Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

-KARAR- Temyiz incelemesine esas olmak üzere; Uyap sisteminden alınan nüfus kayıt örneğine göre; tereke temsilcisi ...’ın 27/12/2020 tarihinde öldüğü, mahkeme kararının tereke temsilcisi vekiline ölümünden sonra 13/10/2021 tarihinde tebliğ edildiği ve vekil tarafından 25/10/2021 tarihinde kararın temyiz edildiği anlaşılmakla; ölümle vekaletin sona erdiği gözetilerek, yeni tereke temsilcisi atanıp atanmadığının tespiti ile atanmış ise anılan vekile verdiği vekaletname varsa temin edilmesi, yok ise yeni tereke temsilcisine tebligat yapılarak temyiz süresinin beklenmesi, yeni temsilci atanmamış ise TMK.nun 640. maddesi uyarınca terekeye temsilci atanması yönünde dava açmak üzere taraflara süre ve yetki verilmesi, yeni temsilci atanır ise tebligat yapılarak temyiz süresinin beklenilmesi, geri çevirme ile istenilen hususların eksiksiz yerine getirtilip getirtilmediği mahkeme hâkimi tarafından bizzat denetlendikten sonra gönderilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 28.02.2022...

    Somut olayda, tereke temsilcileri ... ve davayı bir vekil ile takip edip etmediğinin saptanması; 1- Tereke temsilcileri davayı bir vekil ile takip etti ise mevcut vekaletnamenin dosyaya eklenmesi ve gerekçeli kararın ve davalının temyiz dilekçesinin tereke temsilcileri vekiline tebliğ edilmesi, tebliğine ilişkin parçanın dosya arasına konulması, temyiz süresinin beklenmesi, 2- Tereke temsilcileri davayı bir vekil ile takip etmedi ise gerekçeli kararın ve davalının temyiz dilekçesinin tereke temsilcilerine tebliğ edilmesi, tebliğine ilişkin parçanın dosya arasına konulması, temyiz süresinin beklenmesi, istenilen kayıt ve belgelerin eksiksiz evrak arasına alınıp alınmadığı mahkeme hakimince denetlendikten sonra gönderilmesi için dosyanın yerel mahkemesine, GERİ ÇEVRİLMESİNE,01.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Somut olayda davacılar, açtıkları tapu iptal ve tescil davası nedeniyle miras ortaklığına temsilci atanması talebinde bulunmuş olup, buna göre uyuşmazlığın Tereke Hakimliğince görülerek sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nın 21. ve 22. maddeleri gereğince ... 1. Sulh Hukuk (Tereke Hakimliği) Mahkemesi'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 15.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına özellikle tereke temsilcisinin Türk Medeni Kanunu 640. maddesine göre elbirliği ile yöneltilen miras şirketine atanabileceği, buna karşılık dava konusu taşınmazlar üzerindeki mülkiyetin 10.03.1997, 06.11.1998 ve 10.12.2010 tarihlerinde paylı hale geldiği, tereke temsilcisinin görevinin sona erdiği, bu nedenle tereke temsilcisi aleyhine dava açılamayacağı gibi davalının şahsi kullanımı varsa bu yönde dava açılması mümkün olduğuna göre; davacıların temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 0.90.-TL. bakiye onama harcının temyiz edenden alınmasına, 19.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          Ölüm tarihinde miras bırakının ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise miras reddedilmiş sayılır (TMK. 605/2). TMK.nun 610. maddesinde yazılı aykırılık da bulunmadıkça yani zımnen mirası kabul etmiş duruma düşmüş olmadıkça her zaman murisin ödemeden aczinin tespitini isteyebilirler. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması; terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir. Ancak tereke borca batık olmasına rağmen Türk Medeni Kanununun 610/2. maddesinde açıklandığı şekilde tereke işlemlerine karışan, tereke mallarını gizleyen veya kendine maleden mirasçı mirası reddedemez. Mirasçının murisin ölümünden sonra yasal yükümlülüklerini yerine getirerek veraset ve intikal vergisi beyannamesini verip vermediğinin, tereke işlemlerine karışıp karışmadığının, tereke mallarını gizleyip gizlemediğinin veya tereke mallarını kendine maledip etmediğinin araştırılması gerekir....

          Mahkemece; ''Dava, muristen kaldığı iddia edilen dairenin davacı tarafından kiraya verildiği iddiasıyla açılan icra takibine karşı böyle bir borcun olmadığına dair menfi tespit davasıdır. Mirasçıların tamamının belli olmaması nedeniyle ... 21.Sulh Hukuk Mahkemesine devredilen 2011/87 tereke sayılı dosyası mevcut olup, İstanbul 11.Aile Mahkemesinde 2010/411 ve 2010/148 sayılı neshebin reddi ve babalık davaları mevcuttur. Dolayısıyla icra takibi başlatıldığında her ne kadar tarafların aldığı bir veraset ilamı örneğinin İstanbul 3.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/185-233 sayılı veraset ilamı olup taraflar mirasçı gözüküyorsa da neshebin reddi ve babalık davaları nedeniyle bu veraset ilamlarında gösterilen mirasçı sayısı ve hisse miktarları aile mahkemesinin davalarının sonucunda değişme ihtimali vardır. Bu sebeple de tereke dosyasında tereke mirasçılara teslim edilmemiştir. Tereke hasımlı olarak açılacak terekeye mümessil tayini ile tereke mümessili vasıtasıyla idaresi mümkündür....

            Tereke temsilcisi gerekçeli karar tebliğ edilmeden vefat ettiğinden davacı vekilinin kararı istinaf etmesinde hukuki yararı bulunduğundan işin esasının incelenmesine geçilmesi gerekmiştir. Mahkemece tereke adına (Türk Medeni Kanunu'nun 640. maddesi uyarınca) temsilci atandığına göre, davanın sürdürülmesinin onun veya vekil kıldığı avukatı huzuru ile gerçekleştirileceği tartışmasızdır. Mahkemece 08/05/2018 tarihli celsede tereke temscilcisi T47 davaya muvafakatinin olup olmadığı, konusunda tebligat çıkarılmasına karar verildiği, davetiyenin tebliğ edildiği, 26/08/2018 tarihli celsenin ve sonraki celselerin tereke temsilcisinin yokluğunda devam ettiği, devam eden vekile de tereke temsilcisi adına vekalet verilmediği anlaşılmıştır. Bilindiği üzere tereke temsilcisi atanmakla mirasçıların davayı takip yetkileri sona erer ve tereke ortaklarından bir veya birkaçının ya da vekillerinin davayı takip etmiş olmaları neticeye etkili değildir....

            Davalı T7 ilk derece mahkemesine vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; tereke temsilcisi T4 istifa etmesi nedeni ile tereke temsilciliği görevinden alınması talebinin konusuz kaldığını, Hatay 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2016/495 E. Sayılı dosyasını layıkıyla takip edecek ve terekenin menfaatlerini koruyacak bir kişinin tereke temsilcisi olarak atanmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı T5 ilk derece mahkemesine vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; tereke temsilcisi T4 istifa etmesi nedeni ile tereke temsilciliği görevinden alınması talebinin konusuz kaldığını, Hatay 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2016/495 E. Sayılı dosyasını layıkıyla takip edecek ve terekenin menfaatlerini koruyacak bir kişinin tereke temsilcisi olarak atanmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı T8 ilk derece mahkemesine vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; tereke temsilcisi T4 istifa etmesi nedeni ile tereke temsilciliği görevinden alınması talebinin konusuz kaldığını, Hatay 2....

            un tereke temsilcisi olarak atanmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere, Türk Medeni Kanunu'nun 640. maddesi uyarınca terekeye temsilci atanması durumunda, davanın tereke temsilcisinin veya bu sıfatla vekil kıldığı avukatın huzuru ile sürdürülmesi gerektiği tartışmasızdır. Tereke temsilcisinin atanması ile mirasçıların terekeyi temsil ve davayı takip yetkisi ortadan kalkmaktadır. Bir başka söyleyişle, mirasçıların davayı takip yetkisi sona erer ve buna bağlantılı olarak da hükmü temyiz hakkı miras şirketini temsilen tereke temsilcisine geçer. Somut olayda, yerel mahkemece açılmamış sayılmasına ilişkin olarak verilen kararın tereke temsilcisi ...’a tebliğ edilmesine karşın, tereke temsilcisi kararı temyiz etmemiş, ancak karar davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Ne var ki, davacı mirasçıların davada takip yetkisinin kalmaması nedeniyle kararı temyiz etme hakkı da bulunmamaktadır....

              ın tereke temsilcisi olarak atanmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere, Türk Medeni Kanunu'nun 640. maddesi uyarınca terekeye temsilci atanması durumunda, davanın tereke temsilcisinin veya bu sıfatla vekil kıldığı avukatın huzuru ile sürdürülmesi gerektiği tartışmasızdır. Tereke temsilcisinin atanması ile mirasçıların terekeyi temsil ve davayı takip yetkisi ortadan kalkmaktadır. Bir başka söyleyişle, mirasçıların davayı takip yetkisi sona erer ve buna bağlantılı olarak da hükmü temyiz hakkı miras şirketini temsilen tereke temsilcisine geçer. Somut olayda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen kararın tereke temsilcisi ...’a tebliğ edilmesine karşın, tereke temsilcisi kararı temyiz etmemiş, ancak karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Ne var ki, davacı mirasçıların davada takip yetkisinin kalmaması nedeniyle kararı temyiz etme hakkı da bulunmamaktadır....

                UYAP Entegrasyonu