Uyuşmazlık, limited ortaklıkta müdürün haklı sebeple azli istemi ile açılan davada, husumetin şirkete de yöneltilmesinin gerekip gerekmediğine ilişkindir. 6102 sayılı TTK’nın 623. maddesinde "şirketin yönetimi ve temsilinin şirket sözleşmesi ile düzenleneceği, şirketin sözleşmesi ile yönetimi ve temsilinin, müdür sıfatını taşıyan bir veya birden fazla ortağa veya tüm ortaklara ya da üçüncü kişilere verilebileceği" öngörülmüştür....
Davacılar vekilinin istinaf itirazı incelendiğinde, TTK'nun 630. maddesi uyarınca her ortak haklı sebeplerin varlığı halinde şirket müdürünün yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını veya sınırlandırılmasını mahkemeden isteyebilir. Anılan maddede şirket müdürünün özenle bağlılık yükümlülüğü ile diğer kanunlardan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlal etmesi veya şirketin iyi yönetimi için gerekli yeteneği kaybetmesinin haklı sebep olarak kabul edileceği düzenlenmiştir. İşbu dava, haklı nedenle şirket müdürünün azli istemine ilişkindir. Limited şirket ortaklarına ait idare ve temsil yetkilerinin kaldırılması istemli olarak açılan davalarda husumetin, idare ve temsil yetkisinin kaldırılması istenen ortağa yöneltilmesi gerekli ve yeterli olup ayrıca limited ortaklığa husumet düşmemektedir. Nitelik itibariyle husumet, davanın her aşamasında ileri sürülmesi mümkün veya mahkemece re'sen nazara alınması gerekli bir itirazdır....
Davacılar vekilinin istinaf itirazı incelendiğinde, TTK'nun 630. maddesi uyarınca her ortak haklı sebeplerin varlığı halinde şirket müdürünün yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını veya sınırlandırılmasını mahkemeden isteyebilir. Anılan maddede şirket müdürünün özenle bağlılık yükümlülüğü ile diğer kanunlardan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlal etmesi veya şirketin iyi yönetimi için gerekli yeteneği kaybetmesinin haklı sebep olarak kabul edileceği düzenlenmiştir. İşbu dava, haklı nedenle şirket müdürünün azli istemine ilişkindir. Limited şirket ortaklarına ait idare ve temsil yetkilerinin kaldırılması istemli olarak açılan davalarda husumetin, idare ve temsil yetkisinin kaldırılması istenen ortağa yöneltilmesi gerekli ve yeterli olup ayrıca limited ortaklığa husumet düşmemektedir. Nitelik itibariyle husumet, davanın her aşamasında ileri sürülmesi mümkün veya mahkemece re'sen nazara alınması gerekli bir itirazdır....
Bankası A.Ş de bulunan hesaplarından yapılan nakit çekimlerin ve çek ödemelerinin ve diğer hesap hareketlerinin çoğunun şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, 2015 yılı itibarıyla şirketin, müdür ortağa 1.263.102,48 TL borçlandırıldığı, şirket zarar ettiğinden ve büyük miktarda borcu bulunduğundan bahisle, Çerkezköy, Kırklareli ve Lüleburgaz da bulunan taşınmazlarıyla, araçlarının satıldığı ve böylece şirketin zarara uğratıldığını belirterek, davalının sorumlu olduğu zarar miktarının tespitine, şimdilik 1000,00 TL zararın davalıdan tahsili ile şirkete ödenmesine, TTK 630. maddesi uyarınca davalının yönetim ve temsil yetkisinin tedbiren sınırlandırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. BİRLEŞEN DAVA: Davacı vekili dava dilekçesiyle, esas davada ileri sürdüğü iddiaları tekrarla şirket müdürü ...'un TTK 630. maddesi uyarınca müdürlük görevinden azline ve davalı şirketin haklı nedenle feshine karar verilmesini talep etmiştir....
Mevcut durumda şirket ortağı ve büyük hissedar olan davacıların (%66 pay sahibi) TTK m. 410 ve devamına göre pay sahibi olarak genel kurul toplantısını yapma ve hatta her halükarda nitelikli çoğunluk aransa dahi da şirket müdürünün azli imkânı bulunmaktadır. Bu nedenle davacının TTK m. 630/1-2 gereğince dava açmakta imkânları bulunduğundan HMK m.114/1-h ve m.114/2 gereğince hukuki yarar yokluğundan davanın reddine karar vermek gerekmiştir....
Mevcut durumda şirket ortağı ve büyük hissedar olan davacıların (%66 pay sahibi) TTK m. 410 ve devamına göre pay sahibi olarak genel kurul toplantısını yapma ve hatta her halükarda nitelikli çoğunluk aransa dahi da şirket müdürünün azli imkânı bulunmaktadır. Bu nedenle davacının TTK m. 630/1-2 gereğince dava açmakta imkânları bulunduğundan HMK m.114/1-h ve m.114/2 gereğince hukuki yarar yokluğundan davanın reddine karar vermek gerekmiştir....
, davalı şirket müdürü ve imza yetkilisi .....'...
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; asıl ve birleşen davada, davalının müdürlükten azli ile şirketi yönetim ve temsil yetkisinin kaldırılması istemi açısından davacının şirketin %90 oranında hisse sahibi olduğu, TTK'nın 618. ve 620. maddeleri uyarınca şirket ana sözleşmesini değiştirme ve müdürleri görevden alma yetkisine haiz olduğu, bu durumda davacının kanunen elindeki yetkiyi kullanarak davalıyı şirket müdürlüğü görevinden almak, şirket ana sözleşmesini değiştirmek ve şirketi temsile yetkili kişiyi belirleme konusunda yetkiye sahip olduğu halde iş bu davayı açmasında hukuki yarar bulunmadığı gerekçesiyle asıl davanın ve birleşen davanın HMK'nın 114/h maddesi uyarınca hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş, karara karşı taraf vekilleri istinaf kanun yoluna başvurmuştur....
Davalı şirkete dava dilekçesi ekli duruşma gün ve saatini bildirir tensip tutanağının Tebligat Kanunu 35.madde uyarınca tebliğ edilmiş, davalı şirket tarafından cevap dilekçesi sunulmamıştır. İNCELEME ve GEREKÇE: Dava Kayyım (temsil kayyımı) atanması talepli davadır. Kayyım tayini talep edilen şirketin sicil kayıtlarının ve sunulan bilgi ve belgelerin incelenmesinde ,... ile ... isimli kişilerin şirketin %25 'er hisssesini devraldığı, şirketin 3 ortağı ortağının bulunduğu, kurucu ortak ...'un 06.12.2014 Tarihinde vefat ettiği, şirket hisselerinin mirasçılarına intikal etttiği, davacının ... Asliye Ticaret Mahkemesi ... Esas dosyası ile şirketin feshi için dava açtıkları ve bu dava halen derdest olduğu, ... Asliye Ticaret Mahkemesinde devam eden davanın 05.10.2023 tarihli celsesinde şirkete kayyum tayini yaptırılması yönünden yetki ve mehil verildiği görülmüştür. Davanın, davalı şirketin tasfiyesine yönelik .......
Şti'nin şirket müdür ve temsilcileri olan davalıların idare ve temsil yetkilerinin kaldırılmasının gerektiği, birleşen dosya yönünden; 17.01.2011 tarihli, devir kabul ve taahhüt beyanı yazılı şekilde yapılmış olmasına rağmen davalıların devir beyanlarını içeren imzaları noterce tasdik edilmiş olmadığından bu belgenin hukuken geçerli sayılamayacağı, TTK'nun 551/3 maddesi uyarınca haklı nedenlerden dolayı ortağın şirketten çıkarılabilmesi için dava açma hakkının şirkete ait olduğu, davacının hisse çoğunluğunu ileri sürerek davalıların ortaklıktan çıkarılmasını talep edemeyeceği gerekçesiyle asıl davanın kabulüne, ...-... Tic. Ltd. Şti'nin, şirket müdür ve temsilcileri olan davalıların idare ve temsil yetkilerinin kaldırılmasına, birleşen davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir....