Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, TMK.nun 589. maddesi gereği terekenin tedbir mahiyetinde tespiti, tereke önlemlerinin alınması istemine ilişkindir. Miras bırakanın yerleşim yeri sulh hakimi, istem üzerine veya res'en tereke mallarının korunması ve hak sahiplerine geçmesini sağlamak üzere gerekli olan bütün önlemleri alır. Bu önlemler özellikle kanunda belirtilen hallerde terekede bulunan mal ve hakların yazımına, terekenin mühürlenmesine, terekenin resmen yönetilmesine ve varsa vasiyetnamelerin açılmasına ilişkindir (TMK.nun 589/1- 2 maddesi). Önlem alma isteğinin yetki yahut başka bir sebeple reddedilmesi tereke mallarının kaybına sebep olabileceği gibi hak sahiplerine intikal etmemesi sonucunu da doğurur. Koruma önlemi olarak terekenin tespiti işleminin maddi hukuk bakımından haklara ve borçlara bir etkisi bulunmamaktadır. Bu işlem, tespiti yapılan malvarlığı unsurlarının terekeye ait olduğu, tespit edilmeyenlerin de terekeye ait olmadığına delil teşkil etmez....

Somut olayda; Manisa 3.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2018/127 Esas sayılı dosyası üzerinden görülmekte olan tapu iptali ve tescili davasında terekeye temsilci atanması talebi ile ilgili davanın kabulüne, T17 tereke temsilcisi olarak atanmasına karar verilmiş olup, davalı T16 tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Manisa 3.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2018/127 Esas sayılı dosyası üzerinden görülmekte olan tapu iptali ve tescili davasında verilen yetkiye istinaden terekeye temsilci atanması davasında mahkemenin terekede mal varlığı bulunup bulunmadığını araştırma yükümlülüğü olmayıp, görevi anılan davada terekeyi temsil edecek temsilciyi atamaktan ibarettir. Her ne kadar davalı "atanan temsilcinin tarafsız olmadığını" ileri sürmüş ise de, bu konuda sunduğu somut bir delil bulunmamaktadır....

Sulh Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 12/09/2004 tarihinde verilen dilekçeyle tereke temsilcisi atanması talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 28/10/2004 tarihli hükmün istinaf yoluyla incelenmesi davacılar vekili tarafından talep edilmiştir. Konya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesince istinaf talebinin usulden reddine dair verilen kararın bir kısım mirasçılar ve tereke temsilcisi ... tarafından temyiz edilmesi üzerine süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü. KARAR Dava, terekeye temsilci atanması istemine ilişkindir. Bir kısım mirasçılardan ..., ..., ..., ... ve ..., terekeye temsilci olarak davayı başından beri takip eden mirasçılardan ...'nin terekeye temsilci olarak atanmasını, 11.11.2014 ile 17.07.2020 tarihleri arasında terekede taşınmaz kalmadığını ve tereke temsilcisi ...'...

    Bu kapsamda yürürlükteki mevzuatımızda tereke temsilcisine ilişkin hükümler aşağıdaki şekildedir; TMK'nın 640. maddesi hükmüne göre "Birden çok mirasçı bulunması halinde, mirasın geçmesiyle birlikte paylaşmaya kadar, mirasçılar arasında terekedeki bütün hak ve borçları kapsayan bir ortaklık meydana gelir. Mirasçılar terekeye elbirliğiyle sahip olurlar ve sözleşme veya kanundan doğan temsil ya da yönetim yetkisi saklı kalmak üzere, terekeye ait bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler. Mirasçılardan birinin istemi üzerine sulh mahkemesi, miras ortaklığına paylaşmaya kadar bir temsilci atayabilir. Mirasçılardan her biri, terekedeki hakların korunmasını isteyebilir. Sağlanan korumadan mirasçıların hepsi yararlanır. Bir mirasçı ödemeden aciz halinde ise, mirasın açılması üzerine diğer mirasçılar, haklarının korunması için gerekli önlemlerin gecikmeksizin alınmasını sulh mahkemesinden isteyebilirler."...

      olarak atanan kişiye karşı diğer davalıların T3'i temsilci olarak istemediklerine karşı beyanların da kararı veren yerel mahkeme tarafından dikkate alınmadığını, terekeye temsilci olarak atanacak kişinin tüm mirasçıların güvenini haiz, diğer mirasçılarla arasında her hangi bir husumet ya da menfaat çatışması olmayan, bağımsız ve tarafsız biri olması gerektiğini, yerel mahkeme tarafından müvekkili ile ve diğer kardeşleri ile aralarında husumet bulunan kişinin terekeye temsilci olarak atanmasının haksız ve hukuka aykırı olduğunu beyan ederek istinaf talebinde bulunmuştur....

      Davalı T15 vekili ilk derece mahkemesine verdiği cevap dilekçesinde özetle; mirasçılar T2 ve T1 dava dilekçelerinde murisin terekesinin tespit edilmesini, terekeye temsilci atanmasını, tereke üzerine tedbir konulmasını talep ettiğini, davacı mirasçılarının taleplerini kabul etmediğini, herhangi bir itirazının bulunmadığını, terekeye temsilci adayı olan T17 herhangi bir itirazının olmadığını, T17 tarafsız ve iki taraf için de güvenilir bir kişi olduğunu, davacının, müvekkiline akraba olduğu, komşu olduğu bu nedenle tarafsızlığından şüphe ettiklerine dair itirazlarını kesinlikle kabul etmediklerini belirterek yukarıda izah ettikleri üzere davanın kabulüne ve terekenin tespiti ile temsilci atanmasına karar verilmesini talep etmiştir....

      Davalı T11 vekili ilk derece mahkemesine verdiği cevap dilekçesinde özetle; mirasçılar T2 ve T1 dava dilekçelerinde murisin terekesinin tespit edilmesini, terekeye temsilci atanmasını, tereke üzerine tedbir konulmasını talep ettiğini, davacı mirasçılarının taleplerini kabul etmediğini, herhangi bir itirazının bulunmadığını, terekeye temsilci adayı olan T17 herhangi bir itirazının olmadığını, T17 tarafsız ve iki taraf için de güvenilir bir kişi olduğunu, davacının, müvekkiline akraba olduğu, komşu olduğu bu nedenle tarafsızlığından şüphe ettiklerine dair itirazlarını kesinlikle kabul etmediklerini belirterek yukarıda izah ettikleri üzere davanın kabulüne ve terekenin tespiti ile temsilci atanmasına karar verilmesini talep etmiştir....

      Terekeye ait haklar üzerinde tasarruf söz konusu ise ortakların oybirliği ile karar vermeleri TMK'nun 702/2. maddesinin açık hükmü gereği olduğundan, tasarruf işlemi niteliğindeki tapu iptali ve tescil davasının tüm mirasçılar tarafından birlikte açılması veya terekeye temsilci atanması ve bu yolla davanın yürütülmesi gerekir. Ancak, bir mirasçı tüm mirasçılar adına tek başına dava açabilirse de, böyle bir davayı yalnız başına yürütemez. Bu durumda davanın hemen reddedilmeyip, diğer mirasçıların davaya katılımlarının veya muvafakatlerinin sağlanması ya da terekeye temsilci atanması için davacıya uygun süre verilmesi gerekmektedir. Ancak dava halefiyet esasına göre tereke adına değil de kendi miras payı için açılmış ise tüm mirasçıların onayının alınmasına gerek bulunmamaktadır. Bir ya da bir kısım mirasçı terekeye ait bir mal veya alacaktan yalnız kendi payına düşen kısım için yalnız kendi adına dava açarsa, böyle bir dava reddedilir....

        Terekeye temsilci atanması ve tereke temsilcisinin davaya devam etmesi halinde de, ayrıca diğer mirasçıların davaya katılmalarına veya muvafakatlarının alınmasına gerek yoktur. Davayı açan mirasçılar, kendisine verilen kesin süreye (HMK md. 94) rağmen diğer mirasçıların davaya katılmalarını veya muvafakat etmelerini sağlayamaz ve terekeye temsilci de tayin ettiremez veya terekeye atanan temsilci davaya icazet vermezse davanın reddine karar verilir. Somut olayda,davaya dayanak yapılan 01.01.1992 başlangıç tarihli kira sözleşmesine ilişkin bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kira sözleşmesini kiraya veren olarak ...’ün tüm varisleri adına ... imzalamış, dava ise bir kısım mirasçılar tarafından açılmıştır. Yargılama sırasında ise davacılar,... 9. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2016/30 esas sayılı dava dosyası ile miras ortaklığına temsilci atanması için dava açtıklarını ancak bir kısım mirasçıların yurtdışında bulunduğundan bahisle davanın uzun süreceğini Mahkemeye bildirmişlerdir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 12.04.2010 gününde verilen dilekçe ile terekeye temsilci atanması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 16.04.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, terekeye temsilci atanması talebine ilişkindir. Mahkemece, hukuki yarar olmaması sebebiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir....

            UYAP Entegrasyonu