Kaldı ki Adli Tıp Kurumu ihtisas daireleri tarafından verilen bir kısım raporlar da da aynı gerekçe ile kişideki maluliyet oranının %60 oranında daha az olması nedeni ile bu yönetmelik hükümlerine göre rapor düzenlenemeyeceği şeklinde görüş belirtilmiş olup iş bu dosyada da İstanbul ATK ihtisas dairesi 30/01/2019 günlü raporunda belirtilen gerekçeler ile davacı için Maluliyet tespi işlemleri yönetmeliğine göre çalışma gücü kaybının belirlenemeyeceğini de belirtmiştir. Öte yandan maluliyet tespit işlemleri yönetmeliğinin 23. Maddesi ile Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğinde yer alan; çalışma gücü kaybı, vazife malullüğü, harp malullüğü ile erken yaşlanma durumlarının tespiti ile ilgili tüm hükümler yürürlükten kaldırılmış olup bu tarihte yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümleri ise yürürlükten kaldırılmamıştır....
İSTİNAF İTİRAZLARI: Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece davanın usulden reddine karar verildiğini, gerekçe ile kurulan hükmün birbiri ile çeliştiğini, henüz müvekkilleri lehine kesinleşen bir tazminat miktarı mevcut değil ise müvekkiller aleyhine yürütülen rücuya dayalı icra takibinin de bir dayanağının olmadığını, gerekçenin alacaklı ve borçlu sıfatının henüz doğmadığına işaret ettiğini, açtıkları davanın müvekkillerinin borçlu olmadıklarının tespiti ile yürütülen icra takibinin iptaline ilişkin olduğunu, mahkemece müvekkillerinin borçlu olmadığı, rücuya konu kararın kesinleşmediğinin tespit edilmesine rağmen menfi tespit davasının reddine karar verildiğini, derdestliğin menfi tespi davası için değil, rücuya konu olan tazminat için mevcut olduğunu ve davanın konusunun ise sigorta şirketi tarafından ödenen tazminatın rücu edilip edilmeyeceğine ilişkin olduğunu, bu nedenle icra takibinin iptalinin gerektiğini, sigorta şirketinin müvekkilleri ile ibralaştığını, bilindiği...
Kaldı ki, davacı sunulduğunu iddia etmiş olduğu hizmetlerin usulüne uygun bir şekilde sunulup sunulmadığının tespi ndan da dava dilekçesinde belirtilen mahallerde keşif incelemesi yapılması gerektiği de bir diğer husustur. Sonuç olarak,müvekkil şirket ticari ilişkiden kaynaklı kendi üzerine düşen borcu ödemiştir. Ödenmediği iddia edilen fatura tutarı ise müvekkil şirket tarafından kabul edilmeyen ve/veya eksi veya ayıplı ifa nedeniyle ödenmemiş tutarlardır. Bu kapsamda müvekkil şirket kendisine gelen ödeme emrine süresi içerisinde itiraz edilmiştir. Dava konusu borcun aslında ödenmiş olması ve icra inkar tazminatı isteminin kötü niyetli olmasından dolayı itirazın iptali davasının reddine, asıl alacak ile asıl alacağa faiz işletilmesine ve icra inkar tazminatı taleplerinin haksız ve hukuka aykırı olmasından kaynaklı reddine hükmedilmesini talep ederiz....
Ş arasında ... üzerine baz istasyonu kurulması için 12/11/2007 başlangıç tarihli kira sözleşmesi imzalandığını, müvekkil şirketi tarafından bilgi teknolojileri ve iletişim kurumundan gerekli güvenlik sertifikalarının sağlanması ile dava konusu baz istasyonunun kurulduğunu, dilekçe eklerinde sunulan sigorta ekspertiz raporunda müvekkili şirketin zararı 42.845,39 USD olarak tespit edildiğini, muafiyet miktarı üstünde kalan kısım olan 17.845,37 USD sigorta şirketi tarafından ödendiğini, muafiyet tutarı olan 25.000,00USD taraflarına ödenmediğini, sigorta şirketi tarafından ödenmeyen 25.000,00USD'nin yargılama sırasında tespi edilecek kusuru oranında davalıdan haksız fiil tarihi olan 01.01.2014 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca devlet bankalarının dolar ile açılmış 1 yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek mevduat faizi uygulanmak suretiyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür. Davalı vekilinin Çeşme Asliye Hukuk Mahkemesi'nin ......
Maddesinde yer alan hüküm çerçevesinde 3 aylık fesih öneli verilerek yapıldığı, bu kapsamda hiçbir gerekçe gösterilmeksizin yapılan feshin acentenin kendi kusuruyla sözleşmenin feshine neden olması kapsamında değerlendirilemeyceği, 3.Fesihten sonra yenilenen poliçelerin olup olmadığının tespi edilemediği, 4.Gerçekleşen feshin 2 nolu bentte özetlenen acentenin kendi kusuruyla sözleşmenin feshine neden olması kapsamında olmadığının Sayın Mahkemece de kabulü halinde, TTK 122/1-c fıkrasındaki somut olayın özellik ve şartları değerlendirildiğinde, ödenmesi hakkaniyete uygun düşüyorsa acente müvekkilden uygun bir tazminat isteyebilir hüküm de dikkate alındığında davacı/acentenin en fazla (üst sınır olarak) hesaplanan 92.800,27 TL kadar denkleştirme / portföy tazminatı talebinde bulunabileceği, bu konudaki nihai değerlendirmenin sayın mahkemenin takdirinde olduğu, 5.Hakkaniyet indirimi hususunda takdirin yüce mahkemede olduğu, 6.Uyuşmazlık hakkında yalnızca görüş bildirildiği," şeklinde görüş...
