Somut olayda; Dava, taraflar arasında unlu mamüller imalatı ve satışı için kurulan adi ortaklık ve işlerin büyümesi ile işlerin yürümesi, tüm ortakların iradesi ile kurulan limited şirket ve limited şirket üzerinden yürütülen ortaklık olmak üzere, adi ortaklığın tespiti tasfiyesi ile kâr payının tahsili istemli açılmıştır. Limited şirketinin kurulması tarafların kabulündedir. Unlu mamüllerle ilgili faaliyetin limited şirket üzerinden yürütüldüğü , davanın ticari işletme ile ilgili olduğu, ileri sürülen faaliyetin yürütüldüğü işletmenin ticari işletme mahiyetinde olması ve her iki tarafın ticari işletmesi olması itibarı ile ticari işletmeyi ilgilendiren eldeki davanın Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerekmektedir. KARAR : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 21.ve 22. maddeleri gereğince İzmir 5....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinaf başvuru dilekçesinde özetle; muvazaa nedenine dayalı tapu iptal davası TBK ya göre muvazaa / haksız fiil temelinde açılan bir dava olup; TTK'dan kaynaklı bir ticari dava olmadığı gibi, TTK 4'te havale, komisyon sözleşmeleri gibi TBK'dan kaynaklı nisbi ticari davalarda sayılmış olup; derdest dava iş bu davalardan da olmadığını, ticari dava olabilmesi için her iki tarafın tacir, ayrıca yapılan işin de ticari işletmesi ile ilgili olması gerektiğini, davacı müvekkilin tacir olmadığını, ortağı olduğu şirkete karşı açılan bir dava da olmadığını, ayrıca davanın konusu olan muvazaa nedenine dayalı tapu iptal ve tescil talebi de ticari iş olmadığını, davanın konusu ticari iş kapsamında ileri sürülebilecek bir husus olmadığını, zira nisbi ticari dava olabilmesi için her iki tarafın (davacı ve davalı) tacir, ayrıca davanın konusunun da ticari iş olması gerektiğini, tarafların üçüncü kişileri aldatmak amacıyla...
Mahkemece, davacının iradesinin fesada uğradığı iddiasına dayalı feragatin iptali ve gabin nedeniyle tapu iptal ve tescil istemine ilişkin olarak 29/11/2013 tarihinde açılan eldeki davanın, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde sayılan mutlak ticari davalardan olmadığı gibi, davacının tacir sıfatı bulunmadığından, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hukuk davası (nispi ticari dava) niteliğinde de olmadığı, bu nedenle davaya bakmaya görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesiyle, mahkemenin görevsizliği nedeni ile HMK nun 114/1-c ve 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden reddine karar verilmiştir. Karar, davalı şirket vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'ün raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü....
Teks.San.Ve Tic.Ltd.Şti.’nin imzalamadığı sözleşmeden kaynaklı borcu olmadığı, sözleşmeye konu binanın 1/5 payının Osman Kayabaş, 1/2 payının... ve 3/10 payının ... adına kayıtlı olduğu, bu haliyle davalı ...'ın sözleşmedeki imzayı kendi adına attığı vekil sıfatıyla imzanın atıldığını gösterir bir ibare bulunmadığı, ödenmeyen bedelden sorumluluğunun bulunduğu yönünde kesin kanaat oluştuğu, her nekadar davacı tarafın ticari kayıtlarında davalı şirketin borçlu olarak görüldüğü tespit edilmiş ise de; bu husunun davalı şirketin aile şirketi niteliğinde olmasından kaynaklandığı; sözleşme uyarınca davacı tarafça tahsili gereken bedelin 70.445,81 TL olduğu gerekçesiyle davalı şirket açısından itirazın iptali davasının reddine; davalı ... aleyhine açılan davanın kısmen kabulü ile, davalı tarafın istanbul 20....
Mahkemece Munzur A.Ş. ye yazılan yazı cevabında;19.02.2016 tairhinde davalı şirketin hisselerine Tunceli İcra Müdürlüğü'nün 2012/1107 Esas sayılı dosyasında haciz konulduğu, davalı şirket ile davalı Cenk Ali YAŞAR'ın hisse devri için başvuru yaptığı ancak hisselerin hacizli olması nedeniyle işlem yapılmadığı anlaşılmıştır. Yani dava edilen davalı şirket ile diğer davalı Cenk Ali YAŞAR arasında 19.02.2016 tarihinde dava dışı Munzur A.Ş. nezdindeki hisselerinin devrine yönelik tasarrufun şirket yönetim kurulu tarafından kabul edilmemesi nedeniyle geçerlilik kazanmadığı böyle bir devir gerçekleşmediği anlaşılmıştır....
