Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ağır Ceza Mahkemesinin 29/04/2020 tarihli 2020/211 E. 2020/183 sayılı kararlarının yok hükmünde olduğu gözetilerek, dosyanın Dairemizin tevdi kararının gereğini yerine getirilmesi amacıyla Zonguldak 1. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesi için Yargıtay C.Başsavcılığına TEVDİNE 02/09/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, karşı tevdi mahalli isteyenin temyiz isteminin REDDİNE, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 06.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tevdi mahalli tayini davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde.... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- 6100 sayılı HMK'nin 382/d maddesinde, tevdi mahalli belirlenmesi talebi çekişmesiz yargı işleri arasında sayılmış, 387. maddede ise çekişmesiz yargı işlerine yönelik "iki hafta içinde istinaf yoluna başvurulabileceği" belirtilmiş olup istinaf mahkemeleri henüz faaliyete geçmemiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen tevdi mahalli tayini davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm ... Ltd.Şti. ile ... Ltd.Şti. tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I 6100 sayılı HMK'nun 382/d maddesine göre; tevdi mahalli belirlenmesi çekişmesiz yargı işleri arasında sayılmış, 387.maddede ise "iki hafta içinde istinaf yoluna başvurulabileceği " belirtilmiştir....

          CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinin eki olarak herhangi bir belge, delil vs. müvekkili şirket'e tebliğ edilmediğini, davacının aynen ifa talebi haksız olup taraflar arasındaki sözleşmeye ve hukuka aykırılık teşkil ettiğini, huzurdaki davanın konusu aynen ifa olduğundan ve aynen ifayı hiçbir şekilde kabul etmediklerinden müvekkili şirket'in 17.964,42 TL'yi iade etmek istemesine karşın davacı'nın haksız kazanç elde etmek için banka hesap bilgilerini paylaşmamada ısrar etmesi üzerine taraflarınca tevdi mahalli tayini talep edilmiş olduğununu haksız davanın reddi gerektiğini savunmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, TBK m. 125 gereği aynen ifa talebine ilişkindir. 20/09/2022 tarihli ara karar ile dosyanın bir inşaat mühendisi bilirkişisine tevdi edilerek bilirkişi raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve 21/11/2022 tarihli bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir....

            (TBK 347/1. fıkra) maddesi gereğince kiracı belirli süreli sözleşmenin süresinin bitiminden en az on beş gün önce bildirimde bulunmadıkça sözleşme aynı koşullarla bir yıl için uzar. Bu nedenle sözleşme sonunda kiracı tarafından sözleşmenin ne şekilde sona erdirileceğini düzenleyen maddenin, sözleşmenin tek taraflı olarak süresinden önce feshi halinde uygulanacak makul süre belirlemesi olarak kabul edilmesi mümkün değildir. O halde, mahkemece; taleple bağlılık kuralına göre davacının makul süre tazminatı talep ettiği anlaşıldığından, ödenmeyen kira döneminin hesaplamaya katılmaması, tahliye bitiminde belirlenen 2 aylık sürenin makul süre olarak benimsenmemesi ve davacının aynı taşınmazı 16/03/2016 tarihinde dava dışı kişiye kiraladığının anlaşılması karşısında davacının makul süre tazminatı alacağının bulunup bulunmadığının belirlenmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir....

              nin icra mahkemesine başvurarak, takip konusu borcun icra takibinden önce takibe dayanak çek numarasına ve keşide tarihine atıfta bulunmak suretiyle alacaklı şirketin banka hesabına ödendiğini ileri sürerek icra takibinin iptalini istediği, mahkemece; borçlu şirket tarafından yapılan ödemelerin kabul edildiğinden bahisle, takibin durdurulmasına karar verildiği, alacaklı tarafından yapılan temyiz istemi üzerine Dairemizin 2016/610 Esas, 2016/14997 Karar no ve 26/05/2016 tarihli kararında; başvurunun bu hali ile İİK.’nun 169. maddesine dayalı ödeme emrinin tebliğinden önceki döneme ilişkin itfa itirazı olduğu, yapılan ödemelerden alacaklı şirketin haberdar edildiği ispatlanamadığından ödemelerin kısmi ödeme kabul edilerek, mahkemece TBK.’nun 100. maddesi ve İİK.’nun 169/a maddesi gözetilerek,Yargıtay denetimine imkan verecek şekilde bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle işlemiş faiz, icra vekalet ücreti ve takip masrafları dikkate alınarak borç miktarının belirlenmesi ve oluşacak...

                Türk Borçlar Kanunun 107. maddesi ''Alacaklının temerrüte düşmesi durumunda borçlu, hasar ve giderleri alacaklıya ait olmak üzere, teslim edeceği şeyi tevdi ederek borcundan kurtulabilir. Tevdi yerini, ifa yerindeki hakim belirler.'' hükmü düzenlenmiştir. Türk Borçlar Kanununun 111. Maddesinde ;"Borçlunun kusuru olmaksızın, alacağın kime ait olduğunda veya alacaklının kimliğinde duraksama sebebiyle ya da alacaklıdan kaynaklanan diğer kişisel bir sebeple borç, alacaklıya veya temsilcisine ifa edilemezse borçlu, alacaklının temerrüdünde olduğu gibi, tevdi ya da sözleşmeden dönme hakkını kullanabilir." hükmü düzenlenmiştir. HMK'nın 382/1.d.3 bendi uyarınca, tevdi mahalli tayini talebi, çekişmesiz yargı işlerindendir....

                  in bizzat sorumlu olup olmadığı, görevi gereği kendisine özel olarak tevdi edilip edilmediği, şantiye görevlisi bulunup bulunmadığı kuşkuya yer vermeyecek biçimde kesin olarak saptanıp, sanık ...'e görevi gereği özel olarak tevdi ve teslim edilen, koruma ve gözetiminde bulunan mallara karşı suçun işlendiğinin belirlenmesi halinde hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma, aksi halde hırsızlık suçunun oluşacağı gözetilmeden eksik soruşturma ve yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde hizmet nedeniyle emniyeti suistimal suçundan hüküm kurulması,Bozmayı gerektirmiş, sanık ..., sanıklar ... ve ... müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 04.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                    Manevi tazminat bakımından talep, TBK m. 114/2 hükmüne dayanmakla bu hüküm gereğince “Haksız fiil sorumluluğuna ilişkin hükümler,--- sözleşmeye aykırılık hâllerine de uygulanır.". Dolayısıyla bu atıf gereğince uygulama alanı bulacak hüküm olan TBK m. 58/1 hükmü uyarınca “Kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat --- bir miktar para ödenmesini isteyebilir." Manevi zarar, malvarlığındaki azalmayı değil, kişilik haklarına ilişkin tecavüz sebebiyle bir kimsenin --- böylece yaşama zevkinde ortaya çıkan azalmayı ifade eder. Borcun gereği gibi ifa edilememesi halinde TBK m.114/2 hükmünün TBK m. 58/1 hükmüne atfı dolayısıyla manevi zararın tazmini talebinde bulunulabilecekse de üzüntünün manevi tazminat gerektirebilmesi için kişilik hakkının ihlali sonucu oluşması gerekir. Dolayısıyla somut olayda üzüntü, ---doğduğundan ve TBK m. 58/1 hükmünde sayılan manevi tazminat koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği irdelenmelidir....

                      UYAP Entegrasyonu