Önemle vurgulanmalıdır ki; HUMK'nın 332. maddesindeki (HMK'nın m. 220.) bu hüküm, taraflardan birinin delillerini salt karşı tarafın ticari defterlerine hasretmediği hallerde, ticari defterlerin mahkemeye sunulması bakımından da uygulanır. Diğer anlatımla, belirtilen bu durumda ticari defterler de, HUMK'nın 330 ve sonraki maddeleri (HMK'nın m. 220.) anlamında "vesika" niteliğindedir....
Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 222'nci maddesinin --- numaralı fıkralarının birlikte değerlendirilmesinden ticari defterlerin ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için yasaya göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olmasının şart olduğu; bu şekilde tutulan defterlerin sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olmasının gerektiği ve fakat diğer tarafın usulüne uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterlerin sahibi lehine delil olarak kullanılamayacağı belirtilmiştir....
Her ne kadar davacı ticari defterlerin sahibi aleyhine delil niteliğinin bulunduğu savunmasında bulunmuş ise de; ticari defterlerin davalıya tebliğ tarihinin 28/03/2013 tarihi olduğu, iş bu giderlerin ise 2012 yılı içerisinde defterlerin davacı uhdesinde bulunduğu dönemde bizzat davacı tarafından yapılan kayıtlara ilişkin olduğu, kaldı ki belgeye dayanmayan takibe konu 17.440,48 TL lik kaydın ters kayıt yapılarak kapatıldığı dikkate alınarak davacının iş bu yasal karineden faydalanamayacağı kanaatine varılmış, davacı tarafça gider olarak davalı ticari defterlerine işlenen kayıtlı giderlerin tarafınca yapıldığı belgelendirelememiş olup yerleşik teaamül gereği, mali müşavirce yapılması gereken tutar ise 15/03/2015 tarihli bilirkişi raporu ile mütalaa edildiği üzere ruhsat harcı, haberleşme gideri, Noter gideri ve Ticaret odası giderinden oluştuğu, bu tutarların ise 735,64 TL olduğu anlaşılmıştır....
Burada her ne kadar davacı vekili bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesinde ticari defterlerin sehven muhasebeci tarafından kapatıldığını belirtmiş ve buna ilişkin olarak tutulan tutanağı dosyaya ibraz etmişse de bu iddiaya itibar edilmesi hukuken mümkün değildir. Çünkü bakıldığı ortada zaman davacı tarafça tutulup da açılış ve kapanış onayları yapılmış ticari defterler bulunmaktadır. Durum böyle iken daha sonra tek taraflı olarak tanzim edilmiş bir tutanak ile aksinin kabulü hukuken mümkün değildir. Bu nedenle de davacı vekilinin bu yönde iddiasına itibar edilmemiştir. Öte yandan davacı vekili ısrarla davalının ticari defterlerinin de incelenmesini talep etmiştir. Hemen belirtmek gerekir ki davalıya usulüne uygun olarak tebligat yapılmış ve verilen kesin süre içerisinde ticari defterler dosyaya ibraz edilmemiştir. Kaldı ki davalıya ait ticari defterlerin nerede bulunduğu da meçhuldür....
Cilt s. 1826) Diğer yandan HMK'nın 222/1. maddesi ve TTK'nın 85/2. maddesi gereğince ticari defterlerin mahkemece re'sen incelenebileceği yasa koyucu tarafından açıkça düzenlendiğine göre, yasa koyucunun defterleri ibraz etmeyen tarafla ilgili herhangi bir yaptırım öngörmediği düşünülemez zira ticari defterlerin resen ibrazına karar verilmesine rağmen tarafların defterlerin ibraz etmemeleri halinde mahkeme ara kararının yerine getirilmesi mümkün olamayacaktır. Bu nedenle kanun koyucunun abesle iştigal etmeyeceği ilkesi gözönünde bulundurulmalıdır. Ticari defterlerin delil olması; Tacirler ticari bir uyuşmazlıkta gerek kendi defterlerine gerekse karşı tarafın ticari defterlerine delil olarak dayanabilirler. Ticari defterlerin ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için kanuna uygun olarak tutulmuş açılış ve kapanış tasdiklerinin yapılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır....
MAHKEMECE: Tüm dosya kapsamı ve bilirkişi raporu değerlendirilerek, taraflar arasında ticari ilişkinin bulunduğu, faturaların tarafların defterlerinde kayıtlı olduğu, defterlerin usulüne uygun olduğu, talep tarihi itibariyle takibe konu 3.984,62- TL fatura alacağından kaynaklı davacı alacağının bulunduğu anlaşıldığından, davanın kabulüne, alacağın likit alacak olması nedeniyle icra inkar tazminatına hükmedilmiştir....
