Bilindiği üzere, kural olarak terekeye mümessil tayininden sonra tereke ortağının veya ortaklarının davayı takip yetkisi ortadan kalkacağından davayı açan mirasçı ya da mirasçıların davayı takip yetkisi sona erip, buna bağlı olarak da hükmü temyiz etme hakkı miras şirketini temsil eden mümessile geçer ise de, somut olayda asıl ve birleştirilen davalarda davacının terditli olarak terekeye iade, olmadığı takdirde miras payı oranında tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde miras payı oranında bedel isteğinde bulunduğu, tereke temsilcisinin yalnızca terekeye iade isteği bakımından atandığı, davacının terditli istekleri olan miras payı oranında tapu iptali ve tescil ile bedel istekleri bakımından davayı takip ve temyiz etme hakkının devam ettiği kuşkusuzdur....
Ayrıca, mirasta denkleştirme davası ile miras bırakanın yasal mirasçılarına yaptığı sağlararası karşılıksız kazandırmaların belirli koşullar gerçekleştiğinde geri verilmesi istenebilir. O halde denkleştirme borçlusu miras bırakan tarafından lehine sağlararası kazandırma yapılan yasal mirasçıdır. Dosya içeriğinden, miras bırakan tarafından davalılar ... ... ve ...’a temlik edilen şirket hissesi bulunmadığı anlaşıldığından bu davalılar yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi de doğru değildir. Kabule göre de; mahkemece her bir mirasçının terekeye iade ile sorumlu olduğu kazandırmalar ayrı ayrı belirlenerek buna göre hüküm kurulması gerekirken, terekeye iadesine karar verilen 2.087,777,78 TL’nin tüm davalılardan alınmasına karar verilmiş olması doğru görülmemiştir. Mahkemece, değinilen hususlar gözardı edilerek eksik inceleme ve araştırmayla, yetersiz ve yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesi nedeniyle hükmün bozulması gerekmiştir....
-KARAR- Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve terekeye iade isteğine ilişkindir. Dosya içeriğinden; eldeki davada terekeye temsilci atandığı ve tereke temsilcisi ...’a davanın reddine ilişkin gerekçeli karar tebliğ edilmesine karşın kararı temyiz etmediği, kararın davacılar vekili tarafından temyiz edildiği anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere terekeye temsilci atanmasından sonra tereke ortağının ya da ortaklarının davayı takip yetkisi ortadan kalkar. Bir başka ifade ile davayı açan mirasçı ya da mirasçıların davayı takip yetkisi sona erer ve buna bağlantılı olarak da hükmü temyiz hakkı miras şiretini temsil eden mümessile geçer. Tüm bu açıklamalar karşısında davayı takip yetkisi sona eren davacı mirasçılar vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 20.06.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Buna göre, ehliyetsizlik iddiasıyla açılması gereken davaların tüm mirasçılar tarafından birlikte veya bir mirasçının terekeye iade istekli olarak açılması zorunludur. Bir mirasçının tereke adına dava açtığı takdirde de diğer mirasçıların açılan davaya muvafakatlarının sağlanması veyahut Türk Medeni Kanununun 640. maddesi hükmü gereğince terekeye temsilci atanması suretiyle davanın görülebilirlik koşulunun gerçekleştirilmesi ile ancak çözüme kavuşturulması mümkündür. Yukarıda değinilen ilkeler ve davadaki isteğinde terekeye iade şeklinde olduğu, esasen mahkemenin de kabul kararının bu yönde bulunduğu gözetilerek davanın görülebilirlik koşulunun öncelikle yerine getirilmesi ve usuli muamelelerin gerçekleştirilmesi, ondan sonra işin esasına girilerek karar verilmesi gereğinin gözardı edilmiş olması doğru değildir. Kabule göre de, 4721 sayılı TMK'nın 28. maddesi hükmü uyarınca ölüm ile hukuki şahsiyet son bulur....
Buna göre, ehliyetsizlik iddiasıyla mirasçı olmayanlara karşı açılan davaların tüm mirasçılar tarafından birlikte veya bir mirasçının terekeye iade istekli olarak açılması zorunludur. Bir mirasçının tereke adına dava açtığı takdirde de diğer mirasçıların açılan davaya muvafakatlarının sağlanması veyahut Türk Medeni Kanununun 640. maddesi hükmü gereğince terekeye temsilci atanması suretiyle davanın görülebilirlik koşulunun gerçekleştirilmesi ile ancak çözüme kavuşturulması mümkündür. Öte yandan, dinlenen tanıklar mirasbırakanın “Alzheimer” hastası olduğunu, ölümünden önceki yıllarda akıl sağlığının yerinde olmadığını, kimseyi tanımadığını, davranışlarını yönlendirme yeteneğini kaybettiğine ilişkin tavır ve hareketlerinin bulunduğunu bildirmişlerdir....
Dava, ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali ve pay oranında tescil olmazsa tapu iptali ile terekeye iade olmazsa taşınmazın gerçek bedelinin terekeye döndürülmesi isteğine ilişkindir Mahkemece, taşınmazın değeri üzerinden terekeye iade şeklinde hüküm kurulmuştur. Oysa, miras bırakan ...’un ölüm tarihi itibari ile terekesi elbirliği mülkiyetine tabi olup, davacılar dışında dava dışı mirasçılarının bulunduğu kayden sabittir. Buna göre davanın görülebilirlik koşulunun gerçekleştirilmediği açıktır... Hal böyle olunca, davaya katılmayan ortakların olurlarının alınması yada miras şirketine M.K.nun 640. mad. uyarınca atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerekirken, davanın görülebilirlik koşulu gözardı edilerek yazılı olduğu üzere davanın esası hakkında hüküm kurulması doğru değildir.Dahili davalıların temyiz itirazı yerindedir." gerekçesi ile karar bozulmuştur. B....
Terekeye karşı yapılan mülkiyetten kaynaklanan haksız fiil niteliğindeki muris muvazaası ve elatmanın önlenmesi gibi davaların dışında ehliyetsizlik, vekalet görevinin kötüye kullanılması vs gibi davalarda terekeyi temsil eden tüm mirasçıların bir arada hareket etmek suretiyle davayı birlikte açmaları, ayrıca, mirasçılardan bir tanesinin terekeye iade şeklinde dava açması halinde de tüm mirasçıların davada muvafakatlerinin sağlanması, aksi takdirde terekenin atanacak temsilci marifetiyle davada temsil edilmesi ve yürütülmesi gerekeceği ( TMK. 640. Md. ) tartışmasızdır. 9.3. Değerlendirme Kararın (IV/2 ve IV/5.) numaralı paragraflarında yer verilen ve hükmüne uyulan bozma kararlarında gösterildiği şekilde işlem yapılarak yazılı şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır. V....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVATÜRÜ:TAPU İPTALİ-TESCİL Taraflar arasında görülen tapu iptal tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekilince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; KARAR- Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ile terekeye iade (tüm mirasçılar adına tescil) isteğine ilişkindir.Davacı, mirasbırakanı ...’in, 134 ada 2 parsel sayılı taşınmazını davalı oğlu ...’ye satış suretiyle temlik ettiğini, ...’nin de arkadaşı olan diğer davalıya devrettiğini, işlemlerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek tapunun iptali ile tüm mirasçılar adına tescilini istemiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Tasarrufun İptali ile Terekeye İade-Tenkis Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık ve hüküm muris muvazaasına dayanan tasarrufun iptal edilerek paranın terekeye iadesi, olmadığında miras nedeniyle alacak-tenkis istemine ilişkin olup, inceleme görevi Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 17.07.2014 tarihli 2014/2 sayılı iş bölümü kararı gereğince Yargıtay 8. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Yukarıda belirtilen sebeple dosyanın görevli Yargıtay 8. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 17.11.2014 (Pzt.)...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TENKİS-TEREKEYE İADE Taraflar arasında görülen davada; Davacı, mirasbırakan ...’nin mirasçıdan mal kaçırmak amacıyla 1745 ada 5 parsel sayılı taşınmazı hibe suretiyle oğlu davalıya temlik ettiğini, saklı payının ihlal edildiğini ileri sürerek tenkis talebiyle dava açmış, yargılama sırasında ıslah suretiyle, hibeye konu taşınmazın 743 sayılı Türk Kanunu Medenisinin 603. (4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 669.) maddesi gereğince terekeye iade edilmesini istemiştir. Davalı, dava konusu taşınmazı murisin mal paylaştırma amacıyla kendisine devrettiğini, davacıya da yer verdiğini, mal kaçırmanın söz konusu olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur....