Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, feshin geçersizliğinin tespiti ve işe iade davasıdır. İşe iade davası, niteliği itibariyle tespit davası olup; tespit davalarında, alacağın tahsiline yönelik olarak eda hükmü verilmesi mümkün değildir. Diğer taraftan, davalıların feshin mali sonuçlarından birlikte sorumlu olduğu da açıktır. Somut olayda, Mahkemece bu husus gözetilmeden, önce sözkonusu mali hakların davalıdan tahsili gerektiği yönünde tespit hükmü kurulması, ardından infazda tereddüt yaratacak şekilde “davalılardan müştereken müteselsilen tahsiline” ifadesinin eklenmesi hatalı olmuştur. Belirtilen husus bozma nedeni ise de; yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, temyiz olunan kararın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370/2. maddesi uyarınca aşağıda belirtilen şekilde düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur....

    TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin iş sözleşmesinin haksız olarak feshedilmesi üzerine işe iade davası açtığını, davanın kabul edilerek kesinleşmesi üzerine işe iade talebinde bulunduğunu, işverenin işe daveti ile işyerine gittiğinde işe başlatılmadığını, davalının işe başlatma beyanında samimi olmadığını ileri sürerek, işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süre ücreti ve diğer haklar alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; hak düşürücü süre ve zamanaşımı def'inde bulunarak davacının işe iade talebi üzerine işe davet edildiğini, bir kısım evrakların istenmesinin işin başlangıcı için gerekli olduğunu, işçilerin bu evrakları temin etmeyerek işe başlamakta samimi olmadığının tespit edildiğini davaya konu tazminat ve alacaklara hak kazanılmadığını sunmuştur....

    DAVA KONUSU : Tespit (İşe İade İstemli) KARAR : Yerel mahkemece verilen karar sonrasında istinaf başvurusu üzerine dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesiyle özetle; müvekkilinin iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haksız olarak feshedildiğini iddia ederek feshin geçersizliğine, davacının işe iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. CEVAP: Davalı vekili dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde yer alan iddia ve taleplerin gerçeği yansıtmadığını savunarak haksız açılan davanın reddine karar verilmesini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince davanın kabulü ile feshin geçersizliğine, davacının işe iadesine karar verilmiştir. DELİLLER: Sigorta kayıtları, işyeri özlük dosyası ile tüm dosya kapsamıdır....

    İş Mahkemesinde işe iade davasının açıldığını, anılan davanın 2016/313 Esas 2016/576 Karar sayılı ilamı ile karara çıktığını ve dosyanın Yargıtay Onanmasından geçerek kesinleştiğini, kesinleşen karar gereği işverene işe iade talepli tebligat gönderildiğini, tebligatın 07.11.2017 tarihinde davalı işverene tebliğ edildiğini ancak müvekkilinin yasal süresinde aynı işte aynı koşul ve şartlarda işe davet edilmediğini, işe iade davası sonucu davacı müvekkilinin işe alınmaması nedeni ile boşta geçen sürelere ilişkin tazminatının da ödediğini, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 21. Maddesi gereği 4 aylık sürenin hizmet süresinde sayılmasının gerektiğini, davalı işverenin bu çalışma dönemini SGK'ye bildirmediği için müvekkilinin 4 aylık hizmet süresinin kayıt ve tescil edilmediğini, neticeten müvekkilinin hizmet akdine bağlı 4 aylık zorunlu sigortalılık süresinin tespiti ile kayıt ve tescilininin yapılmasını talep ve dava etmiştir. SAVUNMANIN ÖZETİ: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: HMK 114....

    İş Mahkemesine 2008/643 esas sayılı dava dosyasıyla işe iade davası açtığını, mahkemece davanın kabulüne dair verilen kararın Yargıtay'ca onandığını, davacının ihtarname göndererek işe iade başvurusunda bulunduğunu, davalı şirket tarafından işe davet edildiğini, aynı durumdaki diğer davacılar işe başlatılırken davacının işe başlatılmadığını, davacıya ödenmesi gereken kanuni hakların ödenmediği, Gebze 2. İcra Müdürlüğü 2011/133 esas sayılı dosyası ile icra takibinin başlatıldığını, davalının icra takibine itirazda bulunduğunu, bu sebeple icra takibinin durdurulduğunu belirterek, davalının itirazının iptaline, takibin devamına ve %40' dan az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir....