Yukarıda açıklandığı üzere tacirlerin basiretli davranma ve ticari defterlerin korunması ve saklanmasında gerekli özeni gösterme yükümlülüğü bulunmaktadır. Somut olayda davacı şirket yetkilisi ...’ın şirkete ait defterleri koruyup saklaması gerekirken; ticari defterlerin hırsızlık olayının meydana geldiği ve şirketin kayıtlı adresi olan yerde bulunan iş yerinin sahibi olduğunu beyan eden ...’da bulunduğu anlaşılmıştır. Bu durumda ticari defterlerin korunması ve saklanmasında gerekli dikkat ve özenin gösterilmediği kanaatine varılmıştır. Ticari defterler için zayi belgesi verilebilmesi defterlerin bir afet veya hırsızlık sonucu zayi olması gerekir. Ancak somut olayda meydana gelen hırsızlık olayına ilişkin sadece davacı tarafın şikâyeti bulunmakta olup, açılan bir soruşturma dosyası veya başka bir delil dosyada bulunmamaktadır. Bu kapsamda defterlerin hırsızlık sonucu zayi olduğu da davacı tarafından ispatlanamamıştır....
Dava yasal 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmıştır.Tarafların tacir olması nedeni ile ticari defter ve kayıtlar kesin delil teşkil ettiğinden taraf ticari defter ve kayıtları mali müşavir bilirkişiye inceletilerek rapor tanzimi istenilmiştir Davacı Şirketin Ticari defterler ve dayanağı belgeler yardımcı defterlerin birbirini teyit etmesi nedeni ile TTK 85 md ve HMK 222 md gereğince delil niteliğine haiz olabileceği kanaati oluşmuştur. Davacı şirketin ticari defterlerinin incelenmesi neticesinde Davalı ------- mal alım-satıma konu ticari ilişkisinin mevcut olmadığı, Davalı tarafa sehven yapılan ödemenin ve geri alınan paraların da Davacı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı tespit edilmiştir. Bilirkişi incelemesinde incelenen resmi defter görüntüleri rapor ekinde ibraz edilmiştir....
Noterliğine ait 26.12.2019 tarih ve ... tasdik numaralı ticari defterlerini kaybettiğini, ticari defterlerin bulunabilmesi ve hükümsüzlüğü için 02.07.2021 tarihli Sabah gazetesi ve Ticaret Sicil Gazetesinde ilan yapıldığını ve sonuç alınamadığını belirterek ticari defterlerin zayi olduğuna dair taraflarına zayi belgesi verilmesini talep ve dava etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Adana Ticaret Sicil Müdürlüğüne ve Yüreğir Vergi Dairesine yazılan yazılara cevap verildiği ve yazıların dosya arasına alındığı görüldü. 6102 sy. TTK'nun 64 ve 65. maddelerinde; tacirlerin defter tutma yükümlülükleri, hangi defterleri nasıl tutmaları gerektiği düzenlenmiş, Aynı yasanın 82. maddesinde ise saklanması gereken defter ticari belgeler ile saklama süreleri belirlenmiştir....
Ticari defterlerin elektronik ortamda tutulması halinde de aynı düzenleme geçerlidir.Anılan kanuni düzenleme gereğince hak düşürücü sürenin tacirin zıyaı öğrendiği tarihten itibaren işlemeye başlayacağı açıktır.Dava konusu ticari defterlerin bulunduğu sisteme virüsün 07/12/2016 tarihinde bulaştığı bir gün sonrasında 08/12/2016 tarihinde antivirüs programının sisteme kurulduğu tespit edildiğinden saldırıyı öğrenme tarihinin 08/12/2016 olarak kabulü gerekmektedir. Bu halde ticari defterlerin zayi olduğunun öğrenildiği tarihin, sisteme virüsün girişinden sonra defterlerin kurtarılamayacağının anlaşıldığı tarih olarak kabul edilmesi gerekir. Bu halde, saldırının gerçekleşmesinden kısa ve makul bir süre sonra ticari defterlerin kurtarılması için gerekli çalışmaların yapılması ve sonuçlandırılması gerekir. Bu çalışma sonucunda alınacak teknik rapor ile ticari defterlerin kurtarılamayacağının anlaşılması ile ticari defterlerin zayi olduğunun kabulü gerekir....