in sebepsiz zenginleştiğini, bakiye 1.000,00TL teminat kaldığını, temerrüt süresinin kaza tarihinden itibaren değil, delillerin toplanmasından itibaren davalı şirkete tebliğ tarihinden itibaren 8 iş günü geçmesiyle başlayacağını beyan etmiş, davanın reddini, sorululuğunun poliçe limiti ile sınırlı olduğunun tespitini, kusur durumu ve zararın tespi için bilirkişi incelemesi yapılmasını, mahkeme masraf ve vekalet ücretinin davacı taraa yükletilmesini talep etmiştir. Antalya ... İcra Müdürlüğünün .../... esas sayılı dosyasının celp edildiği, alacaklısı ..., borçluları ... Sigorta A.Ş., ... Sigorta Şirketi olduğu, 17.141,50 TL asıl alacak, 109,89 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 17.251,39 TL üzerinden ilamsız takibe geçildiği anlaşılmıştır. ... sigorta şirketinden dava konusu kazaya ilişkin ... nolu hasar dosyasının açıldığı ve ...'a 15/03/2006 tarihinde 9.000,00 TL ödeme yapıldığının tespit edildiği, ilgili poliçe ve hasar dosyasının da gönderildiği anlaşıldı. ... Genel Sigorta A.Ş....
İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 08/07/2020 NUMARASI : 2020/3 ESAS-2020/280 KARAR DAVA KONUSU : tespi KARAR : Davacı vekili tarafından tespit istemiyle açılan davada, davanın esastan reddine ilişkin İlk Derece Mahkemesi kararına karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması ve başvurusunun süresinde olduğunun anlaşılması üzerine, Üye Hakim Zühal Haksever tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan ve ön inceleme aşaması tamamlandıktan sonra, dosyadaki mevcut delil durumu ve yasal hükümlere göre istinaf başvurusunun, duruşma açılmaksızın dosya üzerinde inceleme yapılmak suretiyle karar verilmesi mümkün bulunan hallerden olduğu anlaşılmakla işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ : 15/03/2022 NUMARASI : 2022/123 ESAS 2022/199 KARAR DAVA KONUSU : menfi tespi KARAR : Davacı tarafından davalılar aleyhine Konya 3....
İSTİNAF İTİRAZLARI: Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece davanın usulden reddine karar verildiğini, gerekçe ile kurulan hükmün birbiri ile çeliştiğini, henüz müvekkilleri lehine kesinleşen bir tazminat miktarı mevcut değil ise müvekkiller aleyhine yürütülen rücuya dayalı icra takibinin de bir dayanağının olmadığını, gerekçenin alacaklı ve borçlu sıfatının henüz doğmadığına işaret ettiğini, açtıkları davanın müvekkillerinin borçlu olmadıklarının tespiti ile yürütülen icra takibinin iptaline ilişkin olduğunu, mahkemece müvekkillerinin borçlu olmadığı, rücuya konu kararın kesinleşmediğinin tespit edilmesine rağmen menfi tespit davasının reddine karar verildiğini, derdestliğin menfi tespi davası için değil, rücuya konu olan tazminat için mevcut olduğunu ve davanın konusunun ise sigorta şirketi tarafından ödenen tazminatın rücu edilip edilmeyeceğine ilişkin olduğunu, bu nedenle icra takibinin iptalinin gerektiğini, sigorta şirketinin müvekkilleri ile ibralaştığını, bilindiği...
davalı çeki ibaraz etmeden önce bankaya elden teslim edilerek çekin arka yüzüne yazılmış olan mahkeme dosyasını kontrol etmesi gereken davalı, çekin iptal olduğunu bilmesine rağmen alacağı tahsil etme amacıyla ihtiyati haciz kararı alarak icra takibine başladığını, müvekkil şirket şirket çek bedelini gerçek lehtara ödemiş olmasına rağmen icra tehdidi altında ihtiyati haciz bedelinin tamamını icra dosyasına ödeyerek ikinci kez ödeme yapmak zorunda kaldığını, bilirkişi raporu ile haklı iddialarının ispat edildiği halde davanın reddine karar verildiğini, müvekkil şirket çek hakkında iptal kararı verildikten sonra hukuki ve mali sorumluluklarını yerine getirerek ödemesini gerçekleştirmiş ve borçtan kurtulduğunu, dolayısıyla davalıya borçlu olmadığını, müvekkil şirket hem çek iptalini sağlayan şirkete hem de çeki elinde bulunduran davalıya ödeme yaparak iki kere ödeme yapmak zorunda bırakıldığını, davalı yasal hamil oldağı, icraya konan çeke ilişkin müvekkil şirketin borçlu olmadığının tespi...