Maddelerinde düzenlenmiş olup ifadan kaçınma ve tevdiye ilişkin düzenleme ise TBK.187. Maddede düzenlenmiştir. TBK.187. madde"Kime ait olduğu çekişmeli bulunan bir alacağın borçlusu, ifadan kaçınabilir ve alacağın konusunu hâkim tarafından belirlenen yere tevdi etmekle borçtan kurtulur. Borçlu, alacağın çekişmeli olduğunu bildiği hâlde ifada bulunursa, bundan doğacak sonuçlardan sorumlu olur. Dava konusu olan çekişme mahkemece henüz sonuca bağlanmamış ve borç da muaccel ise, taraflardan her biri borçluyu, edimi tevdi etmeye zorlayabilir." hükmünü ihtiva eder....
Davaya konu uyuşmazlıkta, davacı yan her ne kadar ilk başta söz konusu ürünleri bir depoya tevdi etmişse de, bir süre sonra kendi uhdesine aldığı ve hatta bir üçüncü kişiye satıp teslim ettiği hususları, davacının kendi beyanlarıyla da sabittir. Alacaklı temerrüdüne ilişkin TBK m. 109/f. I uyarınca, “Alacaklı, tevdi edilen şeyi kabul ettiğini açıklamış veya tevdi bir rehnin ortadan kaldırılması sonucunu doğurmuş olmadıkça borçlu, tevdi edilen şeyi geri alabilir.” Ancak aynı hükmün ikinci fıkrasına göre, tevdi edilen şey geri alındığı anda alacak, bütün yan haklarıyla birlikte varlığını sürdürür. Dolayısıyla davacının da eldeki sözleşme kapsamında borcu devam etmektedir. Şu halde, adeta bu mallar davalıya teslim edilmiş gibi düşünülerek, sözleşmeye göre karşılığını teşkil eden edimin aynen ifasının istenmesi dürüstlük kuralına aykırıdır ve bu nedenle aynen ifa değil ancak zararın tazmini talep edilebilir. Burada tazmini söz konusu olan zarar, müspet zarardır....
Bir şeyin teslimine ilişkin edimlerde tevdi hakkı başlıklı 6098 sayılı TBK 107. maddesinde de "Alacaklının temerrüde düşmesi durumunda borçlunun, hasar ve giderleri alacaklıya ait olmak üzere teslim edeceği şeyi tevdi ederek borcundan kurtulabileceği, tevdi yerini ifa yerindeki hakimin belirleyeceği, bununla birlikte ticari malların hakim kararı olmadan da bir ardiyeye tevdi edilebileceği" hükmü getirilmiştir. Bu kapsamda, davalının, davacı tarafından teslim alınmayan, davaya konu ------ ardiyede herhangi bir mahkeme kararı olmadan saklamasının kanuna uygun olduğu, davalının bu nedenle edimini ifa etmediğinin kabul edilemeyeceği, davalının sistemi davacı tarafından -----nedeniyle teslim almamasından sebeple ardiyeye kaldırması ile edimin ifa etmiş sayılacağı, bu kapsamda davacının davaya konu açılır tavan sistemi bedelini iade isteyemeyeceği anlaşılmakla, davanın reddine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi -K A R A R- Dosya içeriğine göre dava, tevdi mahalli tayini (ödeme yerinin belirlenmesi) istemine ilişkindir. Başkanlar Kurulu Kararı ve ... Yasasının 14. maddesine göre temyiz inceleme görevi ... ... 6.Hukuk Dairesine aittir. Bu nedenlerle dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE 08.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Dava, özel yasadan kaynaklanan tevdi mahalli belirlenmesi istemine ilişkindir. Tarafların sıfatına ve uyuşmazlığın niteliğine göre, dosyanın temyiz incelemesi, Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin görevine girmektedir. SONUÇ : Yukarıdaki açıklanan nedenlerle, dosyanın görevli Yüksek 3. Hukuk Dairesi Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE, 21.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Merci tayini (tevdii mahali) Uyuşmazlık, tevdi mahalli belirlenmesi talebi, sebepsiz zenginleşmeye dayalı ve davacı aleyhine açılan tazminat davasından kaynaklanmaktadır. Bu durumda temyiz incelemesi dairemizin görevi dışında bulunduğundan dosyanın görevli Yargıtay 3.Hukuk Dairesi Başkanlığı'na gönderilmesine, 27.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
DAVA : Yargı yerinin belirlenmesi HÜKÜM : Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi'nin yargı yeri olarak belirlenmesi Taraflar arasında görülen davada Gebze 2.Sulh Mahkemesi ve Gebze Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü. I....
