Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Dairesi'nin kararlarının da somut olayda uygulanmasının mümkün olmadığını, zira emsal kararlarda açılan davaların hep davacının kendi miras payına yönelik açtığı davalar olduğu görüldüğünü, halbuki somut olayda tek bir mirasçınnı tüm tereke adına dava açtığını ve mahkemeden aldığı izin ve yetki çerçevesinde tereke temsilcisini davaya dahil ederek davasını tereke adına yürüttüğünü, bu itibarla huzurdaki dava tek bir mirasçının kendi miras payı oranında açtığı dava ile aynı şekilde değerlendirilemeyeceğini, mahkemenin tereke adına açılan işbu davada tek bir mirasçının feragati ile davayı sonuçlandırmış olması ve sair mirasçılar ile tereke temsilcisi yönünden tefrik kararı vermiş olması başlı başına hatalı iken bir de üzerine işbu dosyada "davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığı" yönünde karar oluşturması vahim bir hata olduğunu, eldeki dava davacının talebi çerçevesinde tereke adına açılmış iken ve tereke idare memurunca takip ediliyor iken mahkemenin belirttiği şekilde...

Mahkemece, satış işleminin murisin gerçek iradesini yansıtmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne ilişkin karar Dairece; “...vekaletin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil istemli davada tereke elbirliği mülkiyetine tabi olduğundan pay oranında açılan davanın dinlenme olanağı bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karara verilmesi doğru değildir...” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...’ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR- Hükmüne uyulan bozma kararında, gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Dairemizin 29.05.2019 tarih, 2016/5255 Esas, 2019/4079 Karar sayılı geri çevirme ilamı ile; dosya içerisinde davacı ...’nın, gerek kendi adına gerekse tereke temsilcisi sıfatıyla tereke adına Av. ...'a verdiği vekaletnamenin bulunmadığı belirtilerek, adı geçene vekalet verilmiş ise (hem davacı adına, hem tereke adına) vekaletnamenin aslının ya da onaylı örneğinin dosya içine konulması, vekalet verilmemiş ise durumun belgelendirilerek bildirilmesi istenmiş; ancak mahkemece sadece davacının kendi adına verdiği vekaletname dosya içerisine alınarak, avukatın tereke adına vekaletnamesi bulunup bulunmadığı açıklığa kavuşturulmamıştır. Belirtilen nedenle; Davayı tereke adına temyiz eden Av. ...'...

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Tereke hukukuna ilişkin davada ... 2. Sulh Hukuk (Tereke) Mahkemesi, ... Sulh Hukuk Mahkemesi ve ... Sulh Hukuk (Tereke mahkemesi sıfatıyla) Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, tereke teslimine ilişkindir. Türk Medeni Kanununun 589. maddesinde "miras bırakanın yerleşim yeri Sulh Hakimi, istem üzerine veya re’sen tereke mallarının korunması ve hak sahiplerine geçmesini sağlamak üzere gerekli olan bütün önlemleri alır.", aynı Yasanın 19. maddesinde de "Bir kimsenin ikametgahı, yerleşmek niyeti ile oturduğu yerdir" hükümlerine yer verilmiştir. Zabıta araştırması ve tüm dosya kapsamından, huzurevinde ölen müteveffanın ... Köyü nüfusuna kayıtlı olduğu, bekar öldüğü, kimsesizler mezarlığına gömüldüğü, nüfus aile kayıt sistemindeki ......

        Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesince, davacı ... terekesine ...’in tereke temsilcisi olarak atanması sonucunda davacı ... mirasçılarının davayı takip etme hakları ortadan kalkacağından İlk Derece Mahkemesi kararını istinaf etme haklarının bulunmadığı, tereke temsilcisinin istinaf dilekçesinde istinaf sebebi ileri sürülmediği gerekçesi ile bir kısım ... mirasçısının ve tereke temsilcisinin istinaf dilekçesinin reddine; İlk Derece Mahkemesi kararında davalı lehine hükmedilen vekalet ücretinin yerinde ve isabetli olduğu, davacı ve davalı sıfatının birleştirilmediği gerekçesi ile davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353-1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiş, kararın tereke temsilcisi tarafından temyiz edilmesi üzerine, tereke temsilcisinin süresinde kararı temyiz etmediği gerekçesi ile ek karar ile tereke temsilcinin temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir. V....

          Sulh Hukuk Mahkemesinin 24.12.2014 tarihli, 2014/263 esas ve 2014/1092 karar sayılı ilamı ile mirasbırakan ...’ın terekesine Av. ...’ın temsilci olarak atandığı, tereke temsilcisine usulüne uygun olarak tebligatların yapıldığı, ancak tereke temsilcisinin yargılamaya katılmadığı, mahkemece 19.01.2017 tarihli celsede tereke temsilcisinin duruşmada hazır olmadığı ve mazeret bildirmediği gerekçesiyle dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği, mirasçı ... vekilinin 30.01.2017 tarihli dilekçesiyle yenileme talebinde bulunduğu, mahkemece 06.02.2017 tarihli ara karar ile tereke temsilcisi tarafından yenileme talebinde bulunulmadığı gerekçesiyle mirasçı ... vekilinin talebinin reddine karar verildiği, 21.04.2017 tarihinde de dosyanın işlemden kaldırılmasına rağmen üç ay içerisinde yenilenmesi talebinde bulunulmadığı gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, gerekçeli karar kendisine tebliğ edilen tereke temsilcisinin kararı temyiz etmediği, kararın davayı açan mirasçı Melihat...

            Sulh Hukuk Mahkemesinin 18.05.2012 tarih, 2011/677 Esas ve 2012/237 Karar sayılı ilamı ile mirasbırakan ...’nın terekesine...’ın temsilci olarak atandığı, eldeki davada...’in 18.09.2012 tarihli 23 nolu celseye tereke temsilcisi sıfatıyla katıldığı, takip eden celselerin tereke temsilcinin yokluğunda sürdürüldüğü, gerekçeli karar kendisine tebliğ edilen tereke temsilcisinin kararı temyiz etmediği, kararın davacı ... vekili tarafından temyiz edildiği anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere, Türk Medeni Kanunu'nun 640. maddesi uyarınca terekeye temsilci atanması durumunda, davanın tereke temsilcisinin veya bu sıfatla vekil kıldığı avukatın huzuru ile sürdürülmesi gerektiği tartışmasızdır. Tereke temsilcisinin atanması ile mirasçıların terekeyi temsil ve davayı takip yetkisi ortadan kalkmaktadır....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Tereke hukukuna ilişkin davada ... 2. Sulh Hukuk ve ... 4. Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, tereke hukukuna ilişkindir. ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesi'nce, kısıtlının vefat ettiğinin tespit edilmesi üzerine mirasçılarının belirlenebilmesi ve gerekli işlemlerin yapılabilmesi amacıyla tereke davası açılmak üzere Tereke Hakimliğine ihbarda bulunulması için dosyanın tevzi bürosuna gönderilmesine karar verilmiştir. Dosyanın tevzi edildiği ... 4. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, kısıtlının vefatı nedeniyle terekesinin tasfiyesinin vesayet dosyasından yapılması gerekirken ayrı bir tereke dosyası açılmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle dosyanın tekrar 2. Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar vermiş; 2. Sulh Hukuk Mahkemesi de T.M.K.'...

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki davadan dolayı mahal mahkemesinden verilen hüküm talepte bulunan ... vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, tereke mümessilinin tereke temsilciliğinden azline ilişkindir. Mahkemece talebin kabulüne, tereke temsilcisi olarak atanan ...'in tereke temsilciliğinden azline, temsilci olarak atanan Av. ...'ın mümessillik görevinin devamına ve idare edilecek terekenin büyük miktarda malvarlığına sahip olması ve yapılacak işlemlerin geniş kapsamı olması nedeniyle 2014 ocak ayından itibaren 15.000,00 TL olarak kendisine ücret takdirine karar verilmiştir. Hüküm, davacı ... vekili takdir edilen tereke mümessilliği ücretinin çok yüksek olduğu nedeniyle temyiz etmiştir. Miras ortaklığı temsilcisi özel kayyım niteliğindedir. TMK'nın 431. maddesi uyarınca vasi tayininde usul kayyım (mümessil) içinde uygulanır....

                  Aile Mahkemesi’nin 2021/348 Esas sayılı dosyasından davalı aleyhine "Evlatlık İlişkisinin Kaldırılması Davası" açtığını, evlatlık ilişkisinin kaldırılması davası sonunda lehlerine karar verildiğinde müvekkilinin tek mirasçı olarak terekenin yasal tek sahibi olacağından, davalının tereke üzerindeki azaltıcı ve zararlandırıcı fiillerinin engellenmesi için tereke üzerine tedbir konulması Aile Mahkemesinden talep edilmiş ise de taleplerinin dava konusunun tereke olmaması gerekçesiyle reddedildiğini, evlatlık ilişkisinin kaldırılması davası kamu düzenine ilişkin olduğunu, müteveffanın son ikametgâhı mahkemesindeki Sulh Hukuk Mahkemesinin mirasın intikalini ve terekenin güvenliğini sağlama görevi de kamu düzenine ilişkin olduğunu, bu nedenle mahkemenin talepleri olmadan da miras / tereke üzerinde gereken her türlü tedbir ve koruma önlemlerini resen alabilme yetkisinin bulunduğunu, Türk Medeni Kanunun 589. maddesi 1. fıkrası "Mirasbırakanın yerleşim yeri sulh hâkimi, istem üzerine veya re'sen...

                  UYAP Entegrasyonu