Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;'' Yetki itirazında davacıya ayrı ayrı 4 defa 07.08.2017- 08.08.2017- 10.08.2017 ve 14.08.2017 tarihlerinde işe davet ihtarı gönderilmesine rağmen işe başlamadığını, davacının işe başlama niyeti olmadığını, salt işe iade davasının sonuçlarından faydalanmak istediğini, bu nedenle işe başlatmama ve boşta geçen süre ücretine hak kazanamadığını, İstanbul 4. İş Mahkemesinin 2014/825 E. ve 2015/707 K. sayılı ilamı davacının işe iadesine karar verildiğini, davacının Beyoğlu 20....

Feshin geçersizliği ve işe iade kararı sonrası, işçinin işe başlatılması için başvurusu ile işverenin işe davetinin de dürüstlük kuralı kapsamında samimiyet noktasında sorgulanması ve işverenin sözleşme ile kararlaştırılan nakil veya başka yerde görevlendirme yetkisini saklı tutan kuralın da objektif iyiniyet kuralı kapsamında değerlendirilmesi gerekir. İşçinin işe iade yönündeki başvurusu samimi olmalıdır. İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez. İşçinin süresi içinde işe iade yönünde başvurusunun ardından, işverenin daveti üzerine işe başlamamış olması halinde, işçinin gerçek amacının işe başlamak olmadığı kabul edilmelidir. Başka bir anlatımla, işçi işverene hiç başvurmamış gibi sonuca gidilmelidir. Bu durumda işverence yapılan fesih, 4857 sayılı Yasa'nın 21'inci maddesinin beşinci fıkrasına göre geçerli bir feshin sonuçlarını doğurur....

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti: Davacı, davalıya ait işyerinde personel müdürü olarak çalışırken iş sözleşmesinin işverence haksız şekilde fesh edilmesi üzerine açtığı işe iade davasının lehine sonuçlandığını, karar sonrası işverence işe başlatılmayıp bir kısım ödeme yapılsa da alacaklarının tam olarak karşılanmadığını ileri sürerek, bakiye kıdem ve ihbar tazminatı ile işe iade kararı sonucu hak kazandığı boşta geçen süre ücreti ile işe başlatmama tazminatının tahsilini, istemiştir. B) Davalı Cevabının Özeti: Davalı, işe iade kararı sonrası davacıya tüm haklarının ödendiğini ve alacağı bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir....

    Mahkemece davanın işe iade davası olduğu nitelendirilerek, feshin makul şüphe altında olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, davacı dava dilekçesinde davalı T4 mütevelli heyetinin 2016/46 sayılı kararının iptali ile işe iadesini talep etmiş, işe iade davası sırasında davacının talebi doğrultusunda mütevelli heyet kararının iptali yönünden talebin ayrılarak mahkemenin 2020/335 esasına kaydedildiği, işe iade talebi yönünden ise mahkemenin 17/10/2019 tarih, 2019/115 esas, 2019/518 karar sayılı kararı ile 30 işçi şartı gerçekleşmediğinden davanın reddine karar verildiği ve kararın davacı tarafça istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 01/10/2020 tarih, 2020/679 esas, 2020/844 karar sayılı kararı ile istinaf isteminin esastan reddine karar verildiği görülmüştür. Dolayısı ile eldeki dava işe iade davası değil, dava mütevelli heyet kararının hukuka aykırılığının tespiti istemine yöneliktir....

    İşe iade kararı verilmesi halinde boşta geçen süre ve işe başlatmama tazminatı alacaklarından 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2/7. maddesi uyarınca asıl işveren alt işveren ile birlikte sorumludur. Bu alacakların sonradan işe iade davasında taraf gösterilmeyen asıl işverenden istenmesi halinde yasal hak düşürücü süre içinde açılan dava üzerine verilmiş işe iade kararı kesin hüküm teşkil edecek, asıl işverenin feshin haklı veya geçerli nedene dayandığı, hesaplamaların yerinde olmadığına yönelik itirazları incelenemeyecektir. Öte yandan işçi alt işverendeki işine iade edilse de işyeri asıl işverene ait olduğundan işyerinde davacı işçinin tekrar çalışmaya başlaması istemi ile açılan işe iade davası asıl işveren ile birlikte görülmelidir. Yüksek Mahkeme uygulamaları da işe iade davasında asıl işveren ile alt işveren arasında mecburi dava arkadaşlığı bulunduğu yönündedir....

    İşe iade kararı verilmesi halinde boşta geçen süre ve işe başlatmama tazminatı alacaklarından 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2/7. maddesi uyarınca asıl işveren alt işveren ile birlikte sorumludur. Bu alacakların sonradan işe iade davasında taraf gösterilmeyen asıl işverenden istenmesi halinde, yasal hak düşürücü süre içinde açılan dava üzerine verilmiş işe iade kararı kesin hüküm teşkil edecek, asıl işverenin feshin haklı veya geçerli nedene dayandığı, hesaplamaların yerinde olmadığına yönelik itirazları incelenemeyecektir. Öte yandan işçi alt işverendeki işine iade edilse de, işyeri asıl işverene ait olduğundan işyerinde davacı işçinin tekrar çalışmaya başlaması istemi ile açılan işe iade davası asıl işveren ile birlikte görülmelidir. Yüksek Mahkeme uygulamaları da işe iade davasında asıl işveren ile alt işveren arasında mecburi dava arkadaşlığı bulunduğu yönündedir....

    İşe iade kararı verilmesi halinde boşta geçen süre ve işe başlatmama tazminatı alacaklarından 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2/7. maddesi uyarınca asıl işveren alt işveren ile birlikte sorumludur. Bu alacakların sonradan işe iade davasında taraf gösterilmeyen asıl işverenden istenmesi halinde yasal hak düşürücü süre içinde açılan dava üzerine verilmiş işe iade kararı kesin hüküm teşkil edecek, asıl işverenin feshin haklı veya geçerli nedene dayandığı, hesaplamaların yerinde olmadığına yönelik itirazları incelenemeyecektir. Öte yandan işçi alt işverendeki işine iade edilse de işyeri asıl işverene ait olduğundan işyerinde davacı işçinin tekrar çalışmaya başlaması istemi ile açılan işe iade davası asıl işveren ile birlikte görülmelidir. Yüksek Mahkeme uygulamaları da işe iade davasında asıl işveren ile alt işveren arasında mecburi dava arkadaşlığı bulunduğu yönündedir....

    Davacı İstinaf sebepleri: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dosyada, işe iade başvurusunun hem asıl hem alt işverene yapıldığını, asıl işverenin işe başlama davetini aldığının ortada olduğunu, alt işveren Emir Tersanecilik'in işe iade başvurusundan haberdar olmadığını iddia etmesinin gerçeğe uygun olmadığını, hakkın kötüye kullanılmasının örneğini teşkil ettiğini, kaldı ki geçersizliği tespit edilen feshin gerçekleştiği tarihte, mevcut olan alt işverenlik ilişkisinin işe iade tarihinde devam etmesi halinde, asıl işverene de işe başlamak üzere başvurulabileceğini, asıl işveren Sefine Tersanecilik ile diğer alt işveren Emir Tersanecilik arasında asıl-alt işveren ilişkisi devam ettiğinden, asıl işverene yapılan işe iade başvurusunun samimi bir işe başlama talebi olduğunu, Emir Tersanecilik'in dosyada başka bir adresinin olmadığını, adresle ilgili hiçbir beyanının bulunmadığını, işe iade başvurusunun davalının dosyadaki adresine yapılmadığını, işçinin bir işletmenin adresini araştırmak...

    İlk derece Mahkemesince isabetli şekilde tespit edildiği üzere yapılan fesih geçersiz olup, verilen kararda hukuka aykırı bir yön tespit edilmemiştir. Davalı tarafından işe iade kararı bakımından istinaf edilen kararda, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belge ve delillere göre; ilk derece mahkemesinin uyuşmazlık konusu hukuki ilişki ve hususları nitelemesi, dosyadaki verilerle çelişmeyen tespitleri, delilleri takdir ve değerlendirmesi, uyuşmazlığın çözümü için gereken hukuk kurallarını uygulaması, uyuşmazlık konusu hususları gerekçelendirmesi isabetli olup, kamu düzenine aykırı bir husus da tespit edilmediğinden, yerinde bulunmayan istinaf itirazlarının 6100 sayılı HMK'nun 353/1- b.1 ve 355. maddeleri uyarınca esastan reddine ilişkin oybirliği ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

    Davalı işveren vekili, davacının işe iade talepli ihtarnamesinin müvekkiline tebliğ edilmeksizin iade edildiğini, davacının şirketin yeni adresini tespit imkanı bulunmasına rağmen yeniden ihtarname düzenlememiş olması sebebi ile işe iade talebinde samimi olduğunun kabul edilemeyeceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, kesinleşen işe iade kararı üzerine süresi içerisinde işe iade talebinde bulunan davacının davalı işveren tarafından işe başlatılmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkeme 10.04.2012 tarihli kısa kararında 10.550,25 TL kıdem tazminatı alacağını hüküm altına almıştır. Gerekçeli kararda ise, davacının hak ettiği kıdem tazminatı miktarının 8.852,15 TL olduğu belirtilmiştir....

      UYAP Entegrasyonu