Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : MİRASTA İADE, TAZMİNAT, TENKİS Taraflar arasında birleştirilerek görülen mirasta iade, tazminat olmazsa tenkis davası sonunda, yerel mahkemece asıl ve birleştirilen davanın reddine ilişkin olarak verilen karar asıl ve birleştirilen davada davacılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'nün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Asıl ve birleştirilen davalar, mirasta iade, tazminat olmazsa tenkis isteğine ilişkindir....

    in kooperatif üyeliğine kabul sebebi ve dayanakları ile kooperatife yaptığı ödemeler tespit edilerek kooperatif tarafından tahsis edilen villanın dava tarihindeki rayiç bedeline oranlanmak suretiyle terekeye iade edilmesi gereken tereke malı olup olmadığının tespiti ile sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. Mahkemece belirtilen hususlar gözardı edilerek eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.” gerekçesi ile bozulmuştur. Mahkeme, Dairemizin bozma ilamına uyarak ancak gereğini tam olarak yerine getirmeksizin, taşınmazın terekeye iadesine ilişkin talebin reddine, 25.000,00TL’nin davacılara ödenmesine karar vermiştir. Hükmü, davacılar vekili ve davalı vekili temyiz etmiştir. İstihkak davası, malın vasıtasız zilyetliğine sahip olmayan malikin, doğrudan doğruya mülkiyet hakkına dayanarak, şey üzerindeki zilyetliğin haklı bir nedene dayanmayan kimseye açtığı hakedişi belirleyen bir eda davasıdır....

      Terekeye karşı yapılan mülkiyetten kaynaklanan haksız fiil niteliğindeki muris muvazaası ve elatmanın önlenmesi gibi davaların dışında ehliyetsizlik, vekalet görevinin kötüye kullanılması, hata, hile, gabin vs. gibi davalarda terekeyi temsil eden tüm mirasçıların bir arada hareket etmek suretiyle davayı birlikte açmaları, ayrıca, mirasçılardan birisinin terekeye iade şeklinde dava açması halinde de tüm mirasçıların davada muvafakatlerinin sağlanması, aksi takdirde terekenin atanacak temsilci marifetiyle davada temsil edilmesi ve yürütülmesi gerekeceği (Türk Medeni Kanunu'nun 640. maddesi ) tartışmasızdır. Somut olayda, davacılar tarafından vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki sebebine dayalı olarak 3. kişiye karşı pay oranında açılan davanın dinlenme olanağının bulunduğu söylenemez. Öte yandan, tereke adına dava açılmadığına göre terekeye mümessil tayin edilerek yargılamaya devam edilmesi de pay oranında açılan davanın dinlenmesini olanaklı hale getirmez....

        Terekeye karşı yapılan mülkiyetten kaynaklanan haksız fiil niteliğinde ki muris muvazaası ve elatmanın önlenmesi gibi davaların dışında vekalet görevinin kötüye kullanılması, ehliyetsizlik vs. gibi davalarda terekeyi temsil eden tüm mirasçıların bir arada hareket etmek suretiyle davayı birlikte açmaları, ayrıca, mirasçılardan birisinin terekeye iade şeklinde dava açması halinde de tüm mirasçılarının davada muvafakatlarının sağlanması, aksi takdirde terekenin atanacak temsilci marifetiyle davada temsil edilmesi ve yürütülmesi gerekeceği (T.M.K. 640 md.) tartışmasızdır. Somut olayda, davacılar tarafından vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki sebebine dayalı olarak pay oranında açılan davanın dinlenme olanağının bulunduğu söylenemez. Öte yandan, tereke adına dava açılmadığına göre terekeye mümessil tayin edilerek yargılamaya devam edilmesi de pay oranında açılan davanın dinlenmesini olanaklı hale getirmez....

          Bilindiği gibi terekeye ait bir hakla ilgili olarak açılacak davalarda kural olarak; tereke 4721 Sayılı Türk Medeni Yasası’nın 701 ve devam eden maddelerine göre elbirliği mülkiyetine tabi olduğunudan yasal istisnalar dışında(örneğin TMK 702/son) tüm mirasçıların birlikte hareket etmeleri veya aynı yasanın 640. maddesine göre terekeye temsilci atanması ve bu yolla davanın yürütülmesi gerekir. Davacının terekeye iade talebi bulunmamaktadır....

          Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacıların terekeye iade istemli talepte bulundukları, miras bırakanın başkaca mirasçılarının olduğu, davanın açılış tarihi nazara alındığında aradan geçen sürede davacı tarafça veraset ilamı sunulmadığı gibi verilen bir aylık kesin süre içerisinde terekeye temsilci atanması için dava açıldığına ilişkin Mahkemeye beyanda bulunulmadığı ve buna ilişkin bir kayıt da sunulmadığı, terekeye temsilci atanması için bir aylık sürede veya sonrasında dava açıldığına ilişkin bir iddia da mevcut olmadığı gerekçesiyle istinaf başvurularının esastan karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur. B. Temyiz Sebepleri Davacılar temyiz dilekçelerinde istinaf dilekçelerindeki sebeplerle kararın bozulmasını istemişlerdir. C. Gerekçe 1....

            ın sağlığında 21.11.1991 tarihinde tapuda yaptığı işlemle sahibi olduğu tek taşınmazın davalılara kayıtsız ve şartsız hibe ettiğini, kanuni miras hakkından yoksun bırakıldığını, murisin sağlığında miras hissesine mahsuben yaptığı ivazsız kazandırmaların Türk medeni Kanunu'nun 669. maddesi uyarınca terekeye iade edilmesine, iade edilmezse tenkise karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda mirasta iade şartlarının gerçekleşmemesi nedeniyle yargılamaya tenkis davası olarak devam edilmiş; davacı lehine kararda belirtilen tenkis edilecek miktarın davalılardan tahsil edilerek davacıya ödenmek suretiyle tenkis davasının kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir. Türk Medeni Kanunu'nun 565/4. maddesi miras bırakanın ölümünden bir yıl öncesi yapılan bağışların saklı pay kurallarını gidermek amacıyla yapıldığının ispat edilmesi halinde tenkise tabi tutulacağını hükme bağlamıştır....

              Asliye Hukuk Mahkemesinde 2021/467 Esas sayılı dosyasında muris muvazaası, vekalet görevinin kötüye kullanılması ve ehliyetsizlik nedeniyle tapu iptal ve tescil davası ikame etmiş olup, bahsi geçen davada terekeyi temsil eden tüm mirasçıların bir arada hareket etmesi aksi halde terekenin atanacak bir temsilci tarafından yürütülmesi gerekeceğinden, diğer mirasçılara tebligat çıkarılarak muvafakatlerinin olup olmadığının sorulduğunu, ancak muvafakat olmaması halinde terekeye temsilci atanması için dava açmak üzere taraflarına süre verildiğini, mirasçı müvekkili tarafından açılan muvazaa, vekalet görevinin kötüye kullanılması ve ehliyetsizlik sebebiyle tapu iptal tescil davasında terekeye ilişkin yapılacak işlemler için miras ortaklığına bir temsilci atanması gerektiğinden işbu davanın açılması zorunluluğu hasıl olduğunu bildirerek mirasçılar arasında görülen muvazaa, vekalet görevinin kötüye kullanılması ve ehliyetsizlik sebebiyle tapu iptal tescil davasında terekeyi temsilen yapılacak işlemler...

              Terekeye karşı yapılan mülkiyetten kaynaklanan haksız fiil niteliğindeki muris muvazaası ve elatmanın önlenmesi gibi davalar dışında ehliyetsizlik, vekâlet görevinin kötüye kullanılması vs. gibi davalarda terekeyi temsil eden tüm mirasçıların bir arada hareket etmek suretiyle davayı birlikte açmaları, ayrıca, mirasçılardan birisinin terekeye iade şeklinde dava açması halinde de tüm mirasçıların muvafakatlarının sağlanması, aksi takdirde terekenin atanacak temsilci marifetiyle davada temsil edilmesi ve yürütülmesi gerekeceği (T.M.K. 640 md.) tartışmasızdır....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalı şirketin terekeye dahil edilmesi istemine ilişkin olup, her ne kadar dava dilekçesinde davalı şirketin feshi istenmişse de, 12.11.2009 tarihli oturumda davacı vekilince davalarının şirketin feshi davası olmayıp, şirketin aktif ve pasifi ile terekeye dahil edilmesi istemi olduğu belirtilmiştir. Uyuşmazlığın niteliğine ve tarafların sıfatına göre, dosyanın temyiz incelemesi, Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin görevine girmektedir. SONUÇ : Yukarıdaki açıklanan nedenlerle, dosyanın görevli Yargıtay 2. Hukuk Dairesi Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE, 20.10.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                UYAP Entegrasyonu