Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Tereke tespiti davaları delil tespiti niteliğinde olup, istihkak davası niteliğinde değildir. Bu nedenle mahkemece yapılması gereken iş terekeye ait olduğu bildirilen mal varlığı unsurlarını tespit edip deftere geçirmek, bunlardan muhafazası mümkün olmayanlar varsa satıp paraya çevrilmesini sağlamak ve menkuller için de para, döviz vb. varsa bunları tereke malvarlığı olarak bankaya yatırmak; altın vb. ziynet eşyaları varsa bunları tereke mahkemesi kasasına alıp kaydetmek; diğer eşyaları ise ilgilisine veya üçüncü bir kişiye yediemin sıfatıyla teslim etmek ve böylece tespit edilen eşyaları kararda göstermekten ibarettir. Mirasçıların tamamının oluru alınmak suretiyle tereke malvarlığı unsurlarının bir kısmının veya tamamının bir mirasçıya teslimi de mümkündür. Mirasçıların tamamının oluru alınmadan terekenin paylaştırılması sonucunu doğuracak şekilde karar verilemez....

Sulh Hukuk Mahkemesinin 2000/11 Tereke sayılı dosyasında tereke tespiti talep edilmiş, Tereke Hakimliğinin 11.07.2000 tarihli yazısı üzerine, davalı bankanın ....07.2000 tarihli cevabi yazısı ile mevcut hesaplara rehin konulmuştur. Davalı bankanın 11.04.2001 tarihli yazısı ile rehinli hesaptaki paranın 07.08.2000 tarihinde mirasçılara ödendiği mahkemeye bildirilmiş, keza mahkemenin ......2001 tarihli yazısı ile de banka görevlileri hakkında suç duyurusunda bulunulmuştur. Bu durumda Tereke Hakimliği'nce bankadaki paranın usulsüz şekilde çekildiği en son ......2001 tarihinde öğrenilmiştir. Eldeki dava ise 07...2011 tarihinde on yıllık zamanaşımı süresi geçirildikten sonra açılmış olup davada zamanaşımı gerçekleşmiştir. Mahkemece TMK 625 maddesine dayanılarak zamanaşımının işlemeyeceği kabul edilmiş ise de anılan hüküm tereke borçları için getirilmiş olup eldeki davada tereke alacaklı olduğu için somut uyuşmazlık yönünden bu hükmün uygulanma imkanı yoktur....

    Koruma önlemi olarak terekenin tespiti işlemi, kural olarak bir süreye bağlı olmayıp, bu önlemin alınması olanaksız veya yararsız hale gelmedikçe veya tereke paylaşılmadığı sürece istenebilir. Çünkü, koruma önlemi olarak terekenin tespiti işleminin maddi hukuk bakımından haklara ve borçlara bir etkisi bulunmamaktadır. Bu işlem, tespiti yapılan malvarlığı unsurlarının terekeye ait olduğu, tespit edilmeyenlerin de terekeye ait olmadığına delil teşkil etmez. Mirasçıların, tespit olunanlara "onay" vermeleri veya benimsemeleri, onları tespiti yapılmamış olan borçlara ilişkin sorumluluktan kurtarmayacağı gibi, tespit edilmemiş olan tereke alacakları için de talepte bulunamayacakları anlamına gelmez. Mirasçılar, terekenin tespitine rağmen, birbirlerine yahut 3. kişilere karşı tespit edilmiş veya edilmemiş (deftere yazılmış veya yazılmamış) olanları ihtilaf konusu yapabilirler....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar tarafından, davalılar aleyhine 09.04.2013 gününde verilen dilekçe ile mirasın hükmen reddi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 15.12.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, mirasın hükmen reddinin tespiti talebine ilişkindir. Davacılar, miras bırakan ...’nin terekesinin borca batık olduğunun tespiti ile mirasın hükmen reddine karar verilmesini istemişlerdir. Davalılar, davanın reddi gerektiğini bildirmişlerdir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı ... vekili temyiz etmiştir....

      Dosya içeriğinden; ...’nin tereke temsilcisi olarak atandığı, mahkemece dava dilekçesi, cevap dilekçesi ve duruşma zaptının tereke temsilcisine tebliğ edildiği ve 13.11.2018 ile 17.12.2019 tarihli celselere tereke temsilcisi sıfatıyla ...’nin katıldığı anlaşılmaktadır. Hemen belirtilmelidir ki, terekeye temsilci atanmasından sonra tereke ortağının ya da ortaklarının davayı takip yetkisi ortadan kalkar. Bir başka ifadeyle davayı açan mirasçı ya da mirasçıların davayı takip yetkisi sona erer ve buna bağlı olarak da hükmü temyiz hakkı miras şirketini temsil eden mümessile geçer. Somut olayda, gerekçeli karar tereke temsilcisi ...’ye tebliğ edilmesine karşın, tereke temsilcisi kararı temyiz etmemiş, ancak karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Oysa; davacı mirasçıların davada takip yetkilerinin kalmaması nedeniyle kararı temyiz etme hakları da bulunmamaktadır....

        Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Muhdesatın Tespiti İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 11. Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda İstanbul 11. Asliye Hukuk Mahkemesinin 13.06.2017 tarihli ve 2008/382 Esas, 2017/257 Karar sayılı kararıyla davanın reddine karar verilmiş, Mahkeme hükmüne karşı davacı ...'ın tereke temsilcisi ... vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine şeklinde hüküm kurulmuş olup, bu kez davacı ...'...

          "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Tereke Tespiti Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle Sulh Hakiminin tedbir olarak terekeyi tesbit edip, defterini tutmasına dair yaptığı işlemler nihai hüküm niteliğinde olmayıp temyize tabi bulunmadığından aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2-Yargılama harçlarının tahsili kamu düzenine ilişkindir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Sulh Hukuk Mahkemesi K A R A R Dosya kapsamına, iddia ve savunmaya, mahkemece kabul edilen hukukî niteliğe göre uyuşmazlık, tereke tespiti ile tereke defterinin tutulması istemine ilişkindir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14. maddesi ve Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 30/01/2019 gün ve 2019/1 sayılı kararı uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 14. Hukuk Dairesine ait olup, Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 01/07/2016 kabul tarihli ve 6723 sayılı Kanunun 21. maddesiyle değişik 60/3. maddesi gereğince dosyanın görevli Yargıtay 14. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine 25/12/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi....

              DAVA TÜRÜ :Tereke Tespiti Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava tereke tespitine (TMK md. 589) ilişkin olup, terekenin resmen yönetilmesi ve defter tutulmasına yönelik bir talepte bulunmamaktadır. Sulh hakiminin terekenin tespitine dair verdiği karar, nihai karar niteliğinde olmayıp tedbir niteliğinde olduğundan temyizi kabil değildir. Bu bakımdan terekenin tespitine yönelik olan temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda gösterilen sebeple temyiz dilekçesinin REDDİNE, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine oybirliğiyle karar verildi.26.11.2012 (Per.)...

                "İçtihat Metni" MAHKEMESİ Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Tereke Tespiti Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; bozulmasına dair Dairemizin 17.3.2010 gün ve 1068-5091 sayılı ilamiyle ilgili karar düzeltme isteminde bulunulmakla, evrak okundu, gereği düşünüldü; Hüküm, tereke tespitine ilişkin olup, sulh mahkemesince verilmiştir. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 440/lll – 1 ve 2 maddeleri gereğince, aynı yasanın 8. maddesinde gösterilen davalara ait hükümlerin onanmasına veya bozulmasına ilişkin kararlara karşı, karar düzeltme yoluna gidilemez.Dava, 440/lll-2. maddede ayrık tutulan davalardan da değildir. Bu itibarla inceleme olanağı bulunmayan karar düzeltme dilekçesinin reddi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açılanan sebeple karar düzeltme dilekçesinin REDDİNE, oybirliğiyle karar verildi.21.06.2010(Pzt)...

                  UYAP Entegrasyonu