Şti’nin ortağı ve yetkilisi olduğu, yüklenici şirket ile arsa sahibi şirketin danışıklı hareket ettiklerini, dairenin teslim edildiğini, aboneliklerin müvekkili üzerine olduğunu ileri sürerek, dava konusu bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tescilini, mümkün olmadığı takdirde ödenen 60.000 Euro’nun karşılığı olan 149.400,00TL ve eksik imalattan kaynaklanan 16.434,00TL’nin ticari faizi ile birlikte ödenmesini talep etmiştir. Davalı arsa sahibi vekili, dava konusu taşınmazın kat karşılığı inşaat sözleşmesinde müvekkiline düştüğünü, davacının muvazaa iddialarının doğru olmadığını, arsa sahibi şirket ile yüklenici şirketin farklı tüzel kişiliğe sahip iki ayrı şirket olduğunu, davacı ile arsa sahibi şirket arasında satım sözleşmesi bulunmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur....
ın başkaca bir yasal mirasçısı bulunmadığından şirketin tasfiyesinin gerektiğini, müvekkili şirketin ticari faaliyeti ve devamlılığını sürdürebilmesi için kamu kurum ve kuruluşlarından almış olduğu ruhsatların çok zor temin edilebilmekte olup şirketin tasfiyesi yönünde verilecek bir kararın kalan ortağın ticari faaliyeti, geleceği ve ekonomik durumunu olumsuz yönde etkileyeceğini, şirket ana sözleşmesinin 15. maddesinde; "şirket ortaklarından birinin vefatı halinde şirket varislerle devam eder." ibaresinin bulunduğunu yine TTK'nın 519 ve 520. maddelerinde şirketin kendi hisselerini iktisap edebileceği yönünde kanunun açık hükmü bulunması karşısında, murisin hisselerinin diğer ortağa verilmemesi durumunda şirketin kendi hisselerini iktisap edeceğini , TTK 519 ve 520 hükümleri nazara alınarak Mahkeme tarafından belirlenecek hisse tutarının şirket tarafından karşılanarak murise düşen hisselerin, şirket tarafından iktisap edilmesi yönünde karar verilmesi gerektiğini, her ne kadar davanın tasfiye...
Bu nedenle davanın dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK'nın 19. ve İİK'nın 277 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş muvazaa iddiasına dayalı iptal istemine ilişkin olduğu kabul edilerek inceleme ve değerlendirmeler bu çerçevede yapılmıştır. İİK'nın 277 ve devamı maddeleri gereğince muvazaa hukuksal nedenine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davaları, şahsi nitelikte ve borçlunun tasarruflarına yönelik tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Bu nedenle, tasarrufun iptali davaları, taraflar tacir olsa da TTK'nın 4/1. maddesi kapsamında mutlak ticari dava olarak değerlendirilemez. Esasen davacı alacağını tahsil etmek gayesi ile borçlunun tasarrufunun iptalini talep ettiğinden, bu tür davalar ----------açıklandığı üzere asliye hukuk mahkemelerinin görevine girmektedir....
Hukukta muvazaa, bir hukuki ilişkinin taraflarının, üçüncü kişileri aldatmak amacıyla gerçek iradelerine uymayan ve kendi aralarında hüküm ve sonuç doğurmayan bir görünüş yaratmak konusunda yaptıkları gizli anlaşma.belirtildiğini, müvekkilinin muvazaalı gerçekleşen taşınmaz satışının tarafı değildir. Bu gerekçe ile Üçüncü kişiler HMK’nun 203. maddesinin ( d ) bendi gereği muvazaa iddiasını her türlü delille ispat edebilirler. Üçüncü kişilerin muvazaayı ispat edebilmeleri için yazılı delil getirme mecburiyetleri yoktur. Bu sebeple üçüncü kişiler muvazaa iddiasını tanık ve diğer delillerle ispat edebilirler. (Y. HGK., T. 28.5.2003, E. 2003/1- 374, K. 2003/370; Y....
DEĞERLENDİRME : Dava, ...tarihinde yapılan genel kurul ile yapılan hisse devirlerinin iptali ile şirket müdürünün yetkisinin kaldırılması istemine ilişkindir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2018/19 Esas KARAR NO : 2024/274 DAVA : Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı) DAVA TARİHİ : 08/01/2018 KARAR TARİHİ : 29/04/2024 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM / Davacı-karşı davalı vekili dava dilekçesinde ve özetle; Davalı taraf olan ... Tic.Ltd. Şti.'nin 2011 yılında ... ve ... isimli ortaklar tarafından, ...'...
Ünlü’ nün evlilik dışı birlikteliğinden olan oğluna daha sonra devredilmek üzere ve mal kaçırmak amacı ile yapıldığını, ayrıca şirket ana sözleşmesine göre şirket adına kayıtlı taşınmazların devredilebilmesi için ortaklar genel kurulu kararı ve devir tarihinde henüz ergin olmayan şirket ortağı davacı ...’ye atanan kayyımın onayı olması gerekirken bu hususlar yerine getirilmeden yapılan temlik ve tescillerin yolsuz olduğu ileri sürerek, dava konusu taşınmazların davalılar adlarına olan tapu kayıtlarının öncelikle yolsuz tescil nedeni ile iptali ile şirket adına tesciline, olmadığı takdirde muris muvazaası nedeniyle iptali ile payları oranında adlarına tesciline, mümkün olmadığı takdirde tenkisine karar verilmesini istemişlerdir....
Dosyada davacının bedelde muvazaa iddiasını ispatlayan bir bilgi ve belge bulunmadığı, mahkememizce davalının dava dışı kişiden payını satış akdinde belirtilen 310.000 TL'ye satın aldığı hususu da dikkate alınarak ön alım bedelinin, taşınmazların satış akit tablolarında belirtilen miktarlar ile alıcıya düşen masraflar toplamı olan 316.200,00 TL olduğu anlaşılmakla davacı vekiline önalım hakkı bulunan paylara ilişkin bedeli mahkeme veznesine depo etmesi için süre verilmiş olup, mahkememiz veznesine depo bedeli ile eksik harcın da yatırılmasıyla" gerekçesiyle davanın kabulü ile; Konya İli Ereğli İlçesi Mehmet Akif Mahallesi 1868 ada 16 parselde bulunan taşınmazdaki davalı şirket adına kayıtlı olan 1/2 payın ve Konya İli Ereğli İlçesi Mehmet Akif Mahallesi 1868 ada 3 parselde bulunan taşınmazdaki davalı şirket adına kayıtlı olan 91/240 payının iptali ile davacı T1 adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir....
Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/833 esas sayılı dosyasıyla itirazın iptali davası açıldığını, yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verildiğini ve bu kararın kesinleştiğini, kesinleşme tarihinden sonra müvekkilinin tapuya gittiğinde davalı şirket tarafından taşınmazın şirketin kurucu ortaklarının kendileri üzerine satış yaptıklarını ve borcun ödenmemesi için taşınmaz malı kaçırdıklarını öğrendiğini, şirket ortakları tarafından muvazaalı olarak taşınmazın kendi adlarına tapuya tescil edilmesi nedeniyle tapunun iptaliyle müvekkili şirket adına tesciline, bu talebin yerinde görülmediği takdirde fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 50.000 TL nin faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir, Davalılar ..., ... ve davalı şirket vekili cevap dilekçesinde; görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, bu nedenle görevsizlik kararı verilerek dosyanın görevli Asliye Hukuk Mahkemesine...
nin 549/4. maddesindeki fesih koşullarının oluştuğunu ileri sürerek, 2001, 2002, 2003 ve 2004 yıllarına ait kar paylarının müvekkiline ödenmesine, 18.05.2002 tarihli, 2002/3 sayılı, 13.05.2003 tarihli, 2003/1 sayılı ve 15.11.2003 tarihli, 7 sayılı kararın iptali ile müvekkilinin davalı şirketteki düşürülen payının %10 olarak tesciline ve davalı şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, 16.03.2005 tarihli ıslah dilekçesi ile “davalı şirketin feshine” ilişkin talebin kabul edilmemesi halinde, müvekkilinin davalı şirketten çıkmasına izin verilmesine ve müvekkiline ait payın değerinin dava tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı-karşı davacı vekili, davanın reddini savunmuş, karşı davada ise ...'nin 551/3. maddesi uyarınca davacı-karşı davalının şirket ortaklığından çıkarılmasına karar verilmesini istemiştir....