Bu nedenle 6101 sayılı Tütk Borçlar kanununu uygulama şekli hakkındaki kanunun 1 maddesine göre kira bedelinin belirlenmesinde TBK hükümlerinin uygulanması gerekir. Kira bedelinin tespiti TBK 344 maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddenin 3 fıkrasına göre kira bedelinin hak ve nasafet kuralına göre belirlenebilmesi için 4+1 kuralının uygulanması gerekir, ilk yıl sözleşme hükümleri, uzayan 4 yılda TBK 344/1 maddesine göre ÜFE oranını geçmemek üzere endeks uygulanmalı, 5 yıldan sonra yanı 6 yıl için ise TBK 344/3 maddesine göre hak ve nesafet kuralına göre kira bedeli belirlenmelidir. Somut olayda ilk kira sözleşmesi başlangıç tarihinden dava tarihine kadar 5 yıllık (4+1) süre geçmemiştir. Bu durumda kira bedelinin TBK 344/1 maddesinde yazılı hükümlere yani endekse göre belirlenmesi gerekirken dava tarihinde yürürlükte olan TBK 344 maddesi nazara alınmadan hak ve nasafete göre kira bedelinin tespit edilmesi, belirlenen kira bedelinde de hakkaniyet indirimi yapılması doğru değildir....
TBK 18. Maddesine göre sebebini içermemiş olsa bile borç tanıması geçerlidir. Somut olayda davacı taraf 23.06.2012 tarihli protokole dayanarak ilamsız takipte bulunmuş, davalı taraf ise esasa girilmeksizin öncelikle zamanaşımı nedeniyle davanın reddini talep etmiştir. Protokolde borcun kaynağı konusunda bir açıklama yer almamıştır. Protokol TBK 18. Maddesi uyarınca borç ikrarı açısından geçerli olmakla birlikte alacağın zamanaşımına uğrayıp uğramadığının belirlenmesi açısından protokoldeki borcun kaynağının (hukuki tavsifin) belirlenmesi gerekmektedir. Davacı vekili 29.09.2021 tarihli dilekçede bir miktar belirtmeksizin takip konusu alacağın bir kısmının ortaklıktan bir kısmının ise daha önce banka havaleleri ile şirkete gönderilen paradan kaynaklandığını beyan etmiştir. TBK 147. Maddesi uyarınca ortaklık sözleşmesinden doğan (ortakların birbirleri veya kendileri ile ortaklık arasındaki veya ortaklar arasındaki) alacaklar 5 yıllık zamanaşımı süresine tabidir. TBK 389....
Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, tevdi mahalli tayini istemine ilişkindir. ... 1. Sulh Hukuk Mahkemesince TBK'nın 107/2. maddesine göre tevdi yerini ifa yerindeki hâkimin belirleyeceği ve TBK'nın 89. maddesine göre de para borçlarında ifa yeri alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yeri olması nedeni ile yetkisizlik kararı verilmiştir. ... Sulh Hukuk Mahkemesince, borcun kambiyo senedinden kaynaklandığı, kambiyo senedinden kaynaklanan borçların aranacak borç niteliğinde olduğu buna göre de ödeme yerinin keşide yeri olduğu, çek üzerinde yapılan incelemede keşide yerinin ... olduğu gerekçesiyle yetkisizlik yönünde hüküm kurulmuştur. Somut olayda, tevdi mahalli tayini isteyen vekili müvekkili şirketin satın saldığı mallar karşılığında ......