WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bilindiği gibi terekeye ait bir hakla ilgili olarak açılacak davalarda kural olarak; tereke 4721 Sayılı Türk Medeni Yasası’nın 701 ve devam eden maddelerine göre elbirliği mülkiyetine tabi olduğunudan yasal istisnalar dışında(örneğin TMK 702/son) tüm mirasçıların birlikte hareket etmeleri veya aynı yasanın 640. maddesine göre terekeye temsilci atanması ve bu yolla davanın yürütülmesi gerekir. Davacının terekeye iade talebi bulunmamaktadır....

Terekeye veya bir kısmına vazıyet edenlere karşı kanuni veya mansup mirasçı sıfatı ile üstün bir hakka sahip olduğunu iddia eden kimse, miras sebebi ile istihkak davasında bulunabilir. Hakim davacının talebi üzerine hakkının muhafazası için iktiza eden tedbirleri ittihaz eyler. Bu tedbirler, teminat itası veya tapu kaydine şerh verilmesi gibi şeylerdir (TKM m. 577). Terekeye veya bazı tereke mallarını elinde bulunduran kimseye karşı dava açan yasal veya atanmış mirasçının mirasçılıkta üstün hak iddiası bulunmuyorsa açılan dava adi istihkak davası olarak adlandırılmaktadır. Adi istihkak davasında miras sebebiyle istihkak davasından farklı olarak mirasçılıkta üstün hak iddiası bulunmadığı gibi mirasçılık sıfatıyla ilgili uyuşmazlık da mevcut değildir. Mirasçıların istihkak davası açması her zaman imkan dahilindedir....

    -KARAR- 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 40. ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18. maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; davanın muris muvazaası hukuki sebebine dayalı terekeye iade istekli tapu iptal ve tescil davası olduğu, yargılama sırasında tüm mirasçıların oluru alınamadığından terekeye temsilci olarak ...’ün atandığı, temsilcinin 05.06.2021 tarihinde öldüğü anlaşılmaktadır. Bu itibarla, tereke temsilcisi atanmakla davayı takip yetkisi tereke temsilcisine geçtiği ve tereke temsilcisi istinaf aşamasında öldüğünden, terekeye yeni temsilci tayini için davacılar vekiline süre ve imkan verilerek, temsilci tayin edildikten sonra Bölge Adliye Mahkemesi kararının usulünce yeni temsilciye tebliğ edildikten sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın Daireye gönderilmesi gerekir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle, belirtilen işlemin yerine getirilmesi için dosyanın hükmü veren İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1....

      nun raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı terekeye iade talepli tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Davacı, mirasbırakanı ...’ün paydaşı olduğu 6241 parsel sayılı taşınmazdaki 1/2 payını davalıya satış suretiye muvazaalı olarak devrettiğini ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile mirasbırakan ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, muvazaa iddiasının ispatlandığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir....

        280.495,88 TL'yi bağımsız bir ekonomik durum sağlamak amacıyla kazandırdığını, miras bırakanın, sağlığında davalıya kazandırdığı bu parayı karşılıksız devrettiğini, miras bırakanın karşılıksız olarak davalı adına açmış olduğu vadeli mevduat hesabında yatırdığı paranın, o yaştaki davalının kendisi tarafından biriktirilmiş olmasının olanaksız olduğunu, murisin ölüm tarihinde 9 yaşında bulunan davalının hiçbir zaman hiçbir yerde çalışmadığını ve bu çevrçevede bağımsız geliri olmadığını, belirtilen nedenlerden dolayı miras bırakanın karşılık almadan ölümünden kısa bir süre önce altsoyu T11 hesabına yatırmış olduğu 280.495,88 TL'nin ve günümüze kadar işlenen bütün faizleriyle birlikte hesaplanarak davalıdan alınarak TMK'nın 669 ve devamı maddeleri gereği terekeye iadesi gerektiğinden öncelikle dava süresince dava konusu terekeye iade edilecek anapara olan 280.495,88 TL ve miras bırakanın vefat ettiği tarihten şimdiye kadar ki vadeli mevduat hesabındaki paranın tamamının davalı tarafından...

        Hemen belirtilmelidir ki, el birliği mülkiyetinin geçerli olduğu terekeye iade istekli davalarda terekeye temsilci atanması durumunda, mirasçıların davadaki sıfatlarının sona ereceği ve davayı takip etme yetkisinin tereke temsilcisine ait olacağı kuşkusuzdur. Somut olayda, mirasbırakanın terekesine atanan temsilcinin en son 22.04.2014 günlü duruşmaya katıldığı, sonraki duruşmalara katılmadığı gibi mazeret de bildirmediği; temsilcinin katılmadığı duruşmalara gelen bir kısım davalıların da 6100 sayılı HMK'nın 150/2. maddesi çerçevesinde, duruşmaya gelmeyen tarafın yokluğunda davaya devam edilmesi yönünde bir talepte bulunmadıkları anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, 6100 sayılı HMK'nın 150. maddesi uyarınca değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı biçimde hüküm kurulması isabetsizdir. Davalıların temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir....

          Davanın TMK'nın 669 ve TMK'nın 673/1. maddesine dayanılarak açılan bir dava olup, davalının miras bırakandan miras payına mahsuben elde ettiği karşılıksız kazandırmaların denkleştirme sağlamak için terekeye iadesinin ve kazandırmaların denkleştirme anındaki değerlerinin talep edildiği, bu anlamda yetkili mahkemenin TMK'nın 576 ve HMK'nın 11. maddesinde düzenlendiği bu sebeple yetkili mahkemenin murisin son yerleşim yeri mahkemesi olduğu gerekçesiyle yetkisizlik yönünde hüküm kurulmuştur. Somut olayda davacı; müvekkilinin dedesi muris ...'nın 22/02/2009 tarihinde öldüğünü, geriye eşi ..., çocukları ..., ..., ... ve müvekkilinin babası ...'nın mirasçı olarak kaldığını, müvekkilinin muris ...'nın çocuklarından ...'nın oğlu olduğunu, muris ...'nın ... Noterliğinin 02/08/1994 tarih ve 19264 yevmiye numaralı düzenleme şeklinde vasiyetnamesi ile oğulları ... ve ...'yi miraslarından ıskat ettiğini, oğlu ...'nın ise sadece mahfuz payı almasını vasiyet ettiğini, müvekkilinin babası ...'...

            Terekeye karşı yapılan mülkiyetten kaynaklanan haksız fiil niteliğindeki muris muvazaası ve elatmanın önlenmesi gibi davaların dışında ehliyetsizlik, vekalet görevinin kötüye kullanılması vs. gibi davalarda terekeyi temsil eden tüm mirasçıların bir arada hareket etmek suretiyle davayı birlikte açmaları, ayrıca, mirasçılardan bir tanesinin terekeye iade şeklinde dava açması halinde de tüm mirasçılarının davada muvafakatlerinin sağlanması, aksi takdirde terekenin atanacak temsilci marifetiyle davada temsil edilmesi ve yargılamanın yürütülmesi gerekeceği (Türk Medeni Kanunu'nun 640. maddesi ) tartışmasızdır. O halde, ehliyetsizlik hukuki sebebine dayalı olarak pay oranında açılan davanın dinlenme olanağının bulunduğu söylenemez ....

              ın temyiz itirazları yönünden yapılan inclemeye gelince; a-Mirasta iade (denkleştirme) talebi hakkında (TMK.md.669) olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulmaması doğru değildir. b-Tenkis yönünden hüküm kurulan ...'deki 2959 ada, 205 parsel 27 nolu daire hakkında tefhim edilen kısa kararda; davalı adına olan tapu kaydının iptaliyle 1/8'inin davacı adına tapuya tesciline karar verildiği halde, gerekçeli kararda; "mirasbırakan ...'ya ait olup davalıya bağışla geçen payın (taşınmazın 1/2 payının) iptaline, bunun 1/8'inin davacı adına tesciline" şeklinde hüküm kurulmak suretiyle kısa ve gerekçeli kararlar arasında çelişki oluşmasına neden olunmuştur. Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasasının 38l/2 maddesi uyarınca kararın tefhimi en az 388.maddede belirtilen hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Bu durumda gerekçeli kararın, tefhim edilen karar yanlışta olsa, buna uygun düzenlenmesi gerekmektedir....

                Terekeye karşı yapılan mülkiyetten kaynaklanan haksız fiil niteliğindeki muris muvazaası ve el atmanın önlenmesi gibi davaların dışında vekalet görevinin kötüye kullanılması, ehliyetsizlik vs. gibi davalarda terekeyi temsil eden tüm mirasçıların bir arada hareket etmek suretiyle davayı birlikte açmaları, ayrıca mirasçılardan birisinin terekeye iade şeklinde dava açması halinde de tüm mirasçılarının davada muvafakatlarının sağlanması, aksi takdirde terekenin atanacak temsilci marifetiyle davada temsil edilmesi ve yürütülmesi gerekeceği (T.M.K. 640 md.) tartışmasızdır.(Bknz. Yargıtay 1....

                UYAP Entegrasyonu