Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı taraf, icra takibine dayanak sekiz adet senetteki imzanın müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığı, vekil tayin edilen şirket muhasebecisi ... tarafından imzalandığı iddiasında bulunmuş, davalı taraf bu iddiaya uygun şekilde senetlerin şirket yetkilisi tarafından değil, şirket adına hareket eden ve ticari vekil olarak atanan ... tarafından imzalandığını bildirmiş, buna göre tarafların bu konudaki açıklama ve kabullerinin uyuşması nedeniyle icra takibine dayanak bonolardaki imzanın şirket yetkilisine ait olup olmadığı konusunda imza incelemesi yoluna gidilmemiş, şirket muhasebecisi ... adına şirket yetkilisi tarafından ticari vekil olarak atanmasına ilişkin 23.12.2011 tarihli vekaletnamenin varlığı ve içeriği konusunda da taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmadığından davaya konu senetleri davacı şirket adına keşide eden ...'...

    Davacı şirket tarafından ;şirket eski müdürü olan davalının şirketi kendisine borçlandırarak lehine ipotek tesis ettiğini ileri sürülmektedir.İpotek akit tablosunun incelenmesinde de ,ipoteğin şirket adına müdür sıfatıyla davalı tarafından ,alacaklı sıfatıyla da asaleten işlem yapılarak gerçekleştirildiği,uyuşmazlığın davacı şirket müdürünün şirketi temsil yetkisine dayanılarak yapılmış bir işlemden kaynaklandığı,işlemin geçersizliğinin ileri sürüldüğü anlaşılmaktadır.Şirketi temsil yetkilileri ile şirket arasındaki ilişki ,TTK da düzenlenmiştir.Eldeki dava mutlak ticari dava niteliğindedir.Davalı şirket müdürünün tacir sıfatını haiz olmaması nedeniyle davanın nispi ticari dava olarak değerlendirilip ,görevsizlik kararı verilmesi doğru olmamıştır....

      DAVA KONUSU : Tespit (İşe İade İstemli) KARAR : Yukarıda ayrıntısı yazılan ve istinaf incelemesi için Dairemize gönderilen dosyanın incelenmesi sonucunda: GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Tarafların iddia ve savunmasının özeti: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının 12.03.2014 tarihinde işe başladığını, sözleşmesinin 30.06.2021 tarihinde feshedildiğini, davacının paketleme işçisi olduğunu, iş sözleşmesinin maddi gerçeklere aykırı şekilde ileri sürülen sebeplerden dolayı feshedildiğini, davacının Akhisar Manisa adresindeki iş yerinde çalıştığını, iş yerinde sendikanın bulunduğunu, corona salgınından dolayı iş yerinde birçok tedbirlerin alındığını, Devlet tarafından alınan tedbirlerden birisinin işçi çıkartma yasağı olduğunu, buna rağmen işverenin işçinin iş akdini haklı sebep bulunması durumunda feshedebilme hakkının kendisine verildiğini, davalı işverenin davacının iş akdine Pandemi döneminde işten çıkmaya çıkarma yasağı kalkar kalkmaz fes ettiğini, davalı işverenin davacı fesih tarihinde...

      TBK'nın 551. maddesi ise ticari vekillere ilişkin düzenlemeler getirmiştir. Buna göre, ticari vekil; işletme sahibinin kendisine ticari temsilcilik yetkisi vermeksizin işletmesini yönetmek veya işletmesinin bazı işlerini yürütmek için yetki verdiği kişidir. Davacı şirketin; ... ve ... tarafından iki ortaklı olarak kurulduğu ve şirket temsilcisinin ... olduğu ticaret sicil kaydından anlaşılmaktadır. Davacı şirket ve davalı şirket arasında imzalanan 25.03.2009 tarihli yazılı şekilde vekalet sözleşmesinde davalı şirket, gümrük işlemlerini yapmak üzere ..., ..., ...'ı vekil olarak tayin etmiş ve ayrıca davalı şirket 25.03.2009 tarih 12120 yevmiye numaralı noterlikçe düzenlenen vekaletname ile yukarıda isimleri belirtilen kişilere ve bazı şahıslara gümrük işlemleri için yetki verdiği görülmüştür. Bu durumda, mahkemece TBK'nın 547 ve 551 madde hükümleri üzerinde durulup, tartışılarak davalı şirket tarafından ... ve ...'...

        Ticaret şirketleri organları aracılığıyla idare ve temsil edildiğinden, ticari mümessil tayin etme yetkisi de organlarına aittir. Ticaret şirketlerinde idare ve temsil yetkisine sahip organlar, her ticaret şirketinin türüne göre değişiklik gösterir. Ancak şu hususu belirtmek gerekir ki, ticaret şirketlerinin tümünde ticari mümessil şirket ana sözleşmesiyle de tayin edilebilir. Mülga 6762 sayılı TTK 539/II (6102 sayılı TTK 616/1-b) ve 545. (6102 sayılı TTK 631/1) maddelerine göre, limitet şirketlerde, şirket sözleşmesinde aksine hüküm olmadıkça, ticari mümessil tayinine genel kurul yetkilidir. Buradan anlaşılacağı üzere, ticari mümessil doğrudan şirket sözleşmesiyle tayin edilebileceği gibi, şirket sözleşmesinde kararlaştırılması şartıyla bu yetkinin şirketi idare ve temsile yetkili müdürlere bırakılması da mümkündür. İşletme sahibinin, ticari mümessil dışında, duruma göre başka yardımcılardan da yararlanması mümkündür....

