CEVAP : Davalı vekili aracılığı ile sunduğu 21/09/2017 tarihli cevap dilekçesinde özetle; dava şartı yokluğu sebebi ile davanın usulden reddi gerektiğini, kazaya karışan tarafların kusur oranının tespit edilmesi bakımından Adli Tıp Kurumu'ndan rapor alınması gerektiğini, sigorta şirketinin sorumluluğunun sigortalısının kusurlu olması halinde kusur oranında ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, davacının söz konusu trafik kazası sebebi ile meydana gelmiş bir maluliyetinin olup olmadığının kaza ile ilgisinin ve varsa oranının belirlenmesi gerektiğini, gerçek zararın belirlenebilmesi için konusunda uzman kişiler tarafından bilirkişi incelemesi yapılması gerektiğini, geçici iş göremezlik tazminatının poliçe kapsamında olmadığını, davacının bu yöndeki taleplerinin reddi gerektiğini, davacı tarafa SGK tarafından rücuya tabi herhangi bir ödeme veya gelir bağlama işleminin yapılıp yapılmadığının tespit edilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir....
Haksız fiil sonucu çalışma gücünde kayıp olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının tespiti açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru bir şekilde belirlenmesi gerekmektedir....
Mahkemece kusur ve maluliyet konusunda ayrı bir inceleme yapılmamış, aktüer bilirkişisi ise kaza tespit tutanağındaki asli tali kusur ayrımına göre %25 kusur oranı belirleyerek hesaplama yapmıştır. 6100 Sayılı HMK.’nun 266. (1086 Sayılı HUMK.’nun 275.) ve takip eden maddeleri uyarınca, mahkemece, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşü alınarak karar verilmelidir. Sonucu açık ve belli durumlar ayrık olmak üzere, trafik kazalarında kusurun tespiti de uzman bilirkişi aracılığıyla yapılmalıdır....
Somut olayda, davacı ile davalı işverenin kusur durumlarının tespiti için alınan bilirkişi raporunun ehil ve konusunda uzman bilirkişi tarafından tanzim edildiği, bilirkişi tarafından tanzim edilen kusur durumunun tespitine ilişkin raporun kapsamlı, gerekçeli ve denetime elverişli olduğu gibi dosya kapsamına, delil durumuna ve somut olayın meydana geliş şekline de uygun olduğu, davalıya izafe edilen kusur oranının tarafların somut olaydaki yükümlülükleri ile de örtüştüğü ve kusur oranının hakkaniyete uygun olarak tasnif edildiği, bilirkişi raporunun tarafların görev ve sorumlulukları ile kusur oranlarının belirlenmesi açısından dosya kapsamı ile örtüştüğü, bu nedenle ilk derece mahkemesi tarafından bilirkişi tarafından tanzim edilen kusur durumunun tespitine ilişkin rapora itibar edilerek bu raporun hükme esas alınmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır....
İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 07/10/2016 tarihinde saat 10:00 sıralarında müvekkilinin okulda iken teneffüs arasında okulun karşısındaki dükkana yiyecek almak için giderken plakası bilinmeyen bir aracın müvekkiline çarptığını, kazanın plakası tespit edilemeyen araçtan kaynaklandığını, savcılık dosyasında kusur tespitinin yapılamadığını, bu nedenle kusur tespiti hususunda hukuken korunan yararlarının bulunduğunu, eda davası açabilmeleri için davalıya kanunda belirlenen belgelerle müracaat etmeleri gerektiğini, bu belgelerden birisinin kusur oranını gösterir raporların olduğunu, sigorta şirketine müracaat yapabilmeleri için eksiklikleri giderecek makamın mahkeme olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE: Dava, delil tespiti istemine ilişkindir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; "Davanın KABULÜ ile; davacının 28/05/2009 tarihinde geçirdiği iş kazası sonucu meydana gelen maluliyet oranının %15,2 olduğunun tespitine" karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı kurum vekili istinaf dilekçesinde özetle; yüksek sağlık kurulu raporunda davacının sürekli iş göremezlik oranının %0 olduğunun tespit edildiğini, kurum işleminde hata bulunmadığını, davacının iş kazası nedeniyle maluliyetinin oluşmadığını, davanın reddi gerektiğini, kararın usul ve yasa hükümlerine aykırı olduğunu belirterek kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, iş kazası nedeni ile sürekli iş görmezlik oranının tespiti talebine ilişkindir. Sürekli işgöremezlik oranının tespitine ilişkin davanın asıl amacı, 506 ve 5510 sayılı Yasa gereğince sigortalıya sürekli işgöremezlik geliri bağlanmasının teminine yöneliktir....
in ise engel oranının %0 olduğu, iki hafta süre ile iş göremezlik halinde kaldığı, başka birinin yardımına ihtiyaç duymadığı rapor edilmiştir. Düzenlenen raporlar gerekçeli ve denetime elverişli bulunarak hükme esas alınmıştır. Meydana gelen kazadaki tarafların kusur durumunun tespiti ile araçta oluşan hasara göre bakiye bedelin bulunup bulunmadığının tespiti için alınan 15/12/2020 tanzim tarihli raporda, davalı sürücü ...'ın 2918 sayılı KTK'nın 57/a ve 84/h maddeleri uyarınca kural ihlalleri olduğundan %100 oranında kazanın meydana gelmesinde kusurlu olduğu, davacı ...'nin kural ihlali bulunmadığından kusursuz olduğu rapor edilmiştir. Kusur yönünden yapılan tespitlerin ceza dosyasındaki kusur tespiti ile örtüştüğü görülmüştür....
Sürekli iş göremezlik derecesi, kurumun rücu alacağını oluşturan miktara doğrudan etkili bulunmakta olup, iş göremezlik oranının tespiti davasının sonucunda Kurumca tespit edilen oranda değişiklik olup olmadığı, değişiklik olması halinde ise değişikliğin, ilk peşin sermaye değerli gelire etkisinin olup olmadığının belirlenmesi ile sonucuna göre karar vermek gerekirken, iş göremezlik oranının tespiti davasının sonucu beklenmeksizin, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O halde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, istek halinde temyiz harcının davalıya iadesine, 11.04.2017 gününde oybirliği ile karar verildi....
Davalı ----- plakalı araca ilişkin kaza tarihini de kapsayan 18/08/2015 başlangıç ve ------- nolu poliçenin düzenlendiği görülmüştür. ------ tarafından düzenlenen 19/03/2018 tarihli raporda davacının maluliyetinin Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği’ne göre davacının sürekli işgöremezlik oranının (vücut engellilik oranının) %19,0 olduğu, geçici işgöremezlik süresinin 9 aya kadar uzayabileceği oybirliği ile tespit edilmiştir. ------ tarihli maluliyet raporunda ise Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre davacının sürekli işgöremezlik oranının yüzde sıfır “%0”, geçici iş göremezlik süresi ise 9 aya kadar uzayabileceği belirtilmiştir. ------- tarihli maluliyet raporunda ise Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği’ne göre davacının sürekli işgöremezlik oranının (vücut engellilik oranının) %19,0 olduğu, geçici işgöremezlik süresinin...
belirlendiğini, beyan ederek maddi zararları belirsiz olduğundan fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesi ile; Müvekkili şirketin---- gereğince dava konusu zararlara ilişkin olarak sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olup sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve zarar nispetinde olduğunu, kazaya sebep olan kusur durumunun belirsiz olup öncelikle kusur durumunun net olarak tespitinin gerektiğini davacı tarafın sigortalı araç sürüsüsüne raci kusur ve zararı kanıtlayamaması halinde müvekkili şirketin sorumluluğundan söz edilemeyeceğini, davacının iddia ettiği kalıcı sakatlığının tespiti için rapor alınması halinde hazırlanacak raporda trafik sigortası genel şartları gereği meslekte kazanma gücü kaybı oraınının değil özürlülülük oranının dikkate alınması gerektiğini, her ne kadar ------- alınan sağlık kurulu raporunda davacının maluliyet oranı %6 olarak tespit edilmiş ise de, müvekkili şirketçe yapılan araştırma sonucunda davacının kalıcı...