Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DAVA : Ticari Şirket (Sermaye Koyma Borcuna İlişkin) DAVA TARİHİ : 19/02/2020 KARAR TARİHİ : 17/06/2021 KARARIN YAZ....

    Dava, davalının sermaye koyma borcunu ifa etmemesi nedeniyle oluşan davacı şirket zararının tazmini istemine ilişkin olup İlk Derece Mahkemesince, davanın kabulüne karar verilmiş, anılan karara karşı davalı tarafça yapılan istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesince verilen karar kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir. 6762 sayılı TTK’nın 140/4. maddesi (6102 sayılı TTK md.128/7) şirketin, her ortağın sermaye koyma borcunu yerine getirmesini isteyebileceği ve dava edebileceği gibi, yerine getirmede gecikme sebebiyle uğradığı zararın tazminini de isteyebileceği hükmünü haizdir. Şu halde, şirket kural olarak, ortağının sermaye koyma borcunu ifa etmemesi yahut sermaye koyma borcunu ifada gecikmesi nedeniyle uğradığı zararı talep ve dava edebilecektir....

      CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu 573/2 hükmü gereği limited ortaklıkta ortakların temel yükümlülüğünün sermaye koyma borcu olduğunu, ancak davacı, 2012’de kurulmuş olan şirkete sermaye koyma borcunu aradan 9 yıl geçmesine rağmen halen yerine getirmemiş olmakla şirket karşısında borçlu sıfatını haiz olduğunu, şirkete sermaye koyma borcunu ödememiş olan borçlunun huzurdaki gibi bir davayı açma hakkı bulunmadığını, borcunu ödememesine rağmen bu haksız davayı açması hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu, .......

        ün adı geçen taşınmazlarda diğer ortaklar gibi herhangi bir hissesinin bulunmadığı, her ne kadar öz varlık devri sonucunda dava konusu gayrimenkullerin Anonim Şirkete aynı sermaye olarak devredilmiş ise de dava konusu gayrimenkullerin tür değiştirme ile kurulan Anonim Şirkete devrinin de iade edilmek üzere yapıldığının anlaşıldığını, tüm protokollerin incelenmesi ve yapılan tespitlere göre davaya konu 4 adet dükkan vasıflı taşınmazların davacı şirkete yapılan devrinin davalının sermaye borcuna karşılık yapılmadığını, dava konusu gayrimenkullerin şirkete devrinin iade şartı ile yapıldığı, sermaye borcuna mahsuben yapılmadığını, kaldı ki nakdi sermayenin nakden ayni sermayenin aynı olarak ifası gerektiğini, şirkete ayni sermaye taahhüdüne ilişkin usule uygun bir işlem olmadığından ayni sermaye olarak kabul edilemeyeceğini, şirketin 01/07/2006 tarih ve 18 numaralı ortaklar kurulu kararı ile nev'i değiştirerek Limited Şirket nev'inden Anonim Şirket nev'ine dönmesine karar verildiğini, Ankara...

          ün adı geçen taşınmazlarda diğer ortaklar gibi herhangi bir hissesinin bulunmadığı, her ne kadar öz varlık devri sonucunda dava konusu gayrimenkullerin Anonim Şirkete aynı sermaye olarak devredilmiş ise de dava konusu gayrimenkullerin tür değiştirme ile kurulan Anonim Şirkete devrinin de iade edilmek üzere yapıldığının anlaşıldığını, tüm protokollerin incelenmesi ve yapılan tespitlere göre davaya konu 4 adet dükkan vasıflı taşınmazların davacı şirkete yapılan devrinin davalının sermaye borcuna karşılık yapılmadığını, dava konusu gayrimenkullerin şirkete devrinin iade şartı ile yapıldığı, sermaye borcuna mahsuben yapılmadığını, kaldı ki nakdi sermayenin nakden ayni sermayenin aynı olarak ifası gerektiğini, şirkete ayni sermaye taahhüdüne ilişkin usule uygun bir işlem olmadığından ayni sermaye olarak kabul edilemeyeceğini, şirketin 01/07/2006 tarih ve 18 numaralı ortaklar kurulu kararı ile nev'i değiştirerek Limited Şirket nev'inden Anonim Şirket nev'ine dönmesine karar verildiğini, Ankara...

            TTK'nın 482/1 (6762 sayılı TTK 407/1) maddesine göre sermaye koyma borcunu süresinde yerine getirmeyen ortak ihtara gerek olmaksızın temerrüde düşeceğinden ve şirket sermaye borcunun temerrüt faizi ile birlikte ödenmesini talep edebileceğinden, temerrüt faizinin ödenmemesi halinde sermaye koyma borcunun yerine getirildiğinden bahsedilemeyecektir. Davacılarda genel kurulda kabul edilen ve katıldıkları sermaye arttırımı nedeniyle taahhüt ettikleri sermaye bedelini süresinde yatırmadıklarını temerrüde düştüklerini kabul etmektedir. İhtar üzerine yaptıkları ödeme kısmi ödeme olup sermaye koyma borcu tamamen yerine getirilmediğinden sermaye taahhütlerini yerine getirdikleri yönündeki davacılar istinaf sebebi yerinde değildir....

              Bunun dışında mevzuatımızda sermaye koyma borcuna ilişkin herhangi bir zaman aşımı düzenlemesi yapılmamıştır. Esasen pay sahipliği sıfatı devam ettiği sürece sermaye koyma borcunun zaman aşımına uğradığından bahsetmek mümkün değildir. Dava konusu olayda sermaye koyma borcunun davalı tarafından hiç yerine getirilmediği iddia olunmayıp, sermaye koyma borcunun bir takım hileli kayıtlarla ödenmiş gibi gösterilmesi dava konusu olup, bu halde zaman aşımı süresinin hilelin ortaya çıktığı tarihten itibaren hesaplanması yerinde olacaktır. Davacı ... ... Sağlık Hizmetleri A.Ş 23.12.2005 tarihinde yapılan sermaye artışı ile sermayesini 20.000.000,00 TL'ye çıkarmış olup, arttırılan sermayenin 1/4'ünün tescil tarihinden itibaren 3 ay içerisinde, kalan tutarın ise 31.12.2007 tarihinde ödenmesi kararlaştırılmıştır....

                Asliye Hukuk Mahkemesinin 2022/177 Esas sayılı dosyasına tevzi edilmiş, mahkemenin 2022/177 -171 E K sayılı 17/03/2022 tarihli görevsizlik kararı ile özetle; davanın hukuki niteliği itibariyle, sermaye koyma borcunu yerine getirmeyen davacı ortaktan sermaye alacağının tahsili istemine ilişkin olduğu, anonim şirketlerde sermaye koyma borcunda temerrüde düşülmesinin sonuçları TTK md. 482-483’te düzenlendiği, TTK md 482’de temerrüdün genel sonuçları, TTK md 483’te ise ıskat usulünün düzenlendiği, pay sahibinin belirlenen vadede sermaye borcunu ifa etmeyip temerrüde düşmesi halinde şirket yönetim kurulu mütemerrit pay sahibini, kısmi ödemelerden doğan haklardan mahrum etmeye ve şirketten çıkarmaya yetkili olduğu (TTK 482/2), anonim şirkete sermaye koyma borcunun ifa edilmediğine ilişkin uyuşmazlığın TTK da düzenlendiği ve bu hali ile davanın ticari dava olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı ile dosya mahkemize gönderilmiştir....

                  Noterliğinin hisse ve pay devrine ilişkin belgeleri, dava dışı şirketin ticaret sicil özeti dosyamız arasına alınmış, dava dışı şirketin ticari defter, belge ve kayıtları üzerinde SMM bilirkişi marifeti ile talimat yoluyla inceleme yaptırılmış, 26/07/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle ; dava dışı şirketin 2010-2011-2012-2013-2014 ve 2015 yıllarında kullanılan ticari defterlerinin ibraz edilmediği, 2016 yılı ticari defterlerinin açılış kapanış onaylarının yasal süresi içerisinde yapılmış olduğu, 2017 yılı ticari defterlerinin açılış onaylarının yasal süresinde yapılmış olduğu ancak yevmiye defterinin kapanış onayının yasal süresi içerisinde yapılmadığı , 2016 ve 2017 yılları defterlerinin birbirleri ile uyumlu olduğu, davacının dava dışı tarafa sermaye koyma taahhüdünde kaynaklı borcunun bulunmadığı, motorlu araç satımından- alımından dolayı davacı tarafın dava dışı tarafa araç satış sözleşmesinde bedeli alındığı-ödendiği yazılı olduğu halde ödemeye ilişkin muhasebe kaydı yapılmadığından...

                    Dava, menfi tespit davasıdır.Davacılar vekili, müvekkillerinin davalı şirket ortağı olduğunu, davalı şirketin ödenmemiş sermaye borcu bulunduğuna dair müvekkillerine ihtarname gönderdiğini, müvekkillerinin ödenmemiş sermaye borcu olmadığını belirterek borçlu olunmadığının tespitine karar verilmesini istemiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Dosya içinde bulunan davalı şirket kayıtları üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu alınan rapora göre, şirket kayıtlarında davacıların ödenmemiş sermaye borcunun bulunduğu anlaşılmıştır. Davacılar sermaye borçları olmadığını belirtmiş iseler de şirket ana sözleşmesi gereğince taahhüt edilen sermaye koyma borcunu yerine getirdiklerini, borçları olmadığını yasal delillerle ispatlayamamışlardır....

                      UYAP Entegrasyonu