          Ticaret şirketleri organları aracılığıyla idare ve temsil edildiğinden, ticari mümessil tayin etme yetkisi de organlarına aittir. Ticaret şirketlerinde idare ve temsil yetkisine sahip organlar, her ticaret şirketinin türüne göre değişiklik gösterir. Ancak şu hususu belirtmek gerekir ki, ticaret şirketlerinin tümünde ticari mümessil şirket ana sözleşmesiyle de tayin edilebilir. Mülga 6762 sayılı TTK 539/II (6102 sayılı TTK 616/1- b) ve 545. (6102 sayılı TTK 631/1) maddelerine göre, limitet şirketlerde, şirket sözleşmesinde aksine hüküm olmadıkça, ticari mümessil tayinine genel kurul yetkilidir. Buradan anlaşılacağı üzere, ticari mümessil doğrudan şirket sözleşmesiyle tayin edilebileceği gibi, şirket sözleşmesinde kararlaştırılması şartıyla bu yetkinin şirketi idare ve temsile yetkili müdürlere bırakılması da mümkündür. İşletme sahibinin, ticari mümessil dışında, duruma göre başka yardımcılardan da yararlanması mümkündür....

          Somut olayda, davacı taraf şirket olup, aracın şirket adına kayıtlı olduğu ve ticari işlerde çalıştığından, ticari kazanç kaybının istendiği, ticari kazanç kar kayıplarının davacı şirketin ancak ticari defterlerinin ve kar bilançosunun incelenmesi ve ticari kazanç kaybının bu konuda özel görevli ve teknik ticari inceleme ile anlaşılacağı, aracın davacı şirket adına kayıtlı olduğu ve ticari gelir getiren işlerde kullanıldığı, bu nedenle huzurdaki davanın ticari dava olduğu'' gerekçesiyle karar verilmiş ise de, davanın hukuki niteliğinin haksız fiilden kaynaklandığı, niteliği itibariyle mutlak ticari dava olmadığı, az yukarıda açıklandığı üzere uyuşmazlığın nispi ticari dava kapsamında da kalmadığı açıktır. Dolayısı ile ticari dava olmayan uyuşmazlıkta arabulucuya başvuru yapılması zorunlu olmadığından ve mahkememiz de görevli olmadığından, görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi'dir. ..." gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur....

            İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 23/01/2022 NUMARASI : 2020/1008 ESAS- 2022/155 KARAR DAVA KONUSU : TAKİBİN İPTALİ KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili 26/10/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine ilamlı icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinde alacağın hangi tarihteki kur üzerinden talep edildiği ve faizinin gösterilmediğini, asıl alacağın akdin fes edildiği 27/02/2009 tarihinde kur üzerinden TL ye çevrilerek bu tutar üzerinden faiz işletilmesi gerektiğini belirterek icra emrinin iptalini talep etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde özetle; takip tarihindeki kur üzerinden asıl alacağı TL ye çevirdiklerini, bunda yasaya aykırı herhangi bir yön olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir....

            Buna göre; davacı şirket tarafından satışı yapılan ürünlere ait faturaların ve faturalara konu ürünlerin davalı şirkete teslim edilmiş olmakla, davalı şirket ticari defterlerinde kayıtlı olduğu anlaşılmakta olup, davacının takip tarihi itibarıyla davalıdan 171.673,40 TL cari hesap alacağını talep edebileceği sonucuna ulaşılmakta olduğunu, sonuç olarak, davacı şirkete ait ticari defterlerin usulüne uygun olarak tutulmuş olduğunun ve defterlerin birbiri ile uyumlu olduğunun tespit edildiğini, taraflar arasındaki ticari ilişki çerçevesinde düzenlenen 2018-2019 ve 2020 yılları BA-BS Formlarında taraflarca mutabakat sağlanmış olduğu, buna göre davacı şirket tarafından tanzim edilen faturaların davalı şirket ticari defter kayıtlarında mevcut olduğunun ve böylece davalı şirket kabulünde olduğunun anlaşıldığı, aynı şekilde davalı şirket tarafından 2019 yılı ve 2020 yılı içerisinde düzenlenen iade faturalarının davacı şirket ticari defterlerinde kayıtlı olduğunu, davacı şirket tarafından dosyaya...

              Ek raporda özetle; davacının 2016 yılı ticari defterlerinin incelenmesi neticesinde toplam 203.950,00 TL tutarındaki dokuz adet çekin davalı şirket tarafından davacı şirkete 2016 yılı içerisinde verildiği ve tamamının davacı şirket ticari defter kayıtlarında mevcut olduğu, söz konusu çekler 2016 yılı içerisinde alınmasına rağmen, davalı şirket kayıtlarında tahsil tarihlerinde ticari defterlerine alınmış gibi kaydedildiği için, 31/01/2019 tarihli kök bilirkişi raporunda tarafların 2016 yılı ticari defteri incelenmeden dava konusu olaya ilişkin hatalı değerlendirme yapıldığı, sonuç itibariyle 2016 yılında davalı şirket tarafından davacı şirket adına keşide edilen toplam 233.150,00 TL tutarındaki çeklerin, 2016 yılında davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen toplam 233.150,30 TL tutarındaki 9 adet faturanın bedelini karşıladığı, 2017 yılında davacı şirket tarafından düzenlenen toplam 21.340,30 TL tutarındaki iki adet fatura bedelinin ise davalı şirket tarafından ödenmediği,...

                UYAP Entegrasyonu