Türk Medeni Kanunu'nun 640. maddesi uyarınca terekeye temsilci atanması durumunda, davanın tereke temsilcisinin veya bu sıfatla vekil kıldığı avukatın huzuru ile sürdürülmesi gerektiği tartışmasızdır. Tereke temsilcisinin atanması ile mirasçıların terekeyi temsil ve davayı takip yetkisi ortadan kalkmaktadır. Bir başka söyleyişle, mirasçıların davayı takip yetkisi sona erer ve buna bağlantılı olarak da hükmü temyiz hakkı miras şirketini temsilen tereke temsilcisine geçer. 3.3. Değerlendirme 3.3.1. Uyuşmazlık terekeye iade talepli tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel istemine ilişkin olup, tereke temsilcisinin atanması ile mirasçıların terekeyi temsil ve davayı takip yetkisi ortadan kalktığı gözetildiğinde davada davacı sıfatı kalmayan ... vekilinin temyiz itirazlarının dinlenme olanağı bulunmamaktadır. 3.3.2....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Tereke davasının yapılan yargılaması sonunda, ... ve Seydişehir Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, ölen ...’ın üzerinde bulunan eşyaların mirasçılarına teslim edilmesi istemine ilişkindir. ..., MK.589.maddesi uyarınca terekeye ilişkin işlemlerde mütevaeffanın ölmeden önceki son yerleşim yeri mahkemesinin yetkili olduğu, ölenin ikametgah adresinin “. Köyü .../...” olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı vermiştir. Seydişehir Sulh Hukuk mahkemesi ise, müteveffanın mernis ölüm tutanağında ikametgah adresinin “Yenişehir-...” olduğunun belirtildiği gerekçesiyle yetkisizlik yönünde hüküm kurmuştur....
(TMK. m.612) Gerçekleşen bu hukuki duruma göre, ortada tereke malını teslim alabilecek bir mirasçı bulunmamakta ve “kendiliğinden iflas hükümlerine göre tasfiyeye tabi bir tereke” bulunmaktadır. Somut olayda, en yakın mirasçıların tümü tarafından miras reddedilip red beyanını tespit eden mahkemece terekenin re’sen tasfiyesine karar verilmiş olduğundan alacaklının iflas masasına alacağını kaydetme hakkı bulunduğundan mirasçılık belgesi verilmesini istemesinde hukuki yararı bulunmamaktadır. Mahkemece hukuki yarar yokluğu nedeni ile talebin reddine karar verilmesi gerekirken mirasçılık belgesi verilmesi doğru görülmemiş ise de bu hususta temyiz bulunmadığından yanlışlığa işaret edilerek hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, 20.03.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Cemiyeti lehine tüm tereke vasiyetinde bulunduğunu açıklayarak muris Bedia Sanal'ın terekesinin tespit edilmesini istemiştir. İhbarda bulunan Hazine vekili, murisin mirasçısı olduğunu, terekenin kendilerine teslim edilmesini savunmuştur. Mahkemece kabulüne karar verilmiştir. Hüküm, ihbarda bulunulan Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz dilekçesine ekli Baş Hukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğü'nden temyizden vazgeçmeye ilişkin olur alan ihbar olunan Hazine vekili, mahkeme hakimi tarafından havale edilen 29.05.2013 havale tarihli dilekçesinde, ... 13. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2011/90 Tereke, 2013/10 Karar sayılı hükmüne yönelik temyiz talebinden feragat ettiklerini bildirmiştir....
Demetevler Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi Müdürlüğü 20.07.2014 tarihli yazısı ile, huzurevlerinde kalmakta olan ...’ın 02.05.2014 tarihinde vefat ettiği bildirilerek müteveffaya ait olup saptama formunda belirtilen eşyalarla ilgili tereke teslim işleminin yapılmasını istemiştir. Mahkeme, ...’ın terekesinden el çekilmesine, müteveffaya ait tereke eşyalarının davacılar vekili Av. ...’a teslimine karar vermiştir. Hükmü, mirasçı ... temyiz etmiştir. Avukat ... mirasçılar vekili olmasına karşın hüküm fıkrasında davacılar vekili olarak gösterilmiş olması doğru görülmemiş ise de belirtilen husus, kararın bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK’nun 438/7 maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir....
Kararın davacı tereke temsilcisi vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı tereke temsilcisi vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Davacılar vekili, müvekkili ile davalıların murisi ... 'nın kendi adına asaleten, diğer muris ...'ın ... 'ya verdiği vekaletnameye dayanarak ...'...
Sulh Hukuk Mahkemesinin tarafına yolladığı 03/12/2019 tarihli ihtarı ile edindiği icra takip bilgilerine karşı icranın tehiri ve depo edilmesi hak ve imkanlarından kaçındığını, tereke dosyasının Vakıfbank Adliye Şubesinde bulunan hesabına bloke konmasına ve ödeme yapılmasına sebebiyet vererek tereke varlığını ve miras payını uzattığı zararın davalılardan T4'dan tazminini; tereke dosyası ile yapılan vekalet ücret sözleşmesinin gerektirdiği özen ve yükümlülüğü yerine getirmemeleri neticesinde mirasçısı olduğu tereke varlığını uğrattıkları 12/02/2020 tarihli dosya hesabına göre 3.858,23 TL kaybın muaccel dosya hesabına göre revize edilip icra dairesine ödemenin yapıldığı tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tazminini; her iki avukatın da tereke haklarını en üst düzeyde ve her şeye rağmen savunmayı taahhüt ettikleri sözleşmeye aykırı davranarak işi çıkmaza soktuklarını, tereke varlığını zarara uğratmanın yanında terekeye konu varlıklardan...
Mahkemece, davacının yaptığı ödemelerin tereke borcuna ilişkin olup olmadığının, ödemeleri davacının yaptığının ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, verilen karar dosya kapsamıyla örtüşmemektedir. Davacı vekili, dava dilekçesinde, tereke aktifi paylaşılırken sorun olmadığını, fakat tereke pasifi paylaşılırken davalının protokole aykırı şekilde masraflara katılmadığını beyan etmiştir. Davaya konu protokole göre; tereke aktifi olarak, ölüme bağlı mal rejiminin tasfiyesi davasına konu olan , 7 nolu bağımsız bölüm, 102 parseldeki taşınmaz, ...plakalı araç ile murisin ... ve ... hesabındaki mevduat gösterilmiş, 7 nolu bağımsız bölüm ile aracın davacıya, 394 ada 102 parseldeki taşınmaz ile banka hesaplarındaki mevduatın davalıya bırakılacağı kararlaştırılarak tereke aktifinin paylaşımı, ardından tereke pasifinin paylaşımı düzenlenmiş, buna göre, "......
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/1532 KARAR NO : 2021/1090 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : SİLİFKE SULH HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2021/9 TEREKE, DAVA KONUSU : Tereke (Tespit İstemli) KARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK'nın 352 ve devamı maddeleri uyarınca dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili ilk derece mahkemesine verdiği dava dilekçesinde özetle; Müteveffa T3 ait terekenin tespiti ile, terekenin resmi defterinin tutulmasına, devirlerin önlenmesi için tedbir kararı verilmesini talep ettiklerini bildirmiştir....
Somut olayda; Miras bırakan T1 terekesine T5 tereke temsilcisi olarak atanmış, duruşmalara katılmış, gerekçeli karar ve ek karar tereke temsilcisine tebliğ edilmesine rağmen tereke temsilcisi bu kararı istinaf etmemiştir. Mirasbırakan T1 terekesine T5 tereke temsilcisi olarak atanmış, olmakla davayı açan T1 davayı takip yetkisi kalmamıştır. Tüm bu açıklamalar karşısında mahkemece davayı takip yetkisi sona eren davacının istinaf dilekçesinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....