İstinaf Sebepleri 1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde; toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarının reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun (6356 sayılı Kanun) 39 uncu maddesine göre toplu iş sözleşmesinden yararlanması adına sendika üyeliklerinin bildirilmesi gerektiğinden bahsedilen işçilerin, toplu iş sözleşmesinin imza tarihinden sonra sendikaya üye olan işçiler olduğunu, davacının sendika üyelik tarihi, konu toplu iş sözleşmelerinin imza tarihinden önce olduğu için davacının sendika üyeliğinin işverene bildirimi şartı (davacının toplu iş sözleşmelerinden yararlandırılması için) olmadığını, müvekkilinin sendika üyeliğinin davalı işverene bildirilip bildirilmediğini araştırmanın gereksiz olduğunu, davalı işverenin müvekkilinin sendika üyeliğini bildiğini, bilmesinin yanı sıra bilen ve bilmesi gereken konumunda olduğunu, 6772 sayılı Kanun'dan kaynaklanan ilave tediye alacakları için hesaplanan tutarların da düşük olduğunu...
DAVA KONUSU : Sendikalara İlişkin Mevzuattan Kaynaklanan Davalar (Sendika Üyeliğinin Tespiti (Send. K. M.17/5)) KARAR : Davalı T7 vekili cevap dilekçesinde özetle, husumet itirazlarının olduğunu, sendika üyeliğinin kamu görevlisinin başvurusu ve sendikanın onayı ile kazanıldığını, Milli Eğitim Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğünün 06.04.2022 tarih ve 47330882 sayılı yazısının 4688 sayılı Kanun’a aykırı olduğu ve kanun hükmünün uygulanması gerektiğini, sendika üyeliğinin kamu görevlisinin başvurusu ve sendikanın onayı ile kazanıldığını, üyeliğin kamuya bildirilmemesinin sendika üyeliğini geçersiz kılamayacağını beyan ederek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur....
Halen işyerinde çalışan davacı tanıklarından ..., işyerinde sendika örgütlenme çalışmaları başladı, davacı da bu çalışmalara katılıyordu, Genel Müdür Alper Bey beni çağıdırdı, sendika üyesi olup olmadığımı sordu, ben de olmadığımı söyledim, kendisi üye olmadığımı bildiğini, üye olmamamı ve üye olanlara destek vermememi istedi , 3 kişinin iş akdi feshedildi, hepsi sendika üyesi idi şeklinde, ... ise; davacının ismi de sendika örgütlenmesine katılan işçiler arasında geçiyordu, işveren yetkilierinine yakın çalışanların bilgi aktarımları doğrultusunda sendika üyesi olanların ya da örgütlenme çalışmalarına katılan işçilerin bir kısmının işten çıkartıldığını, bir kısmının da maaşlarına düşük zam yapılddığını biliyorum, şeklinde beyanda bulunmuştur....
İmar AŞ) işletmesinde 19.04.2022 tarihinde yapılan işyeri sendika temsilciliği seçiminin Sendika Tüzüğü'ne ve hukuka açıkça aykırı olduğunu, yetki tespit yazısında belirtilen işyerlerinde ayrı ayrı olmak üzere, yetki tespit tarihi esas alınarak, işyerinde çalışan işçi sayılarına göre kanunda belirtilen en çok sayıda işyeri sendika temsilcisi seçiminin yapılması gerekirken davalı Sendikanın hukuka aykırı olarak sadece dört işyerinde seçim yaptığını, seçim yapılan işyerlerindeki işçi sayıları dikkate alındığında temsilci sayılarının da kanuna ve usule aykırı tespit edildiğini, Bakanlığın yetki tespitinde altı işyeri numarası belirtilmiş olduğundan hukuken artık bu işyerlerinde tespit tarihi itibarıyla çalışan işçi sayıları esas alınarak seçimin yapılması gerekeceğini, davalı Sendikanın kendisinin uygun bulduğu 4 (dört) işyerinde ve yine kendisinin uygun bulduğu sayılarla (1+1+2+2) seçim yaptırdığını, oysa Sendika Tüzüğü gereği 16 işyeri sendika temsilcisi için seçim yapılması gerektiğini,...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyada incelenmesine gerek görülen TİS ve sendika üyelik fişininin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Talep dönemine ait TİS.ler ile varsa protokollerini, davacıya ait Sendika üyelik fişinin ve Sendika üyeliğinin işverene bildirim tarihinin tespit edilerek, eklenerek gönderilmesi için dosyanın mahal mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE 28.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı vekili; davacı sendikanın, talep ettiği dönem içinde tüm üyelerinin istifa ettiğini, davacı sendika ile yapılmış bir sözleşme de bulunmadığını, davacının Ocak 2009-Temmuz 2009 dönemi için ...İş Mahkemesinin 2010/2 Esas sayılı dosyada dava açtığını ve aynı dönem için mükerrer talepte bulunduğunu, bu nedenle davacının toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan üyelik ve dayanışma aidatı alacağı ve faiz talebinin haksız olduğunu, davacı sendika tarafından üyelik aidatı kesilecek işçilerin listesinin belediyeye bildirilmediğini, davacı sendikaya üye işçi de bulunmadığını, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporlarına dayanılarak, davacının talep ettiği tutarda aidat alacakları olduğu, ödenmeyen aidat alacakları için toplu iş sözleşmesinde belirtilen temerrüt tarihlerinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir....
Bununla birlikte tespit davalarında hukuki yarar özel olarak düzenlenmiştir. Bu husus 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 106. maddesinin 2. fıkrasında, “tespit davası açanın, kanunlarda belirtilen istisnai durumlar dışında, bu davayı açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararı bulunmalıdır.” şeklinde ifade edilmiştir. Bu itibarla tespit davalarında kanunda öngörülen istisnalar dışında eda davası ve inşai davadan farklı olarak davacının dava açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararın bulunduğunu açıkça ortaya koyması gereklidir. Somut olayda, davacıların taleplerinin davalı sendikaya üye olmadıklarının tespitine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Sendika üyeliği, sendika ile üye arasındaki hukuki ilişkiyi ifade eden bir kavram olduğundan davacılar arasında zorunlu ya da ihtiyari dava arkadaşlığı bulunmamaktadır. Bu sebeple öncelikle davacıların taleplerinin tek bir davada görülmesi hatalıdır....
Hukuk Dairesinin 2017/35980- 14699 E.K. sayılı kararında aynen, "asıl işveren sadece alt işverenlerin işçilerine karşı o işyeriyle ilgili olarak ve alt işverenlik ilişkisi süresince İş Kanunu’ndan, iş sözleşmesi ve alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan yükümlülüklerden alt işverenle birlikte sorumludur. Aidat borcu ise işçiler ile sendika arasındaki ilişkiden kaynaklanan ve sendika üyesi olan ya da dayanışma aidatı ödeyerek toplu iş sözleşmesinden yararlanan işçilerin sendikaya ödemek zorunda oldukları bir bedeldir. Aidat borcu bakımından işverenin sorumluluğu sadece aidatı işçilerin ücretlerinden keserek bunun sendikaya ödenmesinden ibarettir. Bu sorumluluk ise toplu iş sözleşmesinin tarafı olan işverene yani alt işverene aittir. Asıl işverenin sorumluluğu alt işverenin işçilerine karşı kanun gereği bir sorumluluk olup, aidat borcu bakımından asıl işverenin sorumluluğundan söz edilemez." denilmiştir. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 9....
Sendika tüzüğünün 23’üncü maddesinde yer alan düzenlemelere göre; “Disiplin Kurulu; sendika tüzüğüne, amaç ve ilkelerine aykırı hareket ettiği ileri sürülen sendika ve sendika şubesi yöneticileri ile sendika üyeleri hakkında soruşturma yaparak; -- Uyarı, -- Kınama, -- Üyelikten ihraç istemi ile genel kurula sevk, -- Geçici olarak görevden el çektirme, Cezalarından birini, yada gerektiğinde birkaçını birlikte verebilir. Genel Disiplin Kurulu aldığı her türlü kararı ilgililere ve sendika yönetim kuruluna bildirir....
Somut dosya bakımından, her ne kadar dava dilekçesinde üyelikten söz edilmemiş ise de sendika üyeliği ya da dayanışma aidatı ödenmesi söz konusu ise davalı işyerindeki sendikalı emsal işçi ücreti dikkate alınarak dava konusu alacaklar hesaplanmalı; sendika üyeliğinin bulunmaması ve dayanışma aidatı ödemesinin de söz konusu olmaması hâlinde ise davalı işveren işyerinde sendikasız emsal işçi olup olmadığı tespit edilerek o emsal işçinin ücreti dikkate alınmalıdır. İşyerinde sendikasız emsal işçinin bulunmaması durumunda; toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklar reddedilmeli, diğer talepler yönünden ise işçinin aldığı fiili ücrete göre hesaplama yapılmalıdır....