Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 15.12.2014 gününde verilen dilekçe ile terekeye temsilci atanması talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 04.03.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi bir kısım davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, terekeye temsilci atanması isteğine ilişkindir. Davacı, muris ...’ın 21.02.2012 de vefat ettiğini, ... . Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/2 Esas sayılı dosyasında terekeye temsilci atanması için kendilerine süre verildiğini belirterek muris ...’ın terekesine temsilci atanmasını talep etmiştir. Mahkemece, ...’ın ... . Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/2 Esas sayılı dosyasında temsil etmek üzere ...’ın atanmasına karar verilmiştir. Hükmü, bir kısım davalılar vekili temyiz etmiştir....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 23.09.2010 gününde verilen dilekçe ile terekenin tespiti, resmi defter tutulması, terekeye temsilci atanması, terekenin tasfiyesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 23.12.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, 19.10.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

      Tereke tespiti davaları delil tespiti niteliğinde olup, istihkak davası niteliğinde değildir. Bu nedenle mahkemece yapılması gereken iş terekeye ait olduğu bildirilen mal varlığı unsurlarını tespit edip deftere geçirmek, bunlardan muhafazası mümkün olmayanlar varsa satıp paraya çevrilmesini sağlamak ve menkuller için de para, döviz vb. varsa bunları tereke malvarlığı olarak bankaya yatırmak; altın vb. ziynet eşyaları varsa bunları tereke mahkemesi kasasına alıp kaydetmek; diğer eşyaları ise ilgilisine veya üçüncü bir kişiye yediemin sıfatıyla teslim etmek ve böylece tespit edilen eşyaları kararda göstermekten ibarettir. Terekenin tespiti talep edildiğinde mirasçılardan terekenin malvarlığı ile ilgili bilgi istenmesinin yanı sıra mahkemece kendiliğinden malvarlığının bulunabileceği tüm bankalar, tapu müdürlüğü, trafik tescil müdürlüğü, ticaret sicil müdürlüğü, ilgili kolluk birimi gibi kurumlara yazı yazılarak terekenin mevcudu tespit edilmelidir....

      Takip ve davadan önce sözleşmeci iş sahibi ... vefatı nedeniyle ilgili mahkemesince terekesine temsilci atandığı dosya içeriği ile sabittir. Mevzuat gereği terekeye temsilci atanması halinde murise ait terekeyle ilgili açılacak olan her türlü davanın tereke temsilcilerine karşı veya bunlar tarafından açılması gerekir. Bu bir dava şartıdır. Ne varki, mirasçılara karşı dava açılması halinde dava hemen reddedilmeyip öncelikle mirasçıların mirası reddedip etmedikleri araştırılarak reddedilmiş olması halinde müteakip iş ve işlemlerin bu duruma uygun usul ve prosedüre göre yürütülüp sonuçlandırılması; aksi halde ise, terekeye atanan temsilcilerin isim ve adresleri araştırılıp temsilcilerin davaya dahil edilerek taraf teşkili sağlandıktan sonra davaya temsilcilere karşı devam edilerek sonuçlandırılması gerekir....

        Bilindiği üzere bir mirasçı, terekeye dahil bir taşınmaz hakkında, diğer mirasçılar aleyhine tek başına miras payı oranında adına tescil istemi ile dava açabilirse de, terekeye göre üçüncü kişi konumundaki birine karşı miras payının adına tescili istemiyle dava açması hukuken mümkün değildir. Elbirliği mülkiyetinde mirasçıların tereke malları üzerinde belli pay veya payları olmayıp, haklarının terekenin tamamını kapsadığı, TMK'nın 702. maddesine göre topluluk devam ettiği sürece tasarrufi işlemlerde tüm ortakların oybirliğiyle karar vermeleri gerektiği açıktır. Mirasçılardan birinin, terekeye karşı üçüncü kişi konumunda olan birisi aleyhine kendi payı hakkında açtığı dava, diğer mirasçıların paylarını kapsamadığından ve aynı zamanda onlar adına açılmadığından davaya diğer mirasçıların katılması (icazet vermesi) veya terekeye temsilci atanması suretiyle devam edilmesine olanak yoktur....