      Bu nedenle adı geçen işçinin işe iade için süresinde başvurduğu kabulüyle çalışan ve sendikalı işçi sayısına eklenmesi gerekir. ... isimli işçi yönünden işe iade sonrası istekler bakımından davalının ödemede bulunduğuna dair yalnızca ... imzalı ibraname sunulmuştur. Her ne kadar davacı işverenden sadır belge bulunmamaktaysa da ...’un tanık olarak ifadesinde işe iade için işverene başvurduğunu ancak başlatmadıklarını yasal haklarını verdiklerini beyan ettiği, işçinin işe iadesi sonrası işverene başvurduğunun diğer davalı tanığı...’ın ifadesi ile de doğrulandığı, davacı tanıklarının bir kısmının ...’in dava kesinleşmeden önce gelip işe başvurduğu yönünde beyanda bulundukları görülmektedir. Davalı ve davacı tanık anlatımları bütün olarak değerlendirildiğinde sendikal nedenle iş sözleşmesi feshedilen...’un da işe iade kararı sonrası işe iadesi için işverene başvuruda bulunduğundan çalışan ve sendikalı işçi sayısına eklenmesi gerekir....

        Davacı vekili işe iade sonrası verilen kararın tespit hükmünü içerdiğini, mahkemece belirtilen Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararının eda kararı niteliğindeki ilamları kapsadığını, işe iade kararı sonrasında verilen hükmün yargılama gideri ve vekalet ücretine ilişkin kısmın ilamlı icraya konu olabileceğini, takip konusu alacaklar işe iade başvurusunun kabul edilip edilmemesi şartına bağlı olduğunu, bu durumun da yargılamayı gerektirdiğini, mahkeme kararının hatalı olduğunu ileri sürmüştür....

        İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ceza kovuşturmasının sonucunda davanın sona ermesinden sonra davalı idareye yapılan müracaattan sonra davalı idarenin müvekkili işe başlatmamasının haksız olduğunun tespitine dair karar talebimiz üzerinde durulmadığı gibi bu sebeple işe iade talep edildiği ancak bu hususlar irdelenmeden 2007 yılında yapılan fesihten bahis edilerek hak düşürücü 1 aylık süreden dolayı davayı red etmesi açıkça hukuka aykırı olduğunu, davacının işe iade talebinin reddi üzerine eldeki dava süresinde açıldığını, davalının cevaplarında dosyaya sunduğu iş akdinin feshine dair “17/10/2007 tarihli ve 17490 sayılı Olur'unun usulsüz olduğunu, bu karara karşı itiraz mercii ve itiraz süresi belirtilmediğini, tanıklar dinlenmeden karar verilmiş olduğunu, davacının tutuklu bulunduğu sırada işe iade davası açması halinde dahi sonuç elde edemeyeceği, ceza davasının sonucunun bekletileceği ve dava süresince işe başlatılamayacağı gerçeği dikkate alındığında...

        Kararı davalı vekili temyiz etmiştir. 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Taraflar arasında, işe iade sonrasında, işverenin işçiyi işe başlatmama yoluyla gerçekleşen fesih tarihinde davacının alması gereken ücret miktarı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır. İşçinin işe iade sonrasında başvurusuna rağmen işe başlatılmaması halinde, işe başlatılmayacağının sözlü ya da eylemli olarak açıklandığı tarihte veya bir aylık başlatma süresinin sonunda iş sözleşmesi işverence feshedilmiş sayılır. Bu fesih tarihine göre işverence ihbar ve kıdem tazminatı ödenmelidir. Hesaplamada dikkate alınacak ücret, işe başlatılmadığı tarihteki son ücret olup, kıdem tazminatı tavanı da aynı tarihe göre belirlenmelidir....

          İşçinin işe iade yönündeki başvurusu samimi olmalıdır. İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez. İşçinin süresi içinde işe iade yönünde başvurusunun ardından, işverenin daveti üzerine işe başlamamış olması halinde, işçinin gerçek amacının işe başlamak olmadığı kabul edilmelidir. Başka bir anlatımla, işçi işverene hiç başvurmamış gibi sonuca gidilmelidir. Bu durumda işverence yapılan fesih, 4857 sayılı Yasanın 21 inci maddesinin beşinci fıkrasına göre geçerli bir feshin sonuçlarını doğurur. Bunun sonucu olarak da, işe iade davasında karara bağlanan işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen s-üreye ait ücret ve diğer hakların talebi mümkün olmaz. Ancak, geçerli sayılan feshe bağlı olarak işçiye ihbar ve koşulları oluşmuşsa kıdem tazminatı ödenmelidir (Yargıtay 9.HD. 14.10.2008 gün 2008/29383 E, 2008/27243 K.)....

          UYAP Entegrasyonu