İş kazalarından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davalarında zararlandırıcı olaya neden oldukları ileri sürülen kişi veya kişilerin kusur oranlarının kesin olarak tespiti hem maddi hem de manevi tazminat miktarını doğrudan etkilemesi bakımından önem taşımaktadır. Zira maddi tazminat davalarında sigortalının kazanç kaybının hesaplanmasında davacının kendi kusuru oranında tespit olunan kazanç kaybından indirim yapılacağı gibi yine manevi tazminat davalarında hükmedilecek manevi tazminat miktarının takdirinde tarafların kusur durumu mahkemece öncelikle dikkate alınacaktır. Hal böyle olunca Mahkemece yukarıda belirtilen kusur raporları arasındaki çelişki giderilmeden eksik araştırma ile neticeye varılması usul ve yasaya aykırı olmuştur....
Yukarıda açıklanan nedenlerle davamızın konusu, davalı işverenin kusur oranı ve kurumun bu bağlamda karşı taraftan isteyebileceği alacak miktarının tespit edilmesidir. Davacı vekilinin dava dilekçesinde, davalı tarafın cevap dilekçesinde bildirmiş olduğu deliller toplanmış, sigortalıya ait hizmet döküm cetveli, cetvelde görülen işverenlerin iş yeri bildirgeleri getirtilmiş, hak sahibi dosyası ile ilgili araştırma yapılmış, kusur bilirkişi raporu aldırılmıştır. Sigortalı Hasan Ermiş hakkında düzenlenen Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranının Tespitine ilişkin Sağlık Kurulu Raporunda, sürekli iş göremezlik derecesinin %20 olduğu ve kontrol muayenesi gerekmediği belirtilmiştir. Zonguldak 3. İş Mahkemesinin 2019/626 Esas sayılı hak sahibi tarafından açılan maddi ve manevi tazminat dosyasında alınan 10/12/2020 tarihli kusur bilirkişi raporunda meslek hastalığı maluliyet oluşumunda kaçınılmazlık oranının %35,95 olduğu, davalı işveren TTK'nın %64,05 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir....
Hükmün, davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle, iş kazası sonucu vefat eden sigortalının hak sahiplerine sağlanan sosyal sigorta yardımlarından oluşan Kurum zararının, 506 sayılı Kanunun 26’ncı maddesi uyarınca rücuan tahsiline ilişkin olarak açılan davada, teselsül hükümlerine dayanılmış olup, Mahkemece alınan 2 ayrı kusur raporunda da sigortalıya atfedilen kusur oranının bulunmamasına ve kabul edilen tutarın,temyiz edenin sıfatına göre,kusur karşılığı içerisinde kalmış olmasına,kusur oranının bu aşamada sonuca etkili bulunmamasına göre, yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 17.06.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Trafik kazası tespit tutanağında davalı sürücünün KTK'nın 53/1- b maddesini ihlal ettiğinden kusurlu olduğu belirtilmiştir. Mahkemece keşif yapılarak alınan 25/02/2022 tarihli tekli bilirkişi raporunda tarafların kusurları oransal olarak belirtilmemiş, davalı sürücünün KTK'nın 53/1- b maddesini ihlal ettiğinden kusurlu olduğu, davacının 2,02 promil alkollü olması nedeniyle güvenli sürüş yeteneğinin olmadığı, bu şekilde araç kullanmaya devam etmiş olması halinde başka bir biçimde kaza yapmasının kaçınılmaz olduğu değerlendirilmiştir. Trafik kazası tespit tutanağı ile mahkemece alınan kusur raporu arasında çelişki vardır....
---raporunda özetle: --- tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanması sebebiyle ,kişinin tüm vücut engellilik oranının --- olduğu, iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren --- kadar uzayabileceği bildirilmiştir.Maluliyet raporuna göre kusur ve hesap durumuna ilişkin hesaplama yapılmak üzere dosya bilirkişiye tevdi edilmiştir.---- rapor tarihi itibariyle--- aylık geçici iş göremezlik dönem gelirine sürücünün --- kusur oranının yansıtılmasıyla zararının ---maluliyet dönemi için sürekli iş göremezlik- efor kaybına ilişkin gelirine sürücünün--- kusur oranının yansıtılmasıyla davacının toplam maddi zararının--- olduğu, davacının ödenen tutarın güncel değerinin tenzili sonrası Bakiye Maddi Zararı;---- olacağı, davacı --- tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazası sonrası--- tarihi itibariyle--- aylık geçici iş göremezlik dönem gelirine sürücünün --- kusur oranının yansıtılmasıyla zararının --- maluliyet dönemi için sürekli iş göremezlik- efor kaybına ilişkin gelirine...
Mahkememizce kusur oranının tespiti yönünden dosya bir bütün halinde ... Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesine gönderilmiş, ... Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin 02/10/2018 tarihli raporunun tetkikinde; dava konusu olayda sürücü ... ' in %80 oranında kusurlu olduğu, yaya Menşure Başalma ' nın kusursuz olduğu kanaatiyle rapor alınmıştır. Mahkememizce maluliyet oranının tespiti yönünden dosya bir bütün halinde ... Adli Tıp Kurumu .... Adli Tıp İhtisas Dairesine gönderilmiş, ... Adli Tıp Kurumu .......
Üst Kurul denetiminden geçip kesinleşen maluliyet oranının %14 olduğunu, SGK maluliyet oranlarına itirazlar üzerine maluliyet oranının tespiti için dosya 2 kez Adli Tıp Kurumuna gittiğini ve neticesinde ATK 2. Üst Kurul denetiminden geçip kesinleşen maluliyet oranının %14 olduğunu, kesinleşen maluliyet oranının ATK muayene tarihi değil iş kazasının meydana geldiği 30.01.2013 tarihi itibariyle geçerli olduğunu, -Hesap Bilirkişisinin; SGK Ankara Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü Ağustos 2014 tarihli Sağlık Kurulu Raporuna göre tespit edilen % 29,2, SGK İstanbul Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü 05.04.2016 tarihli % 34,20, Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu'nun 21.12.2016 tarihli % 34,20 olarak tespit edilen maluliyet oranlarını geçerli sayarak ilgili dönemlerde ilgili maluliyet oranını uygulayarak hesaplama yaptığını, -Bilirkişi kaza tarihi itibariyle geçerli olan ATK 2....
Somut uyuşmazlıkta, maluliyetin tespiti açısından davanın yasal dayanağı olan ve dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5510 Sayılı Yasanın 95. maddesi, Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşleri Yönetmeliği'nin Geçici 1. maddesi, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun 28.06.1976 günlü, 1976/6- 4 sayılı Kararı bir arada değerlendirildiğinde; davacının maluliyet oranının tespiti açısından kanun kapsamı ve içtihatla belirlenen silsilenin davaya konu maluliyet oranının tespitinde tamamlandığı, en son merci olarak belirlenen ATK Adli Tıp 2. Üst Kurulu'nun davacının maluliyet oranını %42 olarak belirlediği anlaşıldığından bu yöne ilişkin itirazın reddine karar verilmiştir....
Dosya kapsamından davacının 14/02/2005 tarihinde kalp krizi şeklinde geçirdiği iş kazası sonucu maluliyetinin oluşmadığı, sürekli iş göremezlik oranının %0(sıfır) olarak tespit edildiği, mahkemece alınan son bilirkişi kusur raporunun iki ayrı kısım halinde düzenlendiği, rapor bir kardiyolog, bir nörolog ve bir iş güvenliği uzmanından oluşan heyet tarafından düzenlenecekken, tıp doktorlarının ayrı, iş güvenliği uzmanının ayrı rapor düzenlediği, doktor bilirkişiler tarafından düzenlenen raporda kusur dağılımı yapılmadığı, iş güvenliği uzmanı tarafından düzenlenen raporda ise ilk alınan kusur raporunda olduğu gibi %30 davalı kusuru, %70 oranında ise kaçınılmazlığın söz konusu olduğu yönünde görüş bildirildiği anlaşılmaktadır. Kaçınılmazlık; hukuksal ve teknik anlamda; fennen önlenmesi mümkün bulunmayan başka bir anlatımla, işverence mevzuatın öngördüğü tüm önlemlerin alınmış olduğu koşullarda dahi önlenmesi mümkün bulunmayan durum ve sonuçları ifade eder....
Dosya kapsamından, davacıların 27/12/2011 tarihinde batan Doğu Haşlaman isimli gemide gemi adamı olarak bulundukları, davalıların bu geminin donatanı ve işleteni oldukları, mahkemece kusur durumunun tespiti açısından rapor alınmaksızın aynı olaya ilişkin ceza dava dosyasında alınan bilirkişi kusur raporuna üstünlük tanınarak sonuca ulaşıldığı anlaşılmaktadır. İş kazalarından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davalarında zararlandırıcı olaya neden oldukları ileri sürülen kişi veya kişilerin kusur oranlarının kesin olarak tespiti hem maddi hem de manevi tazminat miktarını doğrudan etkilemesi bakımından önem taşımaktadır. Zira maddi tazminat davalarında kusur oranında tespit olunan maddi zarardan indirim yapılacağı gibi yine manevi tazminat davalarında hükmedilecek manevi tazminat miktarının takdirinde tarafların kusur durumu mahkemece öncelikle dikkate alınacaktır....