          Elbirliği mülkiyetinde mirasçıların tereke malları üzerinde belli pay veya payları olmayıp, haklarının terekenin tamamını kapsadığı ve TMK' nın 702. maddesine göre topluluk devam ettiği sürece tasarrufi işlemlerde tüm ortakların oybirliğiyle karar vermeleri gerektiği açıktır. Mirasçılardan birinin terekeye karşı 3. kişi konumunda olan birisi aleyhine kendi payı hakkında açtığı dava, diğer mirasçıların paylarını kapsamadığından ve aynı zamanda onlar adına açılmadığından, davaya, diğer mirasçıların katılması (icazet vermesi) veya terekeye temsilci atanması suretiyle devam edilmesine de olanak yoktur....

            Dava, terekeye temsilci atanması istemine ilişkindir. TMK'nun 640. maddesine göre; birden çok mirasçı bulunması halinde, mirasın geçmesiyle birlikte paylaşmaya kadar, mirasçılar arasında terekedeki bütün hak ve borçları kapsayan bir ortaklık meydana gelir. Mirasçılar terekeye elbirliğiyle sahip olurlar ve sözleşme veya kanundan doğan temsil ya da yönetim yetkisi saklı kalmak üzere, terekeye ait bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler. Bilindiği üzere, miras ortaklığı temsilcisi özel kayyım niteliğindedir (TMK m. 640). Türk Medeni Kanununun 431. maddesi uyarınca vasi tayininde uyulacak usul kayyım (temsilci) için de uygulanır. Somut olayda davacı tarafındanhalen derdest olan ve açılacak olan davaları takip ve sonuçlandırması için TMK'nun 640. Maddesi uyarınca "paylaşmaya kadar" terekeye temsilci atanması talep edildiğine ve mahkemece tereke temsilcisinin görevi belirlenerek müteveffa T3'nın terekesini, "Bakırköy 43....

            Dava, Türk Medeni Kanunu'nun 589. ve devamı maddelerinde yer olan "koruma önlemi" olarak ölüm tarihi itibarıyla terekeyi oluşturan unsurları belirlemek, böylece olası ihtilaflarda başvuru kaynağı oluşturmak, bu sayede terekenin içeriği ile ilgili ölüm anındaki durumu öğrenme imkanını elde etmeye yönelik olarak terekede bulunan mal ve hakların tespitine ilişkindir. Koruma önlemi olarak terekenin tespiti işlemi, kural olarak bir süreye bağlı olmayıp bu önlemin alınması olanaksız veya yararsız hale gelmedikçe tereke paylaşılmadığı sürece istenebilir. Çünkü, koruma önlemi olarak terekenin tespiti işleminin maddi hukuk bakımından haklara ve borçlara bir etkisi bulunmamaktadır. Tereke tespiti davaları delil tespiti niteliğinde olup, istihkak davası niteliğinde değildir....

            Ne var ki, davacılar davalı Hazine ve Köy Tüzel Kişiliği, muris Yusuf Kaya’nın terekesine göre 3. kişi konumunda bulunmakta olup, dosya içerisinde bulunan veraset ilamından muris Yusuf Kaya’nın davacılar dışında başka mirasçılarının da bulunduğu anlaşılmaktadır. Terekeye dahil bir taşınmazda mirasçılar arasında zilyetlik hükümleri işlemeyeceğinden, mirasçılardan bir kısmının tek başına, 3. kişiye karşı adına tescil istemiyle dava açması mümkün değildir. Elbirliği mülkiyetinde mirasçıların tereke malları üzerinde belli pay veya payları olmayıp, haklarının terekenin tamamını kapsadığı, TMK'nın 702. maddesine göre topluluk devam ettiği sürece tasarrufi işlemlerde tüm ortakların oybirliğiyle karar vermeleri gerektiği açıktır. Mirasçılardan bir kısmının kendi adına açtığı dava, diğer mirasçıların paylarını kapsamadığından, davanın, diğer mirasçılarının muvafakatlerinin sağlanması ya da terekeye temsilci atanması suretiyle sürdürülmesi hukuken mümkün bulunmamaktadır."...

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 10/06/2015 gününde verilen dilekçe ile miras ortaklığına temsilci atanması talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; mahkemenin yetkisizliğine dair verilen 26/04/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, terekeye temsilci atanması isteğine ilişkindir. Davacı vekili, muris ...'nin 29.08.2014 tarihinde vefat ettiğini, muris tarafından açılan ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/114 Esas, sayılı davasında murisin terekesine temsilci atanması için taraflarına yetki ve süre verildiğini belirterek muris ...'nin terekesine temsilci atanmasını talep ve dava etmiştir. Mahkemece, murisin son ikametgah adresinin ...'de olduğu gerekçesiyle yetkisizlik yönünde hüküm kurulmuştur....

              UYAP Entegrasyonu