No:No:74/1 Mudanya/Bursa DAVA : Ticari Şirket (Fesih İstemli) DAVA TARİHİ : 16/01/2023 KARAR TARİHİ : 20/03/2023 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 20/03/2023 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Fesih İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının kayıtlı şirketin kurucu ortaklarından olup %25paya sahip olduğunu, Eğitim Kurumunun kuruluşundan itibaren her türlü fedakarlığı gösterdiğini, kuruluş aşamasında evini satarak 160.000....
"Ticari işletme devrinin alacaklılardan mal kaçırma amacıyla yapılması halinde muvazaa söz konusu olabilir. Muvazaalı bir ticari işletme devri kesin hükümsüzdür. Buna bağlı olarak ticari işletmenin ne aktifleri ne de pasifleri devralana geçecektir. Dolayısıyla muvazaa iddiası yalnızca devredenin devir kapsamı dışında kalan borçları bakımından değil, hem devredenin hem de devralanın tüm borçları bakımından önem taşımaktadır. Ne var ki, ticari işletme kapsamında devredilen borçlar bakımından müteselsil sorumluluk benimsendiğinden, muvazaa iddiası devir kapsamında olmayan borçlar bakımından daha büyük önem taşımaktadır." "Muvazaanın tespitine ilişkin yargılamada alacaklı üçüncü kişi konumunda olduğundan, muvazaayı serbestçe ispat edebilecek ve emareler ile ispat imkanına sahip olacaktır....
"Alacağı ticari işletme devri kapsamında bulunmayan alacaklının bu şekilde ticari işletme devri sebebiyle alacağını tahsil edememesi halinde, alacaklı eğer şartları varsa ticari işletme devrinin muvazaa sebebiyle geçersiz olduğunu iddia edebilir ya da yine genel hükümler uyarınca tasarrufun iptali davası açarak devredilen malvarlığı üzerinde cebri icra imkanı talep edebilir." "Ticari işletme devrinin alacaklılardan mal kaçırma amacıyla yapılması halinde muvazaa söz konusu olabilir. Muvazaalı bir ticari işletme devri kesin hükümsüzdür. Buna bağlı olarak ticari işletmenin ne aktifleri ne de pasifleri devralana geçecektir. Dolayısıyla muvazaa iddiası yalnızca devredenin devir kapsamı dışında kalan borçları bakımından değil, hem devredenin hem de devralanın tüm borçları bakımından önem taşımaktadır....
Ancak davacı tarafça buna ilişkin bir bilgi ya da belge de dosyaya ibraz edilmemiş ve bu nedenle iddiasını ispatlayamamıştır. 6102 sayılı TTK'nın 616. madde (6762 sayılı TTK'nin 539/4.) hükmüne göre de, genel kurulca kar payının dağılması yönünde karar verilmedikçe, kar payının dağıtılması da mümkün bulunmamaktadır. Karın dağıtılmasında anasözleşmedeki hükümlerin de ayrıca dikkate alınması gerekmektedir. Şirketin zarar etmesi ve şirket zararları nedeniyle davacı şirket ortağının haciz tehdidi altında kalması da şirket ortaklığının doğal bir sonucu olup, davacı aleyhine icra takibi yapılması tek başına haklı sebep olarak kabul edilemeyecektir. Davacı tarafın iddiaları şirket muhasebe ve defter kayıtlarıyla değerlendirilebilecek hususlar olmadığından bu konuda ayrıca bir inceleme yapılmamıştır. Bu durumda, yukarıda açıklanan nedenlerle davacının ileri sürdüğü iddiaların bu aşamada TTK’nin 638/2....
Devir bu onayla geçerli olur. (3) Şirket sözleşmesinde başka türlü düzenlenmemişse, ortaklar genel kurulu sebep göstermeksizin onayı reddedebilir. (4) Şirket sözleşmesiyle sermaye payının devri yasaklanabilir. (5) Şirket sözleşmesi devri yasaklamış veya genel kurul onay vermeyi reddetmişse, ortağın haklı sebeple şirketten çıkma hakkı saklı kalır. (6) Şirket sözleşmesinde ek ödeme veya yan edim yükümlülükleri öngörüldüğü takdirde, devralanın ödeme gücü şüpheli görüldüğü için ondan istenen teminat verilmemişse, genel kurul şirket sözleşmesinde hüküm bulunmasa bile, onayı reddedebilir. (7) Başvurudan itibaren üç ay içinde genel kurul reddetmediği takdirde onayı vermiş sayılır. Hükümlerini içermektedir. ------- numarasında kayıtlı bulunan davalı ---------- dosyasının celp ve incelenmesinde, ana sözleşmesinin -----tarihinde---------- tescil edilmek suretiyle -----sermaye paylı ortakları ----- olduğu, ------tarihine, ----tarihine kadar müdür olarak atandıkları görülmüştür....
---Asliye Hukuk Mahkemesince---tarihli karar ile davanın şirket hisse devrinin muvazaa nedeniyle iptaline ilişkin olduğundan TTK 4 ve TTK 5. Maddeleri uyarınca Ticaret Kanununda düzenlenen hususlardan kaynaklı davalara ticaret mahkemesince bakılması gerektiğinden bahisle görevsizlik kararı verilmiştir.Görev mahkemeye ilişkin olumlu dava şartıdır. (HMK 114/I-c maddesi) Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir.(HMK 1 maddesi) Mahkeme tarafından dava şartlarının bulunup bulunmadığını davanın her aşamasında resen araştırılır. (HMK 115 maddesi)Ticari davalar TTK. 4. maddesinde mutlak ve nispi ticari davalar düzenlenmiştir....
Maddesi deki düzenleme karşısında, şirket ortağının, ortaklıktan haklı sebeple çıkma hakkını ortadan kaldıracak sözleşmeleri geçerli olmadığı gibi iş bu sözleşmenin, davalı şirketi ile yapılmış şirket sözleşmesi olmadığı, yine şirket sözleşmesi olmayan iş bu harici sözleşmeden çıkma halinde, çıkma payının hesaplanmasına dair sözleşmenin 3b maddesindeki sözleşme hükmünün Türk Ticaret Kanununun 641/2....
Dosyaya celp edilen kayıt ve belgeler ile davalı tarafından sunulan ticaret sicil gazetesi örnekleri ve kayıtlardan adgeçen şirketin 2002 yılında 2 ortaklı olarak kurulduğu, 100.000,00 TL sermayeli şirketin her biri 25,00 TL değerinde 4.000,00 hisseye ayrıldığı ve murisin şirket kuruluşuna 2.500 TL nakti sermayeyle katıldığı, buna göre şirketin kuruluş sermayesinden 900 payının davalıya, 100 payının ise murise ait olduğu, davalının şirkete 235.000,00 TL ayni sermaye eklemesi nedeniyle 2004 yılında şirket sermayesinin 335.000,00 TL'ye ulaştığı, pay sayısının da 13400 olduğu, buna göre davalı hissesinin 13300 pay, muris hissesinin ise 100 pay olarak oluştuğu, 29.05.2004 tarihli ortaklar kurulu kararı ile paradan altı sıfır atılması kararına istinaden her payın değerinin altı sıfır atılarak güncellenmesi nedeniyle 13400 olan pay sayısının 134 olarak güncellendiği buna göre de davalının payının 133, murisin payının ise 1 olarak oluştuğu, davalının 2006 tarihinde şirkete yine ayni sermaye koyması...
Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davalı ... ile davalı borçlu şirket yetkilileri arasında akrabalık ilişkisi ve muvazaa bulunduğu hususu davacı tarafça ispat edilemediğinden, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İcra ve İflas Kanunu'nun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ: 28/11/2023 NUMARASI: 2023/703 Esas 2023/832 Karar DAVA: Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı) Davanın aktif husumet yokluğundan usulden reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü; DAVA: Davacı vekili, müvekkili ile davalı ...'ın enerji sektöründe uzun yıllar birlikte çalıştığını ve birçok proje şirketi kurduklarını, çoğunun üçüncü kişilere devredildiğini, davalı şirketlerin satılmayarak, bu şirketler üzerinden ticari faaliyete devam edildiğini, müvekkili sahada olduğu için şirketlerin davalı adına kurulduğunu, bu şirketlerin büyümesi üzerine davalı ...'...