Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında görülen terekenin tasfiyesi davası sırasında davalı ... tarafından reddi hâkim yoluna başvurulmuştur. Red talebini inceleyen merci tarafından verilen kararın Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmiş olmakla, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Taraflar arasında görülen dava sırasında davalı ... tarafından sunulan 17.03.2016 tarihli dilekçe ile özetle "...Eşi ...'nun çocuksuz olarak öldüğünü, geride mirasçı olarak kendisi ve eşinin kardeşlerinin kaldığını, eşinin vasiyetname ile mirasını paylaştırdığını, vasiyetnamenin 2. Sulh Hukuk Mahkemesinde açıldığını, diğer mirasçıların vasiyetnameyi kabul etmediklerini, tereke davasının 2....

    Mahkemece, müteveffaya mal varlığı tespit edilip menkul taşınır ve taşınmaz malvarlığına ilişkin defter tutularak terekenin tespit edildiği anlaşıldığından terekenin kapatılmasına karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Talep; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 589-591. maddesine dayalı terekenin tedbir niteliğindeki tespiti ve defterinin tutulması isteğine ilişkindir. Sulh Hâkiminin terekenin tespiti ve tereke unsurlarının deftere geçirilmesine ilişkin kararları, terekenin korunması önlemleri kapsamında tedbir niteliğinde olup, temyizi kabil kararlardan değildir. Bu sebeple davalı vekilinin temyiz isteğinin reddine karar verilmesi gerekmektedir. Davalı vekilinin temyiz itirazlarının yukarıda açıklanan nedenlerle REDDİNE, HUMK'nun 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna ve 24,30 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 24.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      nun 605 ve devamı maddeleri uyarınca zorunlu hasım olan borçlunun en yakın mirasçıları mirası reddettiğinden terekenin iflas hükümlerine göre çözümlenmesi gereklidir. Bu durumda, anılan mirasın reddi kararının kesinleşip kesinleşmediği araştırılarak kesinleşmesi halinde mahallin Sulh Hukuk Hakimine durum bildirilerek mirasın iflas kurallarına göre tasfiyesi sağlanmalı, anılan mahkemece atanacak ve yetkilendirilecek tereke temsilcisinin huzuru ile davaya devam olunmalıdır. Mirasın tasfiyesi işlemleri talebe bağlı işlemler olmayıp mirasın reddedildiğinin anlaşılması ile res'en yapılması gereken işlemlerdendir. Talep üzerine yapılabilirliği bu özelliğini ortadan kaldırmaz....

        Mirasın iflas hükümlerine göre tasfiyesi için yasal prosedürün uygulanıp uygulanmayacağının düşünülmesi, mirasın iflas hükümlerine göre tasfiyesi sonuçlandırıldığı takdirde mirası reddeden davalı için atanacak ve yetkilendirilecek bir temsilci ile davaya devam edilmesi gerekir. HGK'nun 03.07.2002 tarih E.15-572 K.577 sayılı kararında da açıklanan bu ilkelere değinilmiştir. (Aynı yönde bkz. 11. HD 23.09.2013 tarih ve 2015/6042-8196 sayılı Kararı) O halde yukarıda sözü edildiği gibi araştırma ve inceleme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi de doğru olmamış, kararın temyiz eden davacı yararına bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz istemini kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 3.050,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 15.09.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          Davacı SGK vekili istinaf dilekçesinde özetle, terekenin resmi tasfiyesinde kesin yetki kuralı geçerli olup, murisin son yerleşim yerinin Kadıköy olması nedeniyle mahkemenin görevli olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını ve mahkemenin görevli ve yetkili olduğuna karar verilmesini talep etmiştir. Dava, murisin terekesinin TMK'nın 612. maddesi gereğince tasfiyesi istemine ilişkindir. Muris T9 01/03/2015 tarihinde vefat etmiş, en yakın yasal mirasçıları mirası kayıtsız şartsız reddetmiştir. Bu halde alacaklının talebi TMK m. 612 uyarınca mirasın reddini tespit eden mahkemeyi harekete geçirmeye yönelik bir taleptir. Yerel Mahkemece, mirasın TMK 612 madde hükümlerine göre tasfiyesinde görevli mahkemenin mirasın reddine karar veren mahkeme olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir....

          Hal böyle olunca; mirasçı ... adına Sulh Hukuk Mahkemesi’ne yapılan başvuruda, TMK’nun 619. maddesine dayalı resmi defter tutulması talebinin bulunmadığı açıkça belirtilmiş olduğundan, aynı Kanun’un 589 ve devamı maddeleri gereğince yapılan istemin niteliği itibariyle, TMK’nun 625. maddesi gereğince takip yapılamayacağı sonucunu doğurmayacağının kabulü gerekir. O halde mahkemece yukarıda belirtilen ilkeler uyarınca, mirasçı ...’a velayeten annesi tarafından açılan davanın, terekenin resmi defterinin tutulması veya terekenin resmi tasfiyesine ilişkin olmadığı nazara alınarak, şikayetçi mirasçıların takibin iptali isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle istemin kabulü ile takibin iptali ve Bölge Adliye Mahkemesi’nce de istinaf başvurusunun esastan reddi isabetsiz olup Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir....

            Terekenin korunmasına ilişkin önlemler, hukuki niteliği bakımından mirasın kazanılması yahut mirasçılık sıfatı bakımından maddi bir etkiye sahip olmadığından, bu süre aşılsa bile paylaşmaya kadar her zaman istenebilir. (Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 2016/6232 Esas - 2019/767 Karar, Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 2016/12618 Esas - 2020/1531 Karar sayılı ilamı) 4721 sayılı TMK'nın 589. ve devamı maddelerine dayalı "koruma önlemi" olarak ölüm tarihi itibariyle terekenin korunması amacıyla tespiti istemi 4721 sayılı TMK'nın 619. maddesinde düzenlenen mirası kabul veya redde esas olmak üzere "resmi defter tutma" değil, 4721 sayılı TMK'nın 589. ve devamı maddelerinde yer olan "koruma önlemi" olarak ölüm tarihi itibariyle terekeyi oluşturan unsurları belirlemek, böylece olası ihtilaflarda başvuru kaynağı oluşturmak, bu sayede terekenin içeriği ile ilgili ölüm anındaki durumu öğrenme imkanını elde etmeye yönelik olarak terekede bulunan mal ve hakların tespitine ilişkindir....

            Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda bozma ilamında belirtilen şekilde araştırma yapılmış; borçlu ... mirasçıları yönünden mirasın reddine ilişkin talep ve beyanları hadise olarak incelenmiş,yapılan araştırmada murisin adına kayıtlı menkul ve gayrımenkul mala ulaşılamadığı,ayrıca mirasçılardan Sevda ve Dilek'in mirasın reddine ilişkin karar aldıkları, mahkemece yapılan araştırma sonunda da yapılan icra takipleri sonucu terekenin borca batık olduğunun tespit edildiği, TMK'nun 35.maddesine göre ölüm gününde terekenin borca batık olduğu şayi veya sabit olursa mirasın reddedilmiş sayılacağı,bu nedenle mirasçılar yönünden mirasın reddi hükümlerinin uygulanabileceği belirtildiğinden tüm mirasçılar yönünden terekenin borca batık olduğu kabul edilerek mirası reddettikleri kabul edilmiştir....

              Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda bozma ilamında belirtilen şekilde araştırma yapılmış; borçlu ... mirasçıları yönünden mirasın reddine ilişkin talep ve beyanları hadise olarak incelenmiş,yapılan araştırmada murisin adına kayıtlı menkul ve gayrımenkul mala ulaşılamadığı,ayrıca mirasçılardan Sevda ve Dilek'in mirasın reddine ilişkin karar aldıkları, mahkemece yapılan araştırma sonunda da yapılan icra takipleri sonucu terekenin borca batık olduğunun tespit edildiği, TMK'nun 35.maddesine göre ölüm gününde terekenin borca batık olduğu şayi veya sabit olursa mirasın reddedilmiş sayılacağı,bu nedenle mirasçılar yönünden mirasın reddi hükümlerinin uygulanabileceği belirtildiğinden tüm mirasçılar yönünden terekenin borca batık olduğu kabul edilerek mirası reddettikleri kabul edilmiştir....

                Sulh Hukuk Mahkemeleri arasında ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile dosyada son karar bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesinden sonra verilmiş ise de 5235 sayılı Kanunun 36/3. maddesi gereğince bölge adliye mahkemeleri hukuk dairelerinin görevinin yargı çevresi içerisinde bulunan adlî yargı ilk derece hukuk mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek olduğundan yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -KARAR- Dava, tüm mirasçıları tarafından mirası red edilen miras bırakanın alacaklısı olan davacının, 4721 sayılı TMK 633. maddesi gereğince, terekenin resmi tasfiyesi istemine ilişkindir. Eskişehir 2. Sulh Hukuk Mahkemesince, muris ...'nin yerleşim yerinin "Vefa Mah Eskişehir Karayolu Bulvarı No: 16 İç Kapı No: 1 Merkez/Kütahya" adresi olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı vermiştir. Kütahya 2....

                  UYAP Entegrasyonu