II - Menfi tespit talebine gelince; Davacı ... ile davalı arasındaki tek satıcılık niteliğindeki ticari ilişkinin 14.08.2012 tarihinde başladığı ve 26.10.2016 tarihine kadar devam ettiği, bilahare davacı ... ve davalı şirket arasında 27.10.2016 tarihli bayilik sözleşmesi imzalandığı, bu taraflar arasındaki ticari ilişkinin ise fiilen 31.10.2016 tarihinde başladığı ve 03.01.2017 tarihine kadar devam ettiği; tarafların durumlarına, ticari defter kayıtlarına, olayın özelliklerine ve şartlara göre bu sözleşme ilişkisinin daha önceden davacı ... ve davalı şirket arasında akdedilen bayilik sözleşmesinin devamı niteliğinde olduğu, davanın tarafları arasında açık hesap şeklinde işleyen bu ticari ilişkilerden kaynaklı alacak-borcun bulunmadığı kanaatine varılmıştır....
Davalılara ait ... kayıtları , İş Mahkemesi dosyaları , Ticari sicil kayıtları getirtilmiş, davacı şirket ile davalı ... 'e ait şirketin ticari defter ve kayıtları dosyaya ibraz edilmiştir. Davalı ...’in 20.09.2017-30.11.2018 tarihlerinde davacı şirkette çalıştığı; davacı şirket tarafından iş sözleşmesinin feshedilmesi üzerine davalı tarafından ... esas sayılı dosyası ile işe iade davası açıldığı , mahkemenin 16.04.2019 tarih ve ... sayılı kararı ile feshin geçersizliğine ve ... 'in işine iadesine karar verildiği; kararın ... .’nin 09.10.2019 tarih ve ... sayılı kararı ile kaldırılarak " davalı işveren tarafından gerçekleştirilen feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine " karar verildiği, davalı ...'in davacı tarafından tekrar işe başlatıldığı, işe iade sonrası 28.11.2019-19.12.2019 tarihlerinde davacı şirkette çalıştığı davacı şirket tarafından iş sözleşmesinin yeniden feshedilmesi üzerine ... Mahkemesinde alacak davası açtığı ve mahkemenin 30.09.2021 tarih ve ......
Tarım ve Orman Bakanlığına ait ve bağlı olan resmi satış sistemi olan TARBİL üzerinden yapıldığını, geriye dönük olarak TARBİL üzerinden satışı yapılan ürünlerin kayıtları istenildiği takdirde müvekkile şirketin satışını yapmış olduğu ürünlerin davalı şirkete ait olduğu ve bunun sonucu olarak da müvekkil şirket ile davalı şirket arasında bayilik ilişkisi olduğu açıkça ortaya çıkacağını, davalı şirketin hiçbir bayisi ile bayilik sözleşmesi yapmadığını, müvekkil şirket direk olarak davalı şirketten almış olduğu ürünlerin satışından kar elde ettiğini, davalı şirket müvekkil şirkete direk olarak yapmış olduğu satışlardan iskonto alabildiğini, iskonto miktarlarının da ciddi bedeller olduğunu, davalı şirket müvekkil şirket ile olan bayilik ilişkisini tek taraflı olarak fes ederek müvekkil şirketi zarara uğrattığını, bunun yanında davalı şirketin ürün satışı yapmamasından dolayı müvekkil şirketin müşterisinde ciddi düşüşler yaşandığını ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılması talebi...
Taraflar arasında "Sosyal Güvenlik Kurumu İşitmeye Yardımcı Cihazların teminine ilişkin sözleşme" başlıklı 25/01/2018 tarihli sorumlu müdürü Metin Eroğlu olan sözleşmenin 6.1 maddesinde "taraflar 20 iş günü öncesinden yazılı bildirimde bulunmak şartı ile sözleşmeyi herhangi bir sebep göstermeksizin her zaman fes edebilir, sözleşmenin merkez tarafından tek taraflı olarak fes edilmesi halinde 6 ay süreyle tekrar sözleşme yapılmaz.", 6.1.3/b maddesinde sözleşme hükümlerine göre sözleşmenin askıya alınması halinde merkezin sözleşmenin askıya alındığı tarih itibariyle reçete karşılanmaz melula sistemi kayıt ekranı kapatılır sözleşmenin askıya alındığı süreçte karşılanan reçete bedelleri yersiz ödeme kabul edilir. Genel hükümlere göre tahsil edilir."düzenlemelerine yer verildiği anlaşılmıştır....
Davalı Belediye vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı idare ile davalı şirket arasında 4734 Sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamında akdedilen sözleşmede şirket bünyesinde çalışan işçilerin tüm mali ve sosyal haklarından şirketin sorumlu olduğunu, davacı ile davalı idare arasında iş sözleşmesi imzalanmadığını, davacının diğer davalı şirket bünyesinde çalıştığını, dava konusu alacaklar için davalı İdareye husumet yöneltilmesinin mümkün olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2)....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: davacımn davalı şirket bünyesinde 10.01.2017 tarihinde büro işçisi görevinde istihdam edildiğini, davacının iş sözleşmesinin 24.09.2021 tarihinde davalı şirket tarafından Akhisar 1....
“Kimse nöbet yerine gitmesin.” gibi ifadelerle tehdit ederek iş sözleşmelerinde taahhüt edilmiş olan işi ifa etmekten alıkoyduklarını, 09.04.2018 tarihinde mesai saatinde iş yerini terk eden ve iş bırakan bir grup işçinin şirket merkezine, şirket çalışanı dahi olmayan arkadaşları ile beraber gelerek şirket yöneticilerini ve çalışanlarını tehdit eden naralar attıklarını, sürekli “Sabrımızı taşırmayın!”...
“Kimse nöbet yerine gitmesin.” gibi ifadelerle tehdit ederek iş sözleşmelerinde taahhüt edilmiş olan işi ifa etmekten alıkoyduklarını, 09.04.2018 tarihinde mesai saatinde iş yerini terk eden ve iş bırakan bir grup işçinin şirket merkezine, şirket çalışanı dahi olmayan arkadaşları ile beraber gelerek şirket yöneticilerini ve çalışanlarını tehdit eden naralar attıklarını, sürekli “Sabrımızı taşırmayın!”...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı üçüncü kişi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı 3.kişi, Manavgat 1.İcra Müdürlüğünün 2009/1822 Esas sayılı dosyasından, 15.06.2009 tarihinde haczedilen malların borçlu ile ortaklıları sırasında ve öncesinde alındığını ancak borçlunun ortaklığı tek taraflı fes ederek ayrıldığı ve hacizli malların kendisine ait olduğunu belirterek, İİK”nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak istihkak davasının kabulü ile anılan haczin kaldırılmasını ve ortaklıktan doğan haklarının tahsilini istemiştir. Davalı alacaklı vekili,haczin borçlu adresinde yapıldığını ve ortaklık ilişkisinin kendilerini ilgilendirmediğini belirterek davanın reddini istemiştir. Davalı borçlu, duruşmalara katılmamış ve cevap dilekçesi sunmamıştır....