Red, bu konudaki kararın verilmesine kadar geçen süre içinde alınan genel kurul kararlarının geçerliliğini etkilemez. (4) Şirket, üç ay içinde esas sermaye payının geçişini açıkça ve yazılı olarak reddetmemişse onayını vermiş sayılır. Şirket ortağı ... ... 'nun vefatı ile birlikte TTK 596 gereğince sermaye payının yasal mirasçılara geçmesinin şirket tarafından onaylanmadığı ve sermaye payının gerçek değerinin tespiti amacıyla dava açıldığı ve davanın derdest olduğu, davanın açılması ile birlikte müteveffa ... ...'nun esas sermaye payının şirket tüzel kişiliğine geçerek donduğu, ... ...'nun sermaye payına ilişkin olarak mirasçılarının, diğer ortakların veya şirket tüzel kişiliğinin oy kullanamayacağı, olumlu oy kullananların sermaye payı toplamının 131.750 pay olmakla TTK 621....
Davalı şirketin ---- iptali istenen ---- tutanağı, -------- karar örneği ve kesinleşme şerhi,----- dosyası, şirket ortaklarına yapılan kar dağıtımına ilişkin banka dekontları, şirket ana sözleşmesi celp ve ibraz edilmiş, şirketin ticari kayıt ve defterleri ile dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır. --- davalı şirket bünyesindeki --- devredildiği, devir işleminin---- olarak kabul edildiğini, ayrıca pay defterine isminin de yazıldığı görülmekte ise de;---- tarihinde kesinleştiği, ---- tarafından temyiz ve karar düzeltme talebinin reddi ile kararın kesinleştiği, bu karara göre ----- muvazaa nedeniyle geçersiz olduğu hususunun kesinleştiği anlaşılmıştır. --- hissedarlığı kesinleşen mahkeme kararı ile geçersiz kabul edildiğinden ----- olarak dikkate alınması ve ana sözleşmenin ---- sınırlamaya uygun olarak oyların hesaplanması gerekmektedir. --- tutanağında yer alan ---- okunduğu ve müzakere edildiği, davacıların gündemin ---- muhalefet şerhi sundukları, yapılan oylama sonucunda...
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2020/603 KARAR NO : 2023/45 DAVA : Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı) Mahkememizde görülmekte bulunan Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda; İDDİA: Davacı vekili mahkememize verdiği ... tevzi tarihli dava dilekçesinde özetle; davacının davalı şirketin ortağı olduğu, davacının şirket müdürü ... ile evli olduklarını ancak aralarında boşanma davası açıldığını, ...'ın şirketin % 85 hissesine sahip ortak olduğu, müvekkiline kar payı ödenmediğini, ortaklar arasında güven ilişkisi kalmadığını, anlaşmazlık bulunduğunu belirterek müvekkilinin ortaklıktan çıkmasına izin verilmesini, ortaklık payının ödenmesini, kar payının ödenmesini ve alacakların temini için davalı şirketin mal varlığı üzerine ihtiyati haciz konulmasını talep ve dava etmiştir....
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Uyuşmazlıkta, adi komandit şirketçe limited şirketten elde edilen kâr payının, adi komandit şirket aracılığıyla bu şirketin ortaklarına yansımasının söz konusu olduğu, limited şirketten elde edilen kâr payının asıl lehdarının adi komandit şirketin ortakları değil adi komandit şirketin kendisi olduğu, bu şirketin de tam mükellef kurum statüsünü haiz olmaması nedeniyle istisna hükmünden yararlanılmasının mümkün olmadığı belirtilerek ısrar kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir....
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Uyuşmazlıkta, adi komandit şirketçe limited şirketten elde edilen kâr payının, adi komandit şirket aracılığıyla bu şirketin ortaklarına yansımasının söz konusu olduğu, limited şirketten elde edilen kâr payının asıl lehdarının adi komandit şirketin ortakları değil adi komandit şirketin kendisi olduğu, bu şirketin de tam mükellef kurum statüsünü haiz olmaması nedeniyle istisna hükmünden yararlanılmasının mümkün olmadığı belirtilerek ısrar kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir....