Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ni işletmek suretiyle kar payı elde ettiklerini ileri sürerek tapu kayıtlarının ve şirket payının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline, bankadan çekilen para ve şirket kârına karşılık 10.000,00 TL nin yasal faizi ile tahsiline karar verilmesi isteğiyle eldeki davayı açmışlardır. Davalılar, dava konusu 1302 ada 4 sayılı parseldeki 3 nolu bağımsız bölümün bakım karşılığı devrinin yapıldığını, kanser hastası olan murisin bakım ve tedavisi ile kendilerinin ilgilendiklerini, akitten doğan bakım görevinin yerine getirildiğini, diğer davalı ...'...

    Asliye Ticaret Mahkemesince, şirket hisse devirlerinin şekli yönden uyuşmazlık konusu olmadığı, davacının genel hükümler uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1. maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı hüküm altına alınmıştır. Buna göre, bir uyuşmazlığın ticari nitelikte olabilmesi için, her iki tarafın da ticari işletmesini ilgilendirmesi yahut aynı maddenin alt bentlerinde düzenlenen istisnalardan birine dahil olması gerekmektedir. Somut olayda davacılar vekili, davalı gerçek kişilerle müvekkillerinin kardeş olduklarını, 18/07/2006 tarihinde vefat eden ...'ın mirasçıları olduklarını, murislerinin ölmeden önce İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü'nde ... sicil no.da kayıtlı ......

      Maddesinde belirtilen davalı şirketin feshedilmesi için haklı sebeplerin oluştuğunu belirterek, davalı şirketin fesih ve tasfiyesine, tasfiye payının belirlenerek dava tarihinden itibaren işletilecek ticari avans faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesine, müvekkilinin bugüne kadar ödenmeyen kar paylarının tespiti ile bu miktarın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesine bu taleplerinin kabul görmemesi halinde, müvekkili ortağın şirket ortaklığından çıkmasına, belirlenecek çıkma payının tespiti ile, tespit edilen miktarın dava tarihinden itibaren işletilecek ticari avans faizi ile birlikte davalı şirketten tahsiline, şirketin yönetiminde özen yükümlülüğüne uyulmaması, ortaklık haklarının zedelenmesi, çıkma yada tasfiye payının tahsilinin sağlanması bakımından ihtiyati tedbir konulmasını, bu süreç içerisinde şirket yönetiminin tüm ortaklarının haklarının korunması bakımından kayyum eliyle yönetilmesi için kayyum atanmasına karar verilmesini...

        Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: KA R A R Davacılar vekili 19.04.2013 tarihli dilekçesi ile 15 parsel bahçeli kagir apartman niteliğindeki ana taşınmazın, zemin kat 10/92 arsa paylı 1 nolu bağımsız bölümünün 2/4 payının davacı ..., 1/4 payının davacı ..., 1/4 payının da ... adına kayıtlı iken,...'nun taşınmazın 1/4 payını 04.03.2013 tarih, 5993 yevmiye nolu resmi senet ile 175.000,00 TL bedelle davalıya sattığını, satışın 10.04.2013 tarihinde noterden tebliğ edildiğini, bedelde muvazaa yapıldığını, bu nedenle gerçek satış bedeli olan 100.000,00 TL ve satış masraflarını mahkemeye depo etmeleri karşılığında davalı adına olan 1/4 payın iptali ile payları oranında önalım hakkına dayalı olarak davacılar adına tescilini istemiştir....

          Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK'nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu türden davalara nispi ticari davalar denir. Hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem davanın her iki tarafının tacir olması hem de uyuşmazlığın iki tarafın da ticari işletmesini ilgilendirmesi gerekir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olmasını sağlamaz. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez....

            Ticaret A.Ş. hisselerini davalı eski eşine muvazaalı olarak devrettiğini, yapılan devir işleminin muvazaa sebebiyle geçersiz olduğunu belirterek davacının miras payı (1/4) oranında bu devir işleminin iptali ile davacı adına şirket pay defterine kaydını ve ticaret siciline tescilini , olmadığı taktirde terditli olarak tenkise karar verilmesini istemiştir. Davacı taraf müteveffanın devrettiği payları üzerinde miras hakkına dayalı terekeyi ilgilendiren bir istekte bulunmaktadır. (Müteveffanın paylarının ve paylardan elde edilebilecek hakların aslında terekede kalması gerektiğini öne sürmektedir). Davacı, müteveffanın ölümünden evvel yaptığı hisse devirlerinin muvazaalı olduğunu, bu bağlamda tereke üzerinden miras payının zedelendiğini ileri sürerek hak iddia etmektedir....

              , dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte şimdilik 1.000,00-TL çıkma payının davalı şirketten tahsiline, dava sürecinde şirket mallarının korunması için şirkete ait taşınır ve taşınmazlar üzerine ihtiyati tedbir konulmasına ve şirkete yönetim kayyımı tayinine karar verimesini talep ve dava etmiştir....

                Diğer yandan, davalı-borçlu şirketin faturanın tarafı olması nedeniyle muvazaa iddiasının tanık beyanlarıyla ispatlanamayacağı kuşkusuzdur. ... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 18/10/2017 tarih, 2016/... E ve 2017/822 K sayılı kararında, muvazaa iddiasının şirket yöneticilerine karşı açılacak sorumluluk davasında ileri sürülebileceği yönünde değerlendirme yapılmış ve eldeki dava da bu değerlendirmeye göre açılmış ise de; Davada ileri sürülen muvazaalı borçlanma iddiasının, ... ATM'ce verilen kararın istinafı üzerine ... BAM ......

                  GEREKÇE: Dava, limited şirket ortaklığından kaynaklanan ortaklığın devrinin iptali, yoksun kalınan ve ödenmeyen kar payının tahsili talebine ilişkindir. TTK 1521. Maddesi gereğince dava basit yargılama usulünde görülmekte olup davacının davasını ilk olarak 13.11.2014 tarihinde davayı takipsiz bıraktığı, bilahare 19.11.2014 tarihinde yenilendiği, bu defa 26/01/2022 tarihinde de davayı takipsiz bıraktığı anlaşılmış, HMK 320/4 maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar vermek kanaatiyle aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

                    Her ne kadar davanın konusunun tapu iptali ve tescili olmaz ise tazminat ödenmesi yönünde terditli olarak açılmış olduğundan işbu davada ticari davalar için zorunlu kılınan arabuluculuk dava şartının aranıp aranmayacağı hukuki açıdan düşünülmüştür....

                    UYAP Entegrasyonu