, hatta davacı şirketin 30/09/2019 tarihli ve 2.500 TL miktarlı ve ... Sıra no lu faturayı yasa ve hukuka aykırı olarak tanzim ettiğini, davalı müvekkili şirketin faturayı yasal olarak işlemek istediğinde faturanın yasal olmadığı uyarısı ile karşılaştığını, dava konusu sözleşme devam ederken davacı şirket 09/10/2019 tarihli ... DANIŞMANLIK başlıklı yazı ile taraflar arasındaki sözleşmenin 7. maddesi gereğince 10 / 10 / 2019 tarihinde tek taraflı olarak fesh ettiklerini bildirdiklerini, davacı- şirketin haksız ve mesnetsiz davanın öncelikle yasal süresi içinde açılmadığından usulden reddine, esas hakkında yargılama devam etmesi halinde esastan reddine , yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Büyükçekmece .......
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; belirli günlere ait incelenen seyahat raporlarının iki tanesinde hataya rastlandığı, her bir araç için günlük km raporlarının söz konusu araç takip sisteminden alınabildiği dikkate alındığında, günlük seyahat raporlarının km sütunlarında hata olmasının ayıp olarak nitelendirilemeyeceği, ayrıca 26.04.2011 tarihinden sonra sözleşmenin feshi sebebi olabilecek durdurma problemi yaşandığına dair bir iddia ya da tespitin de dosya kapsamında bulunmadığı, dolayısıyla davacının sözleşmeyi fesh etmekte haklı olmadığı, Şubat 2012 döneminden Temmuz 2012 dönemine kadar ödenen hizmet bedeline ilişkin faturaların tarafların ticari defterlerine işlenerek ödenmiş olması, bu faturalara yasal 8 gün içerisinde herhangi bir itirazın yapılmaması nedeniyle davacının 2.102,76 TL tutarındaki faturaların bedelini de davalıdan talep edemeyeceği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir....
in 08/10/2020 tarihli raporunda; davalı firmanın ticari defterleri incelenmesi sonucunda 07/01/2020 tarihli itibarıyla davacı firmaya borcunun bulunmadığını belirtmiştir. Bilirkişiler Doç. Dr. ...'...
- K A R A R - Davacı vekili taraflar arasında 1987 tarihinde imzalanan Tali Yetkili Satıcılık Sözleşmesi uyarınca müvekkilinin davalı şirketin bayiliğini üstlendiğini ve davalının isteği doğrultusunda yatırımlar yapıp bina inşaat ettirdiğini daha sonra taraflar arasında 04.11.1991 yılında yeni bir sözleşme imzalandığını ve çok iyi satış rakamları yakaladığını ancak davalının müvekkilinin faaliyet sahası içinde (8) firmaya daha bayilik verdiğini ve müvekkilini zarara uğrattığını ve sürekli olarak müvekkiline yerine getirilmesi zor şartlar öne sürdüğünü ve en son olarakta 11.05.2001 tarihli ihtarname ile sözleşmeyi 15.05.2003 tarihinde fesh ettiğini oysa müvekkilinin davalının istemleri doğrultusunda büyük yatırımlar yaptığını sözleşmenin fesh edilmesi ile bu yatırımların boşa çıktığını, elindeki yedek parçalar kaldığını belirterek müvekkilinin uğradığı zararların davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir....
Bu nedenle kira alacağına ilişkin davanın reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru olmadığı gibi, öte yandan davalı şirketin kişilik haklarına ilişkin bir saldırı olmadığı gibi ticari itibarının da zedelendiğinden bahsedilemeyeceğinden manevi tazminat talebinin de reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabul kararı verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 25.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
A.Ş. vekili ise, zamanaşımı def'ini sunup davacının müvekkili şirket ile hiç bir hizmet ilişkisi bulunmadığını, bu nedenle müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, davacının, müvekkili şirketin taşıma işlerini yapan diğer davalının çalışanı olduğunu, bu nedenle ileri sürdüğü taleplerle ilgili olarak müvekkilinin bir sorumluluğu bulunmadığını, taleplerinin de haksız olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, iş sözleşmesinin emeklilik nedeni ile davacı tarafça haklı olarak fesh edildiği buna göre davacının kıdem tazminatına hak kazandığı ayrıca gibi fazla çalışma, yıllık izin ve genel tatil ücreti alacakları da olduğu, davalılar arasında asıl-alt işveren ilişkisi olup davacı alacaklarından birlikte sorumlu oldukları gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, karar verilmiştir. D) Temyiz: Kararı davalılar temyiz etmiştir. E) Gerekçe: 1- Davalı ... A.Ş.'...
ye devrettiğini, müvekkilinde bu devir işlemine onay verdiğini, daha sonra davalı şirketin anasözleşmenin 13.1. madde hükmüne dayalı olarak sözleşmeyi 14.11.2007 tarihli noter ihtarı ile fesh ettiğini, sebep olarak da davalı şirketin 07.11.2007 tarihinden itibaren... altyapı faaliyetlerine son verdiğini gösterdiğini, ancak bu sebebin gerçekleri yansıtmadığını, davalının fesih tarihinden sonra da mobil servis altyapı faaliyetlerine devam ettiğini, bu tarihe kadar devam eden ve ......
Mah 983 ada 3 ve 4 nolu parsellerin maliki olarak bu parseller üzerine yapılacak bina ve bu binada adi ortaklık şeklinde ticari işletme işletmek amacı ile 14/11/2007 tarihinde imzaladıkları sözleşme ile adi ortaklık kurarak söz konusu parseller üzerindeki binayı restoran olarak işletmeye başladıklarını ve işletmenin ihtiyacı için bankadan ortaklaşa kredi sağladıklarını, bu kredi ile öncelikle işletmenin borçlarının ödeneceğinin kararlaştırılmasına rağmen davalının kendi ihtiyaçlarını giderdiğini , davalının şirketin işleyişi ile ilgili bilgi vermediğini , yine davalının haber vermeden şirket adına kredi çektiğini ve şirketin gelirlerini paylaşmadığını, davalıya bu hususta ortaklığın tasfiyesi için ihtar gönderildiğini ancak davalının buna yanaşmadığını, BK 535 maddesindeki şartların gerçekleştiğini bu nedenle ... Restoran isimli iş yerinde faaliyet gösteren adi ortaklığın feshine ve tasfiyesine karar verilmesini istemiştir. Asli müdahil ... ise, davalılar ... ve ...'...
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARARIDIR ESAS NO : 2017/764 Esas KARAR NO : 2022/638 DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 13/11/2017 KARAR TARİHİ : 16/09/2022 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirket tarafından teklif edilen kullanılmış “...” için davacı şirket ile davalı şirketin her görüşmesinde ve özellikle davalı şirket tarafından verilen teklif mektubunda ve davalı şirketin merkez binasında paraf edilmiş olunan ...” içeriğinde (sayfa 8 satır 19) de belirtilmiş olduğunu, davalı şirketin satmayı teklif ettiği "line" ile ilgili en önemli husus bu alışverişin en önemli ve can alıcı noktası olduğunu, bu line'nın 500 saatten az çalışmış ikinci el ...'ler olduğunu, bahsi geçen toplantıların yapıldığı gün davacı şirket ......
Davalı ... ile davalı borçlu arasındaki hemşerilik ilişkisi ve tebligatların da davalı borçluya tebliğ edilmesi yönünde kabulde bulunulması hususları birlikte değerlendirilerek davalı ...’nin davalı borçlunun durumunu İİK 280/1 hükmü gereğince bilen veya bilmesi gereken kişi olup olmadığı ve dava konusu gayrımenkulün ticari işletme olarak kullanıldığı, davalı ... tarafından da ticari iş için satın alındığının anlaşılmasına göre de Mahkemece İİK 280/3 hükmü gereğince ticari işletme devri olup olmadığı değerlendirilmeksizin karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 29/06/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi....