Olayda, davacının adi komandit şirkette komandit ortağı olduğu husunun ihtilafsız olduğu, adi komandit şirketin limited şirketten elde ettiği kâr payının adi komandit şirketin ortaklarına yansımasının davacının adi komandit şirket ortağı olma statüsüne dayandığı ve adi komandit şirketin tam mükellef kurum statüsünü haiz olmadığı, Gelir Vergisi Kanunun 37. maddesine göre komandit ortağın ticari kazanç hükümlerine göre vergilendirilmesi gerektiğinin belirtilmesi göz önüne alındığında yapılan işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşılmaktadır....
Olayda, davacının adi komandit şirkette komandit ortağı olduğu husunun ihtilafsız olduğu, adi komandit şirketin limited şirketten elde ettiği kâr payının adi komandit şirketin ortaklarına yansımasının davacının adi komandit şirket ortağı olma statüsüne dayandığı ve adi komandit şirketin tam mükellef kurum statüsünü haiz olmadığı, Gelir Vergisi Kanunun 37. maddesine göre komandit ortağın ticari kazanç hükümlerine göre vergilendirilmesi gerektiğinin belirtilmesi göz önüne alındığında yapılan işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşılmaktadır....
Olayda, davacının adi komandit şirkette komandit ortağı olduğu husunun ihtilafsız olduğu, adi komandit şirketin limited şirketten elde ettiği kâr payının adi komandit şirketin ortaklarına yansımasının davacının adi komandit şirket ortağı olma statüsüne dayandığı ve adi komandit şirketin tam mükellef kurum statüsünü haiz olmadığı, Gelir Vergisi Kanunun 37. maddesine göre komandit ortağın ticari kazanç hükümlerine göre vergilendirilmesi gerektiğinin belirtilmesi göz önüne alındığında yapılan işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşılmaktadır....
Olayda, davacının adi komandit şirkette komandit ortağı olduğu husunun ihtilafsız olduğu, adi komandit şirketin limited şirketten elde ettiği kâr payının adi komandit şirketin ortaklarına yansımasının davacının adi komandit şirket ortağı olma statüsüne dayandığı ve adi komandit şirketin tam mükellef kurum statüsünü haiz olmadığı, Gelir Vergisi Kanunun 37. maddesine göre komandit ortağın ticari kazanç hükümlerine göre vergilendirilmesi gerektiğinin belirtilmesi göz önüne alındığında yapılan işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşılmaktadır....
Olayda, davacının adi komandit şirkette komandit ortağı olduğu husunun ihtilafsız olduğu, adi komandit şirketin limited şirketten elde ettiği kâr payının adi komandit şirketin ortaklarına yansımasının davacının adi komandit şirket ortağı olma statüsüne dayandığı ve adi komandit şirketin tam mükellef kurum statüsünü haiz olmadığı, Gelir Vergisi Kanunun 37. maddesine göre komandit ortağın ticari kazanç hükümlerine göre vergilendirilmesi gerektiğinin belirtilmesi göz önüne alındığında yapılan işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşılmaktadır....
Olayda, davacının adi komandit şirkette komandit ortağı olduğu husunun ihtilafsız olduğu, adi komandit şirketin limited şirketten elde ettiği kâr payının adi komandit şirketin ortaklarına yansımasının davacının adi komandit şirket ortağı olma statüsüne dayandığı ve adi komandit şirketin tam mükellef kurum statüsünü haiz olmadığı, Gelir Vergisi Kanunun 37. maddesine göre komandit ortağın ticari kazanç hükümlerine göre vergilendirilmesi gerektiğinin belirtilmesi göz önüne alındığında yapılan işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşılmaktadır....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/785 Esas KARAR NO : 2022/756 DAVA : Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı) DAVA TARİHİ : 18/10/2022 KARAR TARİHİ : 10/11/2022 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, dosya incelendi....
Davacı-birleşen davanın davalısı Asıl davada, davalı şirket ile 7 adet daireyi satın almak amacıyla noterde taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesi imzalayarak satış bedeli olan 337.000TL’yi ödediği halde dairelerin tapularının devredilmediğini, açtığı tapu iptali ve tescil davasının reddedildiğini ileri sürerek, 337.000TL’nin davalı şirketten tahsilini istemiş, davalı şirket ise birleşen karşı davasında, bedelsizlik ve muvazaa nedenlerine dayanarak dava konusu taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinin iptalini istemiştir. Davacı-birleşen davanın davalısı Recep ile davalı-birleşen davanın davacısı şirket arasında 24.1.2002 tarihinde taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesi düzenlendiği taraflar arasında çekişmesizdir. Sözleşmede 337.000TL’nin nakden ve tamamen ödendiği belirtilmiştir. Sözleşme resmi şekilde düzenlenmiş olup geçerlidir....
gereken eksik ödenen ayrılma akçesinin ticari faizle birlikte müvekkiline ödenmesine, müvekkilinin şirkete ortak olduğu 2009 senesinden 26/10/2021 tarihine kadar geçen süre zarfında %20 şirket hissesi oranına karşılık gelen yasal olarak hesaplanması gereken kar payının hak ettiği tarihten itibaren ticari faizle müvekkiline ödenmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
gereken eksik ödenen ayrılma akçesinin ticari faizle birlikte müvekkiline ödenmesine, müvekkilinin şirkete ortak olduğu 2009 senesinden 26/10/2021 tarihine kadar geçen süre zarfında %20 şirket hissesi oranına karşılık gelen yasal olarak hesaplanması gereken kar payının hak ettiği tarihten itibaren ticari faizle müvekkiline ödenmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....