İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı tereke temsilcisi istinaf başvurusunda bulunmuştur. B. İstinaf Sebepleri Tereke temsilcisi istinaf dilekçesinde özetle, dava konusu 6 parsel sayılı taşınmazın ......, oