Davanın niteliği, dayanılan sebepler gözetilerek HMK'nın 389 vd.maddeleri ile TTK'nun 636/4 maddesi gereğince; davalı şirkete ait taşınmazlar ile araçların 3.kişilere devrinin tedbiren önlenmesi talebinin kabulüne, davacının şirket ortağı olduğu gözetilerek, takdiren 30.000,00 TL tutarında nakdi yada aynı miktarda kesin, şartsız ve süresiz teminat mektubu karşılığında Emir Petrol Ticaret Ltd. Şti. adına kayıtlı taşınmazlar ile araçların, mahkememizin izni olmaksızın devrinin tedbiren önlenmesine" şeklinde karar verilmiştir....
Şti'ne devredildiğini, aynı gün devreden şirketin müdürünün değiştirilmesine ilişkin kararı da davacının imzalayarak dava konusu işleme muvafakat verdiğini, anılan kararın iptali için davacı aleyhine de açılmış davadan feragat edildiğini, tarafların karşılıklı yargılama gideri ve vekalet ücreti istemediklerini, bu şekilde de zımmi bir uzlaşının mevcut bulunduğunu, hastane ruhsat devrinin Sağlık Bakanlığı'nın iznine tabi olduğunu, faal olmayan şirkete ait ruhsat devrinin davacıya bir zarar vermeyeceğini, işlemde haksız kazanç sağlaması veya zenginleşmeyi mümkün bulunmayan müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir....
Davacı, kayden paydaşı olduğu 482 ada 10 parsel sayılı taşınmazına biber ve mısır ektiğini, komşu parsel maliki davalı ile anlaşmaları sonucu aboneliği davalıya ait elektrik ile taşınmazındaki mahsulleri suladığını, 2012 yılı Eylül ayının ilk günlerinde ürünlerin sulanma işi henüz tamamlanmadan davalının elektrik aboneliğini iptal ettirmesi sonucu susuz kalan ürünlerin zarar gördüğünü, tespit dosyası ile zararın miktarını tespit ettirdiğini, taşınmaz içerisinde bulunan artezyen kuyusunun içine davalı tarafından çakılan borular, tesisatın konumu, teknik özellik ve işin ekonomik boyutu nedeniyle alternatif sulama imkanı bulamadığını, zararın doğmasını engelleyemediğini ileri sürerek kuyu içerisinde bulunan boruların ve eklentilerinin çıkarılması suretiyle elatmanın önlenmesini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 7.985,25 TL’nin yasal faiziyle tahsilini, tespit giderlerinin ödenmesini istemiş, ıslah ile istem sonucunu arttırmıştır....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk (Ticaret) Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -KARAR- Davacı vekili, müvekkili ile davalının Hisarcık'ta bulunan kalsit arama ruhsatları ile ilgili ortaklık oluşturmak üzere 8.12.2009 tarihinde dava dışı ...'ın da bulunduğu üçlü protokol imzaladıklarını, arama ruhsatının davalı ... adına alındığını, ruhsatın arama süresinin dolacağı 2008 yılı Kasım ayından önce yenilenmesi ve yürütülemeyen protokolün tasfiyesi için yapılan pazarlıklar sonucu davalının hissesine karşılık müvekkilinin 9000.-TL.ödemeyi kabul ettiğini ve 12.08.2008 düzenleme, 01.09.2008 ödeme tarihli 9000....
Maddesi kapsamında ruhsatsız olarak kuyu açmaktan dolayı davacı hakkında para cezası uygulandığı görülmüştür. Mahkemece yapılan keşif sonucunda düzenlenen raporda ise, dava konusu kuyuların kullanılıp kullanılmadığı tespit edilmemiş, davalının üçüncü kez 175. Metre derinliğinde sondaj işlemi yaptırdığı ve su bulduğu belirtilmekle birlikte bu sondajın farklı bir yerde mi yapıldığı yoksa davacının kazdığı kuyulardan birinde kazıya devam etmek suretiyle mi yapıldığı tespit edilmemiştir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 28/11/2011 NUMARASI : 2009/516-2011/632 Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve yıkım davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekilince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...................raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve yıkım istemlerine ilişkindir. Davacı kayden malik olduğu 39 parsel sayılı taşınmazın 1800 m2’lik bölümüne davalı tarafından meyve ağaçları dikilmek, kuyu açılmak ve çit çekilmek suretiyle müdahale edildiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesine, meyve ağaçlarının, çitin ve taşınmaz üzerindeki kuyunun yıkılmasına karar verilmesini istemiştir....
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle de delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı tarafın tüm, davalı tarafın sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. Ancak, hükme esas alınan bilirkişi raporunda; davalı ...'e ait keson kuyunun davacının kaynağına 116 m.uzaklıkta olduğunu, pompaj testi için gerekli ekipman ve su olmadığından pompaj testi yapılmadığını, kanaate göre keson kuyu ile davacıya ait kaynağın beslenme alanlarının aynı olduğunu, bu keson kuyunun davacı kaynağını etkilediği beyan edilmiştir. Somut olayda, davacının kaynağını etkilediği bildirilen davalı ...'...
Şti.ne veya 3. kişilere devredilme olasılıkları bulunduğunu, dava konu taşınmazların bulunduğu C Blok'un yapı kullanım ruhsatının alındığını, bu bağımsız bölümün hukuken davalı şirkete ait olduğunu, dava konusu taşınmazların, davalı şirkete veya 3. kişilere devrinin önlenmesi için dava sonuna kadar 6100 Sayılı HMK’nun 392/1. maddesine istinaden teminatsız olarak ihtiyat-i tedbir konulmasını veya "davalıdır" şerhi konulmasına karar verilmesi gerektiğini, yerel mahkemece ihtiyati tedbir talebinin reddedilmesinin hatalı olduğunu, dava konusu bağımsız bölümlerin davalı şirketin talebi üzerine kendilerine veya uygun gördükleri üçüncü kişilere devredileceği, bu durumun davalı şirket tarafından kötüye kullanılarak müvekkilinin telafisi mümkün olmayacak bir zarara uğratacağını, yaklaşık ispat koşulunun sağlandığını, müvekkilinin dava konusu ürünleri davalı şirkete teslim ettiğini ve buna ilişkin teslim belgelerinin dosyaya sunulduğunu, davalı tarafın, bu belgelerdeki imzaların daha sonradan...
Talep, davalı şirkete denetim kayyumu atanması talebi ve davalı şirket hisselerin 3.şahıslara devrinin önlenmesi ilişkin ihtiyati tedbir kararı verilmesi istemine ilişkindir. İncelenen tüm dosya kapsamına ve talebin içeriğine göre; davacı vekilinin davalı şirkete denetim kayyumu atanması talebine ilişkin ve davalı şirket hisselerin 3.şahıslara devrinin önlenmesi ilişkin ihtiyati tedbir talebine ilişkin talebinin yaklaşık ispat şartı gerçekleşmediği ve talebin yargılamayı gerektirdiği anlaşılmakla, davacı vekilinin talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. "gerekçesi ile, Davacı vekilinin talebinin REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, müvekkil ... ile dava dışı ... arasında 10/10/2007 tarihli hisse devir sözleşmesi imzalanmış olup; müvekkiline ... Ticaret ve Sanayi Anonim Şirketi ("......
HUKUK DAİRESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I İNCELENEN KARARIN; MAHKEMESİ :ALANYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ:24/03/2022 DAVA:Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) İNCELENEN KARARIN; MAHKEMESİ :ALANYA 1.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ:17/12/2021 DAVA:Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) İSTİNAF KARAR TARİHİ:23/05/2022 İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ :23/05/2022 Tarafların İddia Ve Savunmalarının Özeti:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafça tutulan 02.09.2019 tarihli ... nolu tutanakla özel kuyu ve başka kaynaktan su kullanımı yapılarak üretilen atık suyun sayaçsız ve abonesiz olarak kanalizasyon hattına deşarj edildiği ileri sürülerek toplam 94.216.90 TL lik su ve atık su ihbarnamesi gönderildiğini, ihbarnameyi kabul etmediklerini, öncelikle kuyu suyunun kullanılıp kullanılmadığını denetleme, kaçak kuyu olup olmadığını tespit etme, ceza tahakkuk etme ve kuyunun kanalizasyon sistemi ile bağlantısı olup...