Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacılar tarafından, davalılar aleyhine 06/09/2011 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi ve terekenin tespiti istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 08/07/2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: KARAR Dava, ortaklığın giderilmesi ve terekenin tespiti talebine ilişkindir. Davacı vekili, miras bırakan ...’ın 04.03.2011 tarihinde öldüğünü, terekenin tespiti ile terekeye dahil tüm malvarlığının taksimini, mümkün olmaması halinde ortaklığın satış sureti ile giderilmesini talep etmiştir. Bir kısım davalılar, davanın reddini talep etmiştir....

    Bu önlemler, özellikle kanunda belirtilen hallerde terekede bulunan mal ve hakların yazımına, terekenin mühürlenmesine, terekenin resmen yönetilmesine ve vasiyetnamelerin açılmasına ilişkindir. Önlemlerle ilgili giderler, ileride terekeden alınmak üzere, başvuran kişi tarafından; önleme hakimin resen karar verdiği hallerde Devlet tarafından karşılanır. Mirasbırakan, yerleşim yerinden başka bir yerde ölmüş ise, o yerin sulh hakimi bu ölümü yerleşim yeri sulh hakimine gecikmeksizin bildirir ve mirasbırakanın ölüm yerinde bulunan mallarının korunması için gerekli önlemleri alarak bununla ilgili dosyayı ve varsa vasiyetnameyi yerleşim yeri sulh hakimine gönderir" hükmünü içermektedir. Diğer taraftan terekenin tedbiren tespiti talebi de bir süreye tabi olmadan her zaman istenebilir. Davacının talebi, TMK'nın 590. maddesinde düzenlenen terekenin resmi defterinin tutulmasına ilişkin olmayıp TMK'nın 589. maddesi gereğince terekenin tedbir mahiyetindeki tespitine ilişkindir....

      Mahkemece, müteveffaya ait terekenin tespit edilerek, eşyaların mirasçılarına teslim edildiği, vasiyetnamenin iptali hususunda açılan davanın sürdüğü ve mahkemece terekeden el çekildiği gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Talep; Türk Medeni Kanunu'nun 589-591. maddesine dayalı terekenin tedbir niteliğindeki tespiti isteğine ilişkindir. Sulh Hakiminin terekenin tespiti ve tereke unsurlarının deftere geçirilmesine ilişkin kararları, terekenin korunması önlemleri kapsamında tedbir niteliğinde olup, temyizi kabil kararlardan değildir. Bu sebeple davacılar vekilinin temyiz isteğinin reddine karar verilmesi gerekmektedir. Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının yukarıda açıklanan nedenlerle REDDİNE, HUMK'nun 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna, 24,30 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacılara iadesine, 17.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        ve devamı maddelerinde yer olan "koruma önlemi" ölüm tarihi itibariyle terekeyi oluşturan unsurları belirlemek, böylece olası ihtilaflarda başvuru kaynağı oluşturmak, bu sayede terekenin içeriği ile ilgili ölüm anındaki durumu öğrenme imkanını elde etmeye yönelik olarak terekede bulunan mal ve hakların tespitine ilişkindir. Koruma önlemi olarak terekenin tespiti işlemi, kural olarak bir süreye bağlı olmayıp, bu önlemin alınması olanaksız veya yararsız hale gelmedikçe tereke paylaşılmadığı sürece istenebilir. Çünkü, koruma önlemi olarak terekenin tespiti işleminin maddi hukuk bakımından haklara ve borçlara bir etkisi bulunmamaktadır....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Terekenin borca batık olduğunun tespitine ilişkin davada ... 10.Asliye Hukuk Mahkemesince görevsizlik, ... 13.Sulh Hukuk Mahkemesince yetkisizlik, ... 2.Sulh Hukuk Mahkemesince ayrı ayrı görevsizlik kararı ve ... 4.Asliye Hukuk mahkemesince de hukuk mahkemelerince tevziye tabi tutulması için tevzi bürosuna iade edilmesi üzerine, yargı yerinin belirlenmesi için ... 2.Sulh Hukuk Mahkemesince gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, terekenin borca batık olduğunun tespiti (mirasın hükmen reddi) istemine ilişkindir. Sulh Hukuk Mahkemesi'nce, terekenin borca batık olduğunun tespiti amacıyla açılan davada görevin değere göre belirleneceği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir....

            Bu önlemler, özellikle kanunda belirtilen hallerde terekede bulunan mal ve hakların yazımına, terekenin mühürlenmesine, terekenin resmen yönetilmesine ve vasiyetnamelerin açılmasına ilişkindir. Önlemlerle ilgili giderler, ileride terekeden alınmak üzere, başvuran kişi tarafından; önleme hakimin re'sen karar verdiği hallerde devlet tarafından karşılanır. Mirasbırakan, yerleşim yerinden başka bir yerde ölmüş ise, o yerin sulh hakimine gecikmeksizin bildirir ve mirasbırakanın ölüm yerinde bulunan mallarının korunması için gerekli önlemleri alarak bununla ilgili dosyayı ve varsa vasiyetnameyi yerleşim yeri sulh hakimine gönderir" hükmünü içermektedir. Diğer taraftan terekenin tedbiren tespiti talebi bir süreye tabi olmadan her zaman istenebilir. Somut olayda, davacının talebi, TMK'nın 590. maddesinde düzenlenen terekenin resmi defterinin tutulmasına ilişkin olmayıp TMK'nın 589. maddesi gereğince terekenin tedbir mahiyetindeki tespitine ilişkindir....

              Somut olayda, mahkemece terekenin borca batıklığının tespiti amacıyla hesap uzmanı bilirkişi incelemesi için delil avansının yatırılması hususunda kesin süre verilmiş ise de dosya kapsamından anlaşıldığı üzere terekenin borca batıklığının tespiti için hesap uzmanı bilirkişiye gerek bulunmamaktadır. Ancak tereke mevcudunda taşınmaz bulunduğundan taşınmazın değerinin tespiti gerekmektedir. Mahkemece taşınmazın değerinin tespiti için delil avansı yatırılması hususunda davacı tarafa süre verilmesi gerekirken hesap uzmanı bilirkişi için süre verilmesi doğru olmadığından verilen kesin süreye uyulmaması nedeniyle davanın reddi doğru görülmemiştir. Yukarıda açıklanan usul izlenerek terekenin mirasbırakanın ölüm tarihi itibari ile aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi sureti ile karar verilmesi gerekirken eksik araştırma sonucunda yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması nedeni ile hükmün bozulması gerekmiştir....

                Talep; Türk Medeni Kanununun 619. maddesinde düzenlenen mirası kabul veya redde esas olmak üzere "resmi defter tutma" değil, aynı Yasanın 589'ncu ve devamı maddelerinde yer olan "koruma önlemi" olarak ölüm tarihi itibariyle terekeyi oluşturan unsurları belirlemek, böylece olası ihtilaflarda başvuru kaynağı oluşturmak, bu sayede terekenin içeriği ile ilgili ölüm anındaki durumu öğrenme imkanını elde etmeye yönelik olarak terekede bulunan mal ve hakların tespitine ilişkindir. Koruma önlemi olarak terekenin tespiti işlemi, kural olarak bir süreye bağlı olmayıp, bu önlemin alınması olanaksız veya yararsız hale gelmedikçe veya tereke paylaşılmadığı sürece istenebilir. Çünkü, koruma önlemi olarak terekenin tespiti işleminin maddi hukuk bakımından haklara ve borçlara bir etkisi bulunmamaktadır. Bu işlem, tespiti yapılan malvarlığı unsurlarının terekeye ait olduğu, tespit edilmeyenlerin de terekeye ait olmadığına delil teşkil etmez....

                  Talep; Türk Medeni Kanununun 619. maddesinde düzenlenen mirası kabul veya redde esas olmak üzere "resmi defter tutma" değil, aynı Yasanın 589'ncu ve devamı maddelerinde yer olan "koruma önlemi" olarak ölüm tarihi itibariyle terekeyi oluşturan unsurları belirlemek, böylece olası ihtilaflarda başvuru kaynağı oluşturmak, bu sayede terekenin içeriği ile ilgili ölüm anındaki durumu öğrenme imkanını elde etmeye yönelik olarak terekede bulunan mal ve hakların tespitine ilişkindir. Koruma önlemi olarak terekenin tespiti işlemi, kural olarak bir süreye bağlı olmayıp, bu önlemin alınması olanaksız veya yararsız hale gelmedikçe veya tereke paylaşılmadığı sürece istenebilir. Çünkü, koruma önlemi olarak terekenin tespiti işleminin maddi hukuk bakımından haklara ve borçlara bir etkisi bulunmamaktadır. Bu işlem, tespiti yapılan malvarlığı unsurlarının terekeye ait olduğu, tespit edilmeyenlerin de terekeye ait olmadığına delil teşkil etmez....

                    Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla terekenin borca batık olduğunu gösterir. Murisin ödemeden aczi ölüm tarihine göre belirlenir. Ölüm tarihi itibariyle murisin tüm malvarlığı aktifini tüm borçları ise pasifini oluşturur. Bu amaçla murise ait tüm malvarlığının eksiksiz olarak araştırılması, borçlarının eksiksiz tespiti ve sonucunda terekenin borca batık olup olmadığının tespiti gerekmektedir. Bu davada yetkili mahkeme, alacaklıların davanın açıldığı zamandaki ikametgahı mahkemesidir. Ayrıca Türk Medeni Kanununun Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğün 39/2 bendi gereğince vekaletnamenin, vekilin mirasın reddi yetkisini içermesi zorunludur. Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, terekenin açıkça borca batık olup olmadığının araştırılması gerekmektedir. İcra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir....

                      UYAP Entegrasyonu