WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, 15.10.2012 tarihli kararla alacaklının temerrüdünün olduğu ispatlanmadığından tevdi mahalli isteminin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiş, mahkemenin, tevdi mahalli tayini kararlarının temyizi kabil olmadığı gerekçesiyle temyiz dilekçesinin reddine dair 08.11.2013 tarihli ek kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 6100 sayılı HMK'nun 382/d maddesinde, tevdi mahalli belirlenmesi talebi çekişmesiz yargı işleri arasında sayılmış, 387. maddesinde ise çekişmesiz yargı işlerine yönelik "iki hafta içinde istinaf yoluna başvurulabileceği" belirtilmiş olup istinaf mahkemeleri henüz faaliyete geçmemiştir....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Talep, tevdi mahalli tayini istemine ilişkindir. Tevdi mahalli tayini istemine ilişkin kararlar geçici nitelikte olup, işin esasını çözümleyen kararlardan olmadığından buna ilişkin taleplerin mahkemece esas defterine kaydedilmeyip, Değişik İş üzerinden görülmesi gerektiğinden mahkemece talebin Değişik İş dosyası üzerinden değerlendirilmesi doğrudur. Türk Borçlar Kanunu'nun 107.maddesinde "Alacaklının temerrüde düşmesi durumunda borçlu, hasar ve giderleri alacaklıya ait olmak üzere, teslim edeceği şeyi tevdi ederek borcundan kurtulabilir. Tevdi yerini, ifa yerindeki hâkim belirler. Bununla birlikte ticari mallar, hâkim kararı olmadan da bir ardiyeye tevdi edilebilir." düzenlemesi bulunmaktadır. Kanun maddesinde yasa yolu gösterilmemiş olup, ödeme yeri belirlenmesine ilişkin kararlara karşı yasa yolunun açık olup olmadığı dairemizce değerlendirilmiştir. Kanunda itiraz veya istinaf yasa yolunu öngören bir düzenleme bulunmamaktadır....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi -K A R A R- Dosya içeriğine göre dava, tevdi mahalli tayini (ödeme yerinin belirlenmesi) istemine ilişkindir. Başkanlar Kurulu Kararı ve Yargıtay Yasasının 14. maddesine göre temyiz inceleme görevi Yüksek Yargıtay 6.Hukuk Dairesine aittir. Bu nedenlerle dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE 02.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Bankası .... şubesinde karşı taraf adına hesap açtırılmasına, açtırılacak bu hesabın tevdi mahalli olarak tayinine karar verilmiştir. Karara karşı aleyhine tevdi mahalli tayin edilen istinaf başvurusunda bulunmuştur....

        ın ise diğer sanığın suçuna kendisine muhafaza etmesi için teslim edilen eski tahsilat fişlerini sanık ...’e vermesi sonucu iştirak ettiği ayrıca şirketin iki müşterisine ait tahsilatın parasını şirkete vermeyerek kendi hesabına aldığının iddia edildiği olayda; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi için, sanıkların tahsil edip şirkete teslim etmedikleri para bulunup bulunmadığı ve varsa bu para miktarının belirlenmesi için katılana ait şirkete ilişkin defterler, tüm belgeler ve ödeme fişlerinin getirtilerek Sayıştay denetçilerinden oluşacak bilirkişi heyetine tevdi edilip alınacak rapor ile tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle sanıkların hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken eksik soruşturma ile yazılı şekilde hüküm kurulması, Bozmayı gerektirmiş, katılan vekili ve sanık ... müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 Sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 Sayılı CMUK.nun 321....

          in yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının, davacı vekilinin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2-Dava Borçlar Kanunu'nun 46. maddesi (6098 sayılı TBK m. 54) gereğince çalışma gücü kaybı nedeniyle maddi tazminat ve 47. maddesi (TBK m. 56) gereğince manevi tazminat istemine ilişkindir. Sorumluluk hukukunun temel amacı, bir kimsenin malvarlığında iradesi dışında meydana gelen eksilmeleri aynen veya nakden gidererek zarar görenin zarar verici olay sonucunda malvarlığında eksilen değer yerine nitelik veya nicelik yönünden eş bir değer koymaktır. Bu anlamda gerçek zararın belirlenmesi ve giderilmesi önem arzetmektedir. Cismani Zarar Halinde Lazımgelen Zarar ve Ziyan başlıklı 818 sayılı BK 46. maddesinin 2. fıkrası (6098 sayılı TBK m. 75) gereğince gerçek zararın belirlenmesi bakımından karar tarihine en yakın tarihlerdeki ölçütlerin kullanılması gerekmektedir....

            Kazanın oluşumunda araç sürücülerinin kusur oranının belirlenmesi için dosya mahkememizce bilirkişi heyeti ......... ve arkadaşlarına tevdi edilmiş, bilirkişi heyeti düzenlemiş olduğu 28/09/2021 tarihli raporlarında davalı .........'ın %85, davacıların yolcu olarak içinde bulunduğu araç sürücüsü .........'in ise %15 oranında kusurlu olduğunu teknik kanaatleri olarak belirtmişler, mahkememizce de düzenlenen kusur bilirkişisi raporu yeterli görülerek hükme esas alınmıştır. Davacı tarafın talep edebileceği tazminat miktarının belirlenmesi için dosya bilirkişi heyeti .......... ve ..........'ya tevdi edilmiş, bilirkişi heyeti düzenlemiş olduğu 07/06/2021 tarihli raporlarında özetle; davacı ........'in talep edebileceği destekten yoksun kalma tazminatının 87.381,44-TL, davacı ........ ve ............

              Bu kapsamda, davacının haksız bir fiil olan trafik kazası kapsamında uğradığı bedensel zararları olan sürekli ve geçici iş göremezlik tazminatlarını TBK madde 49 ve 54 hükümlerine göre davalıdan isteyebilecektir. Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybı nedeniyle zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Yargıtay -----.HD'nin------- sayılı içtihadı naza alınarak bu noktada, maluliyetin tespiti yönünden bilirkişi raporları aldırılmıştır. Yukarıda açıklandığı şekliyle meydana gelen kazada, sorumlulukları da TBK, TTK ve KTK kapsamında çizilen davalının, usul ve yasaya uygun olduğu belirlenen bilirkişi raporlarında belirtilen maddi zarardan kusur oranında poliçe limiti ile sınırlı olarak davalının sorumlu olduğu kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

                Ancak iş sahibi eseri kabul etmiş olsa da ayıp kasten gizlenmişse veya gizli ayıp söz konusu ise yüklenici sorumluluktan kurtulamaz (TBK m.477/1). Borçlar Kanunumuzda muayene ve ihbar külfetleri bakımından bir süre düzenlenmemiş olup, işlerin olağan akışına göre imkan bulur bulmaz muayene edip açık ayıpları uygun bir sürede yükleniciye bildirmelidir. TBK m.477/f.3 uyarınca gizli ayıpların ise gecikmeksizin bildirilmesi gerekmektedir. İş sahibi bu bildirimi en geç teslimden başlayarak iki yıl içinde (TBK m.478) yapmalıdır. Bkz. Alper Gümüş, Borçlar Hukuku Özel Hükümler, İstanbul 2020, s.376). Ayıp sebebiyle iş sahibi, meydana gelen eser kullanılmayacak veya hakkaniyete göre kabulü beklenemeyecek derecede ayıplı olursa sözleşmeden dönebilir (TBK m.475/I, b.1). Bu seçimlik hakkı kullanmak yerine İşsahibi bedelden indirim (TBK m.475/b.1, b.2) veya eserin ayıp oranında giderilmesi (TBK m.475/1, b.3) ve/veya tazminat (TBK m.475/f.2) talep edebilir....

                  Asliye Ticaret Mahkemesi'nde 2022/74 D.İş numarası ile incelendiğini ve talebin yargılamayı gerektirdiğinden bahisle reddedildiğini, bu sebeple istinaf kanun yoluna başvurulması zorunluluğunun hasıl olduğunu, tevdi mahalli tayininin çekişmesiz yargı işi olduğunu, çekişmesiz yargı işlerinde verilen kararların, HMK madde 387 gereğince öğrenilmesinden itibaren iki hafta içerisinde istinaf yoluna taşınabileceğini, taleplerinin çekişmesiz yargı alanın dışında kaldığına hükmedildiğini, tevdi mahalli tayinin çekişmesiz yargı işi olmasının nedeninin, uyuşmazlığın yokluğu keyfiyeti olmadığını, tevdi mahalli tayinine ihtiyaç duyulan her durumda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunduğunu, başka bir ifadeyle uyuşmazlık konusu olmayan bir olayda tevdi mahalli tayinine ihtiyaç duyulmayacağını, o halde, tevdi mahalli tayininin uyuşmazlık olmaması şartına bağlanırsa, hiçbir zaman “çekişmesiz yargı işi” olmayacağını, kanun koyucunun tevdi mahalli tayinini çekişmesiz yargı işi olarak düzenlediğini, sonuç...

                    UYAP Entegrasyonu