Miras bırakanın yerleşim yeri sulh hakimi, istem üzerine veya res'en tereke mallarının korunması ve hak sahiplerine geçmesini sağlamak üzere gerekli olan bütün önlemleri alır. Bu önlemler özellikle kanunda belirtilen hallerde terekede bulunan mal ve hakların yazımına, terekenin mühürlenmesine, terekenin resmen yönetilmesine ve varsa vasiyetnamelerin açılmasına ilişkindir (TMK.nun 589/1- 2 maddesi). Koruma önlemi olarak terekenin tespiti işleminin maddi hukuk bakımından haklara ve borçlara bir etkisi bulunmamaktadır. Bu işlem, tespiti yapılan malvarlığı unsurlarının terekeye ait olduğu, tespit edilmeyenlerin de terekeye ait olmadığına delil teşkil etmez. Mirasçıların, tespit olunanlara "onay" vermeleri veya benimsemeleri, onları tespiti yapılmamış olan borçlara ilişkin sorumluluktan kurtarmayacağı gibi, tespit edilmemiş olan tereke alacakları için de talepte bulunamayacakları anlamına gelmez....
Tereke dosyasında muristen intikal eden taşınmaz bilgilerinin ve hakların tespiti mümkün ise de mirasçılara intikal eden taşınmazlar, menkuller ve paralar yönünden tereke tespiti dosyasında tedbir kararı verilmesi mümkün değildir. Mirastan kaynaklı iade veya denkleştirme gibi ayrı bir dava konusu yapılarak o dava dosyasında tedbir talebinde bulunulması mümkündür. Mahkemece intikal ettirilen mal varlığı yönünden tedbir talebinin reddine karar verilmesi yerindedir. Ancak yerel mahkemece talepte bulunan tarafın taleplerinin; Terekenin Tespiti, Koruma Önlemi Alınması ve Defterinin Tutulması, Terekenin Resmen Yönetilmesi istemlerine ilişkin olduğu ve mirasçıların henüz netleşmemesi hususları gözetilerek murisin terekesine dahil mal varlığının tespitinin yapılarak TMK.nın 589 ve devamı maddeleri gereğince gerekli tedbirlerin alınması gerekirken taleplerin tamamının HMK.nın 389 ve devamı maddeleri gereğince reddedilmesi usul ve yasaya aykırıdır....
Taraflar arasındaki kadastro tespiti sırasında yol olarak tespit harici bırakılan tapusuz taşınmazın tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın hak düşürücü süreden reddine karar verilmiştir. Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf dilekçesinin reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü: 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 640 ıncı maddesi uyarınca terekeye temsilci atanması durumunda, davanın tereke temsilcisinin veya bu sıfatla vekil kıldığı avukatın huzuru ile sürdürülmesi gerektiği tartışmasızdır. Tereke temsilcisinin atanması ile mirasçıların terekeyi temsil ve davayı takip yetkisi ortadan kalkmaktadır. Bir başka söyleyişle, mirasçıların davayı takip yetkisi sona ermekte ve buna bağlantılı olarak da hükmü temyiz hakkı miras şirketini temsilen tereke temsilcisine geçmektedir....
Kabule göre de, terekenin borca batık olduğunun tespiti ile yetinilmesi gerekirken mirasçıların tereke borçlarından sorumlu olmadıklarının tespitine karar verilmesi hatalı olup bu nedenlerle kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle davalı SGK vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 14.04.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Tereke Tespiti Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Türk Medeni Kanununun 589.maddesi ve devamına dayalı terekenin tespit ve korunmasına ilişkin tespitler, tedbir niteliğinde olup, tereke mallarının teslimine karar verilmesinin sonuca etkili olmamasına ve kararın da temyizinin mümkün bulunmamasına göre temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz dilekçesinin REDDİNE, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, oybirliğiyle karar verildi.03.03.2011 (Prş.)...
Bu karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 23.12.1942 gün ve 24/29 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına göre mirasın hükmen reddinin tespiti davalarında görevli mahkeme tereke alacaklılarının alacak miktarına göre belirlenir. Temyiz kesinlik sınırının da İçtihadı Birleştirme Kararı doğrultusunda tereke alacaklılarının alacak miktarına göre belirlenmesi gerekir. Dosya içeriğine göre, tereke alacaklılarının alacak miktarı 38.680,58TL olup, karar tarihi itibariyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362-(1) a maddesinin Parasal sınırların arttırılması başlıklı Ek Madde 1 uyarınca 2019 yılı için 58.800TL miktarındaki temyiz kesinlik sınırının altında kalmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki terekenin tespiti davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 18.12.2014 gün ve 2014/877 Esas, 2014/22515 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, terekenin tespiti ve tereke mallarının korunmasına dair önlemler alınmasına ilişkindir. Mahkemece, muris ...'nun mirasçılarını tespit ederek terekeden el çekilmesine karar verilmiş, hükmü Hazine vekili temyiz etmiştir. Muris ... 11.09.2002 tarihli vasiyetname ile bir kısım mallarını ...na bırakmış 12.06.2008 tarihinde vefat etmiştir....
Koruma önlemi olarak terekenin tespiti işlemi, kural olarak bir süreye bağlı olmayıp, bu önlemin alınması olanaksız veya yararsız hale gelmedikçe veya tereke paylaşılmadığı sürece istenebilir. Çünkü, koruma önlemi olarak terekenin tespiti işleminin maddi hukuk bakımından haklara ve borçlara bir etkisi bulunmamaktadır. Bu işlem, tespiti yapılan malvarlığı unsurlarının terekeye ait olduğu, tespit edilmeyenlerin de terekeye ait olmadığına delil teşkil etmez. Mirasçıların, tespit olunanlara "onay" vermeleri veya benimsemeleri, onları tespiti yapılmamış olan borçlara ilişkin sorumluluktan kurtarmayacağı gibi, tespit edilmemiş olan tereke alacakları için de talepte bulunamayacakları anlamına gelmez. Mirasçılar, terekenin tespitine rağmen, birbirlerine yahut üçüncü kişilere karşı tespit edilmiş veya edilmemiş (deftere yazılmış veya yazılmamış) olanları ihtilaf konusu yapabilirler....
SULH HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 05/11/2020 NUMARASI : 2020/23 TEREKE 2020/50 KARAR DAVA KONUSU : Tereke (Tespit İstemli) KARAR : İstanbul Anadolu 4....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Tereke hukukuna ilişkin olarak açılan davada ... Sulh Hukuk ile ... 1. Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, tereke hukukuna ilişkindir. Türk Medeni Kanununun 589. maddesinde "miras bırakanın yerleşim yeri Sulh Hakimi, istem üzerine veya re’sen tereke mallarının korunması ve hak sahiplerine geçmesini sağlamak üzere gerekli olan bütün önlemleri alır.", aynı Yasanın 19. maddesinde de "Bir kimsenin ikametgahı, yerleşmek niyeti ile oturduğu yerdir" hükümlerine yer verilmiştir. Uyuşmazlık Türkiye'de ölen ve Türkiye'de yerleşim yeri bulunmayan yabancı ülke vatandaşının menkul mal niteliğindeki terekesi hakkında tespite ve alınacak önlemlere yöneliktir. Miras nedeniyle açılan bir dava bulunmamaktadır....