------sayılı dosyasındaki dava da, davacı şirketin sermaye koyma borcunu yerine getirmeyen davacı şirketin ortağı hakkında sermaye borcunun tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Davanın dayanağı TTK'nin 482. Maddesidir. Davacı şirket, davacı şirketin ortağı olan davalının TTK'nin 482. Maddesi uyarınca sermaye borcunu ödememesi nedeniyle borcun ve işlemiş faizinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptalini talep etmektedir. Yani her iki davanın davacısı, dava konusu, davanın dayanağı, davacı şirketin sermaye artırımına ilişkin ---- ---- kararı, davacı şirketin ödenmeyen sermayenin ödenmesi için ------- ilân aynıdır. Sadece davanın davalıları farklı olup her iki davalı da davacı şirketin sermaye koyma borcunu yerine getirmeyen ortaklarıdır....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 19/10/2022 NUMARASI : 2022/45 ESAS - 2022/315 KARAR DAVA KONUSU : Sermaye Koyma Borcuna İlişkin KARAR : Davacı tarafından davalılar aleyhine Afyonkarahisar 3....
şirketleri kitabının genel hükümler kısmındaki “sermaye koyma borcunun genel olarak hükmü” başlıklı 128. maddesi; “(1)Her ortak, usulüne göre düzenlenmiş ve imza edilmiş şirket sözleşmesiyle koymayı taahhüt ettiği sermayeden dolayı şirkete karşı borçludur. (2)Şirket sözleşmesinde veya esas sözleşmede bilirkişi tarafından belirlenen değerleriyle yer alan taşınmazlar tapuya şerh verildiği, fikrî mülkiyet hakları ile diğer değerler, varsa özel sicillerine, bu hüküm uyarınca kaydedildikleri ve taşınırlar güvenilir bir kişiye tevdi edildikleri takdirde ayni sermaye kabul olunur....
şirketleri kitabının genel hükümler kısmındaki “sermaye koyma borcunun genel olarak hükmü” başlıklı 128. maddesi; “(1)Her ortak, usulüne göre düzenlenmiş ve imza edilmiş şirket sözleşmesiyle koymayı taahhüt ettiği sermayeden dolayı şirkete karşı borçludur. (2)Şirket sözleşmesinde veya esas sözleşmede bilirkişi tarafından belirlenen değerleriyle yer alan taşınmazlar tapuya şerh verildiği, fikrî mülkiyet hakları ile diğer değerler, varsa özel sicillerine, bu hüküm uyarınca kaydedildikleri ve taşınırlar güvenilir bir kişiye tevdi edildikleri takdirde ayni sermaye kabul olunur....
şirketleri kitabının genel hükümler kısmındaki “sermaye koyma borcunun genel olarak hükmü” başlıklı 128. maddesi; “(1)Her ortak, usulüne göre düzenlenmiş ve imza edilmiş şirket sözleşmesiyle koymayı taahhüt ettiği sermayeden dolayı şirkete karşı borçludur. (2)Şirket sözleşmesinde veya esas sözleşmede bilirkişi tarafından belirlenen değerleriyle yer alan taşınmazlar tapuya şerh verildiği, fikrî mülkiyet hakları ile diğer değerler, varsa özel sicillerine, bu hüküm uyarınca kaydedildikleri ve taşınırlar güvenilir bir kişiye tevdi edildikleri takdirde ayni sermaye kabul olunur....
Ancak, davacı ortak ile şirket arasında, Amerika'dan alınan ve satılan mülk nedeniyle doğan paradan kaynaklanan alacak/borç konusunda uyuşmazlık bulunmakta olup bu uyuşmazlık ancak yargı kararı ile çözümlenebilecektir. Pay sahibinin sermaye koyma borcu bakımından temerrüdünden söz edebilmek için sermaye koyma borcunun muaccel olması gerekmektedir. Sermaye koyma borcunun muaccel olmaması durumunda pay sahibinden sermaye koyma borcunu ifa etmesi istenemez. Evvelce ödendiği kabul edilen ve ticaret sicilinde tescil edilen sermaye koyma borcunun cari hesapta hata yapıldığı zannıyla yeniden ele alınarak oluşan duruma göre sermaye koyma borcunun ödenmediği savı varlığı kesin-muaccel bir borç için yeterli olamaz. Bu nedenle 21/06/2021 tarih 2021/02 sayılı yönetim kurulu kararının alındığı tarih itibariyle varlığı kesin olan bir alacaktan söz edilemez....
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama, iddia, savunma, toplanılan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, dava dışı şirketin % 50’ şer sermaye payı ile kurulduğu, sermayenin davacı tarafından 5 adet banka dekontu ile ödendiği, davalının ise, üzerine düşen sermaye koyma borcunu ödemediği, şirketin nakdi sermayesinin 1/3’ünün şirket kuruluşundan itibaren 3 ay içerisinde, kalan ¾’ünün ise, 3 yıl içerisinde ödeneceği belirlenmiş olup, 304.250,00 TL’nin sermaye için şirket ortağı davacı tarafından yatırıldığı, davalı tarafından ise, 150.000,00 TL sermaye borcunun yerine getirilmediği gerekçesiyle, davanın kabulü ile davalının şirkete olan 150.000,00 TL sermaye koyma borcunun yerine getirmediğinin tespitine, bu tutarın davalı ortaktan faiziyle tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir....
Somut olayda davacı vekili, müvekkilinin ayni sermaye koyma taahhüdünde bulunmamasına rağmen usule ve kanuna aykırı şekilde gerçekleştirilen genel kurul toplantısında bu yönde karar alındığını, davalı şirketin ayni sermayenin tespiti için açtığı davanın devam ettiğini, davalı şirket yönetim kurulunun müvekkilinin ayni sermaye koyma taahhüdünü yerine getirmediği gerekçesiyle müvekkilinin ortaklıktan ıskatına karar verdiğini, ayni sermaye koyma prosedürüne ve ıskat prosedürüne uyulmadığını ileri sürerek ıskata ilişkin yönetim kurulu kararının batıl olduğunun tespiti istemli açtığı davada, ihtiyati tedbir yoluyla ilgili yönetim kurulu kararının uygulanmasının kararın kesinleşmesine kadar durdurulması ile müvekkiline ait hisselerin davalı ve/veya 3. kişilere devir ve üzerinde başkaca tasarruf yapılmasının önlenmesi bakımından ihtiyati tedbir kararı verilmesini istemiştir....
Bu konudaki takdir hakkı şirket yönetim kuruluna ait olup, davacı şirket yönetim kurulu da ıskat usulünü seçmiş olup, bunun TMK'nın 2. maddesine aykırılığından bahsedilemeyecektir. Yine, ortakların şirketteki sermaye koyma borcu bakımından, kural olarak ortaklık devam ettiği sürece sermaye koyma borcu zaman aşımına uğramaz. Her ortak kendi taahhüt ettiği, sermaye payı borcundan ve kendi temerrüdünden dolayı sorumludur. TTK.'nın 128/7. Maddesine göre Şirket, her ortağın sermaye koyma borcunu yerine getirmesini isteyebileceği ve dava edebileceği gibi, yerine getirmede gecikme sebebiyle uğradığı zararın tazminini de isteyebilir. TTK.'nın 128/7. maddesine göre eğer sermeye olarak şirkete para taahhüt edildiyse, temerrüde düşüldüyse TTK'nın 128/7. maddesi gereğince tazminat hakkına helal gelmemek şartıyla, aksine şirket sözleşmesinde veya esas sözleşmede hüküm yoksa, şirketin tescili anından itibaren temerrüt faizi de ödenir....
"İçtihat Metni" Mahkemesi :Sulh Hukuk Mahkemesi - K A R A R - Uyuşmazlığın sermaye koyma borcuna ilişkin bulunmasına ve şirketler hukukunu ilgilendirmesine göre kararın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 11.Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 15.04.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....