Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

nun 605 ve devamı maddeleri uyarınca zorunlu hasım olan borçlunun en yakın mirasçıları mirası reddettiğinde terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesi gereklidir. Bu durumda, anılan mirasın hükmen reddine ilişkin Gölcük 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/87 Esas sayılı dosyasında mirasın reddine karar verilmesi halinde; kararın kesinleşmesi beklenerek mahallin Sulh Hukuk Hakimine durum bildirilerek mirasın iflas kurallarına göre tasfiyesi sağlanmalı, anılan mahkemece atanacak ve yetkilendirilecek tereke temsilcisinin huzuru ile davaya devam olunmalıdır. Mirasın tasfiyesi işlemleri talebe bağlı işlemler olmayıp mirasın reddedildiğinin anlaşılması ile res'en yapılması gereken işlemlerdendir. Talep üzerine yapılabilirliği bu özelliğini ortadan kaldırmaz. (Yargıtay 2....

    İnceleme konusu dosyada davacı mirasçıların talebi TMK.nun 589. maddesi gereği terekenin tedbir mahiyetinde tespitine ilişkindir. Miras bırakanın yerleşim yeri sulh hakimi, istem üzerine veya res'en tereke mallarının korunması ve hak sahiplerine geçmesini sağlamak üzere gerekli olan bütün önlemleri alır. Bu önlemler özellikle kanunda belirtilen hallerde terekede bulunan mal ve hakların yazımına, terekenin mühürlenmesine, terekenin resmen yönetilmesine ve varsa vasiyetnamelerin açılmasına ilişkindir (TMK.nun 589/1- 2 maddesi). Önlem alma isteğinin yetki yahut başka bir sebeple reddedilmesi tereke mallarının kaybına sebep olabileceği gibi hak sahiplerine intikal etmemesi sonucunu da doğurur. Koruma önlemi olarak terekenin tespiti işleminin maddi hukuk bakımından haklara ve borçlara bir etkisi bulunmamaktadır. Bu işlem, tespiti yapılan malvarlığı unsurlarının terekeye ait olduğu, tespit edilmeyenlerin de terekeye ait olmadığına delil teşkil etmez....

    Bu durumda mirasın iflas hükümlerine göre tasfiyesi, borç ödendikten sonra da geriye kalan kısmın, ret vaki olmamış gibi hak sahiplerine ödenmesi gerekir. İstek Türk Medeni Kanununun 612. ve 613. maddelerinin atfı nedeniyle aynı yasanın 636 maddesi hükmü uyarınca terekenin iflas kaidelerine göre tasfiyesine ilişkindir. Buradaki tasfiye süreye de bağlı değildir. Türk Medeni Kanununun 633. madde hükmünün uygulama yeri yoktur. Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde işlem yapılması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ:Temyiz edilen hükmün gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, oybirliğiyle karar verildi.08.06.2009 (Pzt.)...

      REDDİ MİRASTEREKENİN TASFİYESİ 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 612 ] 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 636 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Mirasbırakan M… …. 25.01.2003 tarihinde ölmüş, en yakın mirasçıları olan eşi Yadigar ve kızı Hande tarafından miras 26.02.2003 tarihinde reddedilmiştir. En yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan miras, Sulh Mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edilir. (TMK. md.612/1) O halde dava, en yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddedilmiş ve bu sebeple iflas hükümlerine göre tasfiyeye tabi duruma gelmiş terekenin, Türk Medeni Kanununun 612 maddesinin atfı nedeniyle aynı kanunun 636. maddesi uyarınca iflas kaidelerine göre tasfiyesine ilişkindir. Bu madde uyarınca yapılacak tasfiye ise süreye bağlı değildir....

        Sulh Hukuk Mahkemesince görevsizlik kararı verilmesi nedeniyle yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Talep, terekenin resmen tasfiyesi istemine ilişkindir. HMK’nın 22/2. maddesinde “İki mahkemenin aynı dava hakkında göreve veya yetkiye ilişkin olarak verdikleri kararlar kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleştiği takdirde, görevli veya yetkili mahkeme, ilgisine göre bölge adliye mahkemesince veya Yargıtayca belirlenir.” hükmüne yer verilmiştir. Dosya kapsamından, ... 11. Sulh Hukuk Mahkemesince verilen dosyanın devri kararı sonrasında, ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesince görevsizlik kararı verdiği ve merci tayini gerektirir bir durum bulunmadığı halde, dosyanın merci tayini için dairemize gönderildiği anlaşılmıştır....

          DAVALI VEKİLİ TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : İlk derece mahkemece verilen kararın hukuka uygun olmadığını ve kaldırılması gerektiğini, müvekkili Esin Güvercin'in müteveffanın eşi olup, davaya konu varlıklarda mal rejiminden kaynaklı alacaklarının mevcut olduğunu, Mal rejiminin tasfiyesi gerçekleşmeden ve hesaplardaki hakkın kime ait olduğu belirlenmeden, davaya konu varlıklardan ne miktarının tereke içinde kaldığının bu aşamada belirlenmesinin mümkün olmadığını, dolayısıyla davaya konu varlıkların terekeye ait olup olmadığının henüz belli olmadığını, terekenin, öncelikle müvekkiline karşı, mal rejiminden kaynaklı borcu bulunduğunu, bu nedenle öncelikle terekenin evlilik birliğinden kaynaklı borcunu ödemesi, ardından mirasın paylaştırılmasının gerektiğini, Yargıtay uygulamaları da öncelikle mal rejiminin tasfiyesi gerçekleşmeden, terekenin paylaşımının mümkün olmadığını vurguladığını, terekenin, müvekkiline olan borcu tespit edilip ödenmeden, paylı mülkiyete geçilmesi halinde...

          DAVALI VEKİLİ TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : İlk derece mahkemece verilen kararın hukuka uygun olmadığını ve kaldırılması gerektiğini, müvekkili Esin Güvercin'in müteveffanın eşi olup, davaya konu varlıklarda mal rejiminden kaynaklı alacaklarının mevcut olduğunu, Mal rejiminin tasfiyesi gerçekleşmeden ve hesaplardaki hakkın kime ait olduğu belirlenmeden, davaya konu varlıklardan ne miktarının tereke içinde kaldığının bu aşamada belirlenmesinin mümkün olmadığını, dolayısıyla davaya konu varlıkların terekeye ait olup olmadığının henüz belli olmadığını, terekenin, öncelikle müvekkiline karşı, mal rejiminden kaynaklı borcu bulunduğunu, bu nedenle öncelikle terekenin evlilik birliğinden kaynaklı borcunu ödemesi, ardından mirasın paylaştırılmasının gerektiğini, Yargıtay uygulamaları da öncelikle mal rejiminin tasfiyesi gerçekleşmeden, terekenin paylaşımının mümkün olmadığını vurguladığını, terekenin, müvekkiline olan borcu tespit edilip ödenmeden, paylı mülkiyete geçilmesi halinde...

          Dava, TMK’nun 589. maddesi gereği terekenin tespitine ilişkindir. Dosya içerisinde mevcut nüfus kayıtlarına göre muris T4 10/10/2019 tarihinde vefat ettiği geriye mirasçı olarak eşi Mehmet Tuluk ile çocukları Durkadın Şenyürek, Abdurrahman Tuluk, Ömer Tuluk ve Adem Tuluk kaldığı anlaşılmaktadır. Miras bırakanın yerleşim yeri sulh hakimi, istem üzerine veya res'en tereke mallarının korunması ve hak sahiplerine geçmesini sağlamak üzere gerekli olan bütün önlemleri alır. Bu önlemler özellikle kanunda belirtilen hallerde terekede bulunan mal ve hakların yazımına, terekenin mühürlenmesine, terekenin resmen yönetilmesine ve varsa vasiyetnamelerin açılmasına ilişkindir (TMK.nun 589/1- 2 maddesi). Koruma önlemi olarak terekenin tespiti işleminin maddi hukuk bakımından haklara ve borçlara bir etkisi bulunmamaktadır. Mirasçılar, terekenin tespitine rağmen, birbirlerine yahut üçüncü kişilere karşı tespit edilmiş veya edilmemiş olanları ihtilaf konusu yapabilirler....

          Mahkemece,taraflar arasındaki uyuşmazlığın terekenin resmi tasfiyesine ve koruma önlemlerinin alınmasına ilişkin olduğu,olayın ortaklığın giderilmesi olarak nitelenmesi halinde bile görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçe gösterilerek dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiş;hüküm,davalı tarafından temyiz edilmiştir. Bir davada maddi vakıaları ileri sürüp kanıtlamak taraflara, kanıtlanan olgulara göre hukuksal nitelendirmeyi yapmak, uygulanması gereken yasa maddeleri arayıp bulmak ve doğru olarak uygulamak hakimin görevidir....

            Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; 6183 sayılı kanunun 21.maddesi uyarınca eşyanın aynından doğan alacakların rehinli alacaklardan önce ödenmesi gerektiği, borçlunun iflası, mirasın reddi ve terekenin resmi tasfiyeye tabi tutulması hallerinde kamu alacaklarının imtiyazlı alacak olarak İİK 206.maddesi uyarınca 3. sırasında yer alacağı, davacıların dava konusu vergi alacaklarının taşınmazların aynından kaynaklı alacaklar olmadığı, bu alacakların pay cetvelinde kamu alacağı olarak 3. sırada yer aldığı, rüçhanlı alacak olan davalı alacağından önce ödenmesi gereken alacak olmadığı, pay cetvelinin usul ve yasaya uygun gerekçesiye, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, asıl ve birleşen davada davacılar vekili temyiz etmiştir....

              UYAP Entegrasyonu