Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

-KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; tereke temsilcisinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 4.90 TL. bakiye onama harcının temyiz eden tereke temsilcisinden alınmasına, 10/03/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    Yukarıda açıklanan nedenlerle; HMK’nın 21 ve 22. maddeleri ile 5235 sayılı Kanun'un 36/3. maddesi gereğince Bursa Tereke Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 07.11.2022 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi....

      Ölümü tarihinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır (TMK m. 605). Mirasbırakanın ödemeden aczi ölüm tarihine göre belirlenir. Ölüm tarihi itibariyle, mirasbırakanın tüm malvarlığı terekenin aktifini, tüm borçları ise terekenin pasifini oluşturur. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması; terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir (TMK m. 605/2). Ancak, tereke borca batık olmasına rağmen; Türk Medeni Kanununun 610/2. maddesinde açıklanan şekilde tereke işlemlerine karışan, tereke mallarını gizleyen veya kendine maleden mirasçı, mirası reddedemez. Dosya kapsamından muris ...'un ölüm tarihinin 30.07.2007 olduğu, ..Dairesi mükellefi olduğu anlaşılmaktadır. Davacı ...'un, .. Dairesi Müdürlüğüne yaptığı başvuru üzerine muris ..'un anlaşılmasına karşılık ...'un yapılandırma doğrultusunda murisinin vergi borcunu ödemediği anlaşılmaktadır....

        Hemen belirtilmelidir ki, terekeye temsilci atanmakla, mirasçıların davadaki sıfatlarının sona ereceği, davayı takip etme yetkisinin tereke temsilcisine ait olacağı açıktır. Diğer bir ifadeyle, mirasçıların davayı takip etmeleri neticeye etkili değildir. Somut olayda, davanın tereke temsilcisi tarafından takip edildiği, tereke temsilcisi olan davacı tarafından temyiz eden vekile tereke temsilcisi sıfatıyla verilmiş, usulünce düzenlenmiş bir vekaletname bulunmadığı, Dairece yapılan geri çevirmeler ile de temin edilemediği gibi karara karşı tereke temsilcisinin temyiz isteğinde de bulunmadığı anlaşılmaktadır. O halde, davada sıfatı kalmayan davacı tarafından yapılan temyiz itirazının dinlenmesine olanak bulunmadığından, davacı vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE, alınan peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          Asliye Hukuk Mahkemesinin 1962/67 Esas, 1962/465 Karar sayılı mirasçılık belgesinde adı geçen “... kızı ...”nın terekesine ...’nin tereke temsilcisi olarak atandığı, eldeki davada ...’nin 15.10.2015 ve 19.11.2015 tarihli celselere tereke temsilcisi sıfatıyla katıldığı, geri çevirme sonrası davacılar vekilin ibraz ettiği bila tarihli dilekçe ile Zeki tarafından tereke temsilcisi sıfatıyla kendilerine verilmiş vekaletname bulunmadığını bildirdiği anlaşılmaktadır. Hemen belirtilmelidir ki, terekeye temsilci atanmasından sonra tereke ortağının ya da ortaklarının davayı takip yetkisi ortadan kalkar. Bir başka ifadeyle davayı açan mirasçı ya da mirasçıların davayı takip yetkisi sona erer ve buna bağlantılı olarak da hükmü temyiz hakkı miras şirketini temsil eden mümessile geçer....

            Sulh Hukuk Mahkemesinin 27.11.2010 tarih ve 2010/214 Esas, 2010/164 Karar sayılı kararı ile mirasbırakan ...’in terekesine ...’in tereke temsilcisi olarak atandığı, geri çevirme kararı sonrası davacılar vekilinin 18.04.2019 tarihli dilekçe ile tereke temsilcisi ... tarafından tereke temsilcisi sıfatıyla kendisine verilmiş bir vekaletname bulunmadığını bildirdiği anlaşılmaktadır. Hemen belirtilmelidir ki, terekeye temsilci atanmasından sonra tereke ortağının ya da ortaklarının davayı takip yetkisi ortadan kalkar. Bir başka ifade ile davayı açan mirasçı ya da mirasçıların davayı takip yetkisi sona erer ve buna bağlantılı olarak da hükmü temyiz hakkı miras şirketini temsil eden mümessile geçer. Somut olayda, davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen kararın tereke temsilcisi ...’e tebliğ edilmesine karşın, tereke temsilcisi kararı temyiz etmemiş, ancak karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir....

              Hemen belirtilmelidir ki, eldeki dava mirasçılar tarafından açılmış bir dava olmayıp, tereke temsilcisi tarafından tereke adına açılmıştır. Öte yandan tereke temsilcisi atanmasına ilişkin davaların açılma sebebinin, terekeye dahil olan taşınmazların davalı tarafından kullanılmasından kaynaklandığı görülmektedir. Hâl böyle olunca; davanın tereke adına açıldığı gözetilerek, davalının miras payına isabet eden kısım mahsup edilmeksizin karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir. Davacı tereke temsilcisinin temyiz itirazları değinilen yön itibariyle yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                Bu karara karşı, tereke temsilcisi gerekçeli kararın kendisine usulüne uygun tebliğ edilmediğini ileri sürerek karar düzeltme isteğinde bulunmuş olup, yapılan inceleme sonucunda gerekçeli kararın tereke temsilcisinin dosyadaki bilinen adresi olan ''...Mah..../...'' adresine usulüne uygun olarak tebliği sağlanmadan, tereke temsilcinin mernis adresine TK21/2 ye göre usulsüz olarak tebliğ edildiği anlaşıldığından; tereke temsilcisinin temyiz itirazları doğrultusunda işin esası yönünden temyiz incelemesine geçilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan ...'in 20.11.2011 tarihinde öldüğü, geride davacı oğlu ... ile dava dışı oğulları ... ve ... mirasçı olarak kaldığı, davalı ...'nin mirasbırakanın gelini olduğu, mirasbırakanın dava konusu 215 ada 148 parseldeki 8 nolu bağımsız bölümü 28.07.2008 tarihinde davalıya satış suretiyle devrettiği anlaşılmaktadır....

                  Davalılar vekili istinafa cevap dilekçesi ile "yerel mahkeme dosyasının asıl taraf sıfatı olan tereke temsilcisi tarafından yasal süresi içinde istinaf edilmeyerek kesinleşmiş bir karar olduğunu, davada yasal olarak istinaf kanun yoluna başvurma hakkı olmayan tarafça yapılan istinafın hukuka aykırı olduğunu, tereke temsilcisinin yasal süresi içinde karara karşı istinaf talebinde bulunmadığını ve kararın kesinleştiğini, iş bu kararın tereke temsilcisine tebliğ edildiğini ancak yasal süre içinde tereke temsilcisi tarafından istinaf edilmediğini, davacı vekilinin ek kararı temyiz hakkı bulunmadığından davalı vekilinin de katılma yoluyla hükmü temyiz etme olanağının kalmadığını" öne sürerek davacılar tarafından yapılan ıslahın reddine karar verilmesi talep edilmiştir....

                  Sulh Hukuk Mahkemesinin 2020/19 Tereke-2021/8 K. sayılı 25.06.2021 tarihli kararı ile tereke temsilcisi olarak....’nın atandığı, Mahkemenin gerekçeli kararının tereke temsilcisine tebliğ edilmediği anlaşılmakla, Mahkemenin gerekçeli kararının tereke temsilcisine usulüne uygun şekilde tebliğ edilerek temyiz süresinin beklenilmesi ve tebligat parçalarının evraka eklenilmesi ve sonucuna göre gönderilmesi için dosyanın Yerel Mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 30/11/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu