Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacılar, muris ...’nın 17.04.2012 tarihinde vefat ettiğini, geriye mirasçı olarak kendilerinin kaldığını, murisin kişisel mallarını bildiklerini ancak “ ...” isimli ticari işletmesinin durumunu bilmediklerini, işletmenin defterlerinin mali müşavir Murat Göncü tarafından tutulduğunu, terekenin borca batık olabileceğini, bu nedenle murisin alacak/borç durumu tespit edilerek terekenin resmi defterinin tutulması ve ardından kendilerine terekeyi kabul veya red yönünde beyanda bulunmak üzere süre tanınmasını talep etmiştir. Mahkemece, davanın kabulü ile “muris ...’nın mirasının mirasçılar ...,ı ve ... tarafından dosya arasında bulunan mahkemece tutulmuş olan resmi deftere göre kabul etmiş sayıldıklarının tespitine, bu şekilde terekeden el çekilmesine” karar verilmiştir. Hükmü, davacı ... vd. vekili temyiz etmiştir. Terekenin durumu hakkında resmi bilgi edinmek isteyen mirasçı resmi defter tutulmasını isteyebilir....

    İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, davacının muristen alacaklı olduğunu, terekenin tasfiyesi dosyasından yapılan satışın İİK 129. maddeye aykırı olduğunu, iflasta rehinli malların satışının İİK 185 ve 166. madde hükümlerine göre yapılması gerektiğini, taşınmazın hak ettiğinden daha düşük bedele satıldığını belirterek, kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 134. maddesi gereğince ihalenin feshi istemine ilişkindir. Somut olayda, İİK'nın 134/2. maddesinde satış isteyen alacaklı, borçlu, tapu sicilindeki ilgililer ve pey sürmek suretiyle ihaleye iştirak edenlerin, ihalenin feshini talep edebilecek kişiler olarak sayıldığı, ancak davacının satışa dayanak Manisa 2....

    Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Katılma Alacağı-TMK 226/2 Gereğince Tapu İptal ve Tescil Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Dava, ölüme bağlı mal rejiminin tasfiyesi ile alacak isteğine ilişkin olup davacı temyize konu davayı terekenin alacaklısı sıfatıyla açmış ise de; davacı da dahil davanın tarafları, ortak mirasbırakan Musa Arıcı'nın mirasçısıdırlar ve tereke borçlarından kanuni düzenlemeler çerçevesinde hepsi de sorumludurlar....

      Hükmü, davacı TMSF vekili temyiz etmiştir. 1- Türk hukuku bakımından terekenin tasfiyesi için iki usul öngörülmüştür. Bu usullerden Türk Medeni Kanununun 632 ve izleyen maddelerinde düzenlenmiş tasfiye biçimi kural niteliğinde ise de istisnai durumlarda (TMK. m. 612 ve 636) İcra ve İflas Kanunu hükümlerine göre tasfiye usulü de benimsenmiştir. Ne var ki iflas hükümlerine göre yapılan tereke tasfiyesinin de iflasa ilişkin tasfiyeden farklı yanları bulunmaktadır; bu bağlamda iflasta asliye ticaret mahkemesince yapılması öngörülen bütün işlemler, terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesinde sulh hukuk mahkemesince yapılır. Geçici ya da kesin dağıtım pay cetvelleri (İİK. m. 249, 252) kesinleşmiş sıra cetveline göre yapılacağından, öncelikle sıra cetvelinin kesinleşip kesinleşmediği ve masaya kayıt istemi ile açılan davanın akıbetinin eldeki dosyaya etkisi üzerinde durulmalıdır....

        HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2023/86 KARAR NO : 2023/333 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : IĞDIR SULH HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 30/11/2022 NUMARASI : 2022/16 ESAS - 2022/15 KARAR DAVA KONUSU : TMK'nun 612. maddesi uyarınca terekenin tasfiyesi KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, T4 Berr Mobilya İnş. Reklam ve Dış Tic. Ltd. Şti.'nin kanuni temsilcisi olması nedeniyle şirketin vergi borçlarından sorumlu olduğunu, T4 26.12.2020 tarihinde vefat ettiğini, yapılan araştırmada Hamza Bacara dışındaki mirasçılarının Iğdır Sulh Hukuk Mahkemesinin 2021/395 E., 2021/667 K. sayılı kararı ile mirası reddettiklerini, bu sebeple T4 mirasçılarına karşı takip yapılmadığını, en yakın 1. zümre mirasçıları tarafından mirasın reddedilmesi nedeniyle terekenin tasfiye edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

        Kabule göre de; TMK'nin 589. maddesi gereğince sadece tespit ve korumaya yönelik tespit ile ilgili karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken terekeye ait para yönünden terekenin tasfiyesi anlamını doğuracak şekilde "terekenin mirasçı davacıya teslimine" şeklinde karar verilmesi de doğru değildir. Mahkemece, değinilen hususlar gözetilmeksizin eksik taraf teşkiliyle yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru görülmediğinden Cumhuriyet Başsavcılığının Adalet Bakanlığının gösterdiği lüzum üzerine kanun yararına bozma isteğinin kabulü gerekmiştir. SONUÇ: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının HMK'nin 363/1 maddesine dayalı Kanun yararına bozma isteğinin açıklanan nedenle kabulü ile hükmün sonuca etkili olmamak üzere BOZULMASINA, bozma ilamı ve ekindeki dosyanın gereği yapılmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına GÖNDERİLMESİNE, 13.11.2018 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi. KARŞI OY Davacı ..., muris ......

          İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;davanın Gülşehir de açılmasının nedeninin Yargıtay'ın içtihatlarına göre terekenin resmi tasfiyesi işlemlerinin, mirasın reddine hükmeden mahkeme tarafından yerine getirilmesi gerektiğini, amme borçlusu müteveffa T3 yasal mirasçıları, mirası Gülşehir Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/401 Esas sayılı dosyası ile reddedildiğini, bu nedenle terekenin resmi tasfiyesinin Gülşehir Sulh Hukuk Mahkemesinden talep edildiğini, 26/09/2019 tarihinde Gülşehir Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/401 Esas sayılı dosyasında terekenin tasfiyesinin talep edildiğini, taleplerinin mahkemece 18/11/2019 tarihli tensip tutanağı ile 2019/3 tereke dosyası üzerinden görülmeye başlandığını, 2013/401 Esas sayılı dosyası üzerinden görülmesi gerektiğini, ancak mahkemesince 2019/3 tereke dosyasının açıldığını, gelinen noktada ise 2 yılın ardından yetkisizlik kararı verildiğini, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir....

          DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE: Dava, terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesi sırasında yapılan sıra cetveline itiraz istemine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. ''...Dava, terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesi sırasında yapılan sıra cetveline itiraz istemine ilişkindir. Dahili davalılar davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Davacının temyizi üzerine karar, Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 19.03.2012 günlü ve 2011/12873 Esas, 2012/6213 Karar sayılı ilamıyla "......

          DAVA TÜRÜ :Terekenin Tasfiyesi Davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Davacı idare; Muris ...'nın 11.7.2000 tarihinde vefat ettiğini, geriye mirasçı olarak eşi...'nın kaldığını, on yakın mirasçıları tarafından mirasın ret edildiğini, muris ...'nın mirasının mahkemece iflas hükümlerine göre tasfiye edilmesini talep etmiştir. Mahkemece murisin 11.7.2000 tarihinde öldüğünü, Çinili Vergi Dairesine 80.220.81 YTL. vergi borcu bulunduğunu ancak davanın Türk Medeni Kanununun 633. maddesindeki üç aylık süre geçtikten sonra açıldığından davanın hak düşürücü süreden reddine karar verildiği anlaşılmıştır. " En yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan miras Sulh Hukuk Mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edilir. Tasfiye sonunda arta kalan değerler mirası reddetmemişler gibi hak sahiplerine verilir."...

            DAVA TÜRÜ :Terekenin Tasfiyesi Davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Davacı idare; Muris ...'nın 11.7.2000 tarihinde vefat ettiğini, geriye mirasçı olarak eşi ...'nın kaldığını, on yakın mirasçıları tarafından mirasın ret edildiğini, muris ...'nın mirasının mahkemece iflas hükümlerine göre tasfiye edilmesini talep etmiştir. Mahkemece murisin 11.7.2000 tarihinde öldüğünü, Çinili Vergi Dairesine 80.220.81 YTL. vergi borcu bulunduğunu ancak davanın Türk Medeni Kanununun 633. maddesindeki üç aylık süre geçtikten sonra açıldığından davanın hak düşürücü süreden reddine karar verildiği anlaşılmıştır. " En yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan miras Sulh Hukuk Mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edilir. Tasfiye sonunda arta kalan değerler mirası reddetmemişler gibi hak sahiplerine verilir."...

              UYAP Entegrasyonu