UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR : Tereke tespiti davasında yetkili mahkemenin hangi yer Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu uyuşmazlık konusudur. DELİLLER : Nüfus kayıtları, Mirasçılık Belgesi, v.s. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava, terekesinin tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, UYAP üzerinden yapılan adres araştırması sonucunda murisin yerleşim yeri adresinin SEYHAN/ADANA olduğu anlaşıldığından, murisin son ikametgah adresi itibariyle Mahkemenin yetkisizliğine, davaya bakma yetkisinin Adana Tereke Hakimliğine ait olduğuna ilişkin yetkisizlik kararı verilmiştir. Miras, murisin ölümüyle açılır ve kural olarak kendiliğinden bir bütün olarak mirasçılara geçer. Türk Medenî Kanununun 589. maddesinde "miras bırakanın yerleşim yeri sulh hâkimi, istem üzerine veya re'sen tereke mallarının korunması ve hak sahiplerine geçmesini sağlamak üzere gerekli olan bütün önlemleri alır." denilmektedir....
Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2015/26 tereke atanmış olan tereke temsilcisinin görevinin devam ediyor olması nedeniyle hisselerin yönetiminin tereke temsilcisinde olduğunu, İstanbul 13. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2015/26 Tereke sayılı dosyası kapsamında, anılan şirketin her iki ortağı ... ve ...'ın vefat etmesine müteakip tereke mahkemesince atanmış olan tereke temsilcisinin görevinin devam ediyor olması ve tereke dosyasının 28.04.2021 tarihli duruşmasında verilen karar neticesinde de belirtildiği üzere ... Ltd. Şti.'deki hisselerinin yönetimi mirasçılarda ve kayyumda değil Tereke Temsilcisinde olduğunu, bu hususları istinaf ederek, İlk Derece Mahkemesince verilen İhtiyati tedbir taleplerinin reddi kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. GEREKÇE: Talep, şirketin 15/06/2021 tarihinde yapılacak genel kurul toplantısının durdurulması suretiyle ihtiyati tedbir kararı verilmesi, istemidir....
Hukuk Dairesinin 11/06/2019 tarih ve 2016/6394 Esas, 2019/5096 Karar sayılı ilamı dikkate alındığında tereke tespit davalarında bu yönde bir tedbir kararı verilemeyeceği anlaşıldığından tedbir talebinin REDDİNE karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur: HÜKÜM:(Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere); 1- İhtiyati tedbir isteyenin talebi yerinde görülmediğinden REDDİNE" şeklinde karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, terekeye ait olduğu bildirilen malvarlığı unsurlarının tespit edilip deftere geçirilmesi gerektiğini, tereke tespiti sırasında öncelikle mirasçıların beyanlarına ve taleplerine önem verilmesi gerektiğini, mirasbırakanın malvarlığına ait lüzumlu tedbirlerin alınması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir....
yönünde talepte bulunulmuş ise de, davacı mirasçı tarafından terekeye mirasçı T3'in atanmasının kabul edilmediği, taraflar arasında tereke temsilcisi atanması hususunda anlaşma olmadığından Denizli Baro Başkanlığına müzekkere yazılarak bir tereke temsilcisinin bildirilmesinin istenildiği, Denizli Barosu tarafından T6 tereke temsilcisi olarak bildirildiği, temsilciye usulüne uygun tebligat yapıldığı, temsilcinin mahkeme huzurunda alınan beyanında söz konusu dosyada terekeyi temsil etmeyi kabul ettiğini beyan ettiği, tereke temsilcisi tarafından uygun bir ücret talep edildiği, terekede bulunan mal varlığı gözönüne alınarak tereke temsilcisine aylık 4.000,00....
Miras bırakanın yerleşim yeri sulh hakimi, istem üzerine veya res'en tereke mallarının korunması ve hak sahiplerine geçmesini sağlamak üzere gerekli olan bütün önlemleri alır. Bu önlemler özellikle kanunda belirtilen hallerde terekede bulunan mal ve hakların yazımına, terekenin mühürlenmesine, terekenin resmen yönetilmesine ve varsa vasiyetnamelerin açılmasına ilişkindir (TMK.nun 589/1- 2 maddesi). Koruma önlemi olarak terekenin tespiti işleminin maddi hukuk bakımından haklara ve borçlara bir etkisi bulunmamaktadır. Bu işlem, tespiti yapılan malvarlığı unsurlarının terekeye ait olduğu, tespit edilmeyenlerin de terekeye ait olmadığına delil teşkil etmez. Mirasçıların, tespit olunanlara "onay" vermeleri veya benimsemeleri, onları tespiti yapılmamış olan borçlara ilişkin sorumluluktan kurtarmayacağı gibi, tespit edilmemiş olan tereke alacakları için de talepte bulunamayacakları anlamına gelmez....
Tereke tespiti davaları delil tespiti niteliğinde olup, istihkak davası niteliğinde değildir. Bu nedenle mahkemece yapılması gereken iş terekeye ait olduğu bildirilen mal varlığı unsurlarını tespit edip deftere geçirmek, bunlardan muhafazası mümkün olmayanlar varsa satıp paraya çevrilmesini sağlamak ve menkuller için de para, döviz vb. varsa bunları tereke malvarlığı olarak bankaya yatırmak; altın vb. ziynet eşyaları varsa bunları tereke mahkemesi kasasına alıp kaydetmek; diğer eşyaları ise ilgilisine veya üçüncü bir kişiye yediemin sıfatıyla teslim etmek ve böylece tespit edilen eşyaları kararda göstermekten ibarettir. Mirasçıların tamamının oluru alınmak suretiyle tereke malvarlığı unsurlarının bir kısmının veya tamamının bir mirasçıya teslimi de mümkündür. Mirasçıların tamamının oluru alınmadan terekenin paylaştırılması sonucunu doğuracak şekilde karar verilemez....
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre davacılar murisinin bulunduğu yerlerdeki tereke hakimlikleri (Hatay Tereke Hakimliği, Hassa Tereke Hakimliği, Islahiye Tereke Hakimliğine, İskenderun Tereke Hakimliğine, Adana Tereke Hakimliğine) yine T.C. Ziraat Bankası ile T. Emlak Bankasının devredildiği banka şubelerine, Halk Bank A.Ş. Genel Müdürlüğüne muris adına Eytam sandığından devredilen para olup olmadığının araştırılması hususunda yazılan müzekkerelere olumsuz yanıt verildiği, davacı tarafın iddialarını ispat edici nitelikte delil ve belge ibraz edemediği gerekçesiyle asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmiştir. Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacılar vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir....
Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2023/1 Tereke sayılı dava dosyasıyla TMK 640 kapsamında müteveffanın terekesinin tespiti ve korunması için gerekli tedbirlerin alınması ve terekenin paylaşıma kadar yönetilmesi ve temsili için temsilci atanması talep ve dava edilmiş olmakla işbu derdest dosyada müteveffa ...'nun terekesinin tespiti ve korunmasına yönelik işlemlerin yürütülmekte olduğunu, Mirasçı ... tarafından tereke dosyasına sunulan 20.03.2023 tarihli dilekçe ile; davalı şirket de dahil olmak üzere müteveffanın hissedarı olduğu şirketlerin 2021 yılı genel kurullarının 21.03.2023 tarihinde yapılacağının kendilerine bildirildiği beyan edilerek, yapılacak genel kurullarda müteveffadan elbirliği halinde mirasçılara intikal eden hisselerin temsil ve idaresi için idareci atanarak hisselerin temsili için yetki verilmesinin talep edilmesi üzerine Tereke Mahkemesince 20.03.2023 tarihinde düzenlenen yetki belgesi ile; müteveffa ...'nun ortağı olduğu ......
"İçtihat Metni" Taraflar arasındaki tereke tespiti aleyhine ilişkin davada Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, tereke hukukuna ilişkindir. müteveffa ...'nun yurtiçi adresinin bulunmadığı, nüfusuna kayıtlı olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. Mahkemesi tarafından ise müteveffa ...'nun son yerleşim yerinin olmadığı ve terekeye dahil malların ilçesi sınırlarında mevcut olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. Türk Medenî Kanununun 589. maddesine göre, "Mirasbırakanın yerleşim yeri sulh hâkimi, istem üzerine veya re'sen tereke mallarının korunması ve hak sahiplerine geçmesini sağlamak üzere gerekli olan bütün önlemleri alır."...
Ancak, tereke borca batık olmasına rağmen; Türk Medeni Kanununun 610/2. maddesinde açıklanan şekilde tereke işlemlerine karışan, tereke mallarını gizleyen veya kendine maleden mirasçı, mirası reddedemez. Muris İbrahim Şahin'in ölüm tarihi olan 25.11.2012 tarihi itibariyle terekesinin aktifi ve pasifi belirlenip, terekenin aktif değerinin pasifini karşılayıp karşılamadığı araştırılıp belirlenmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 08.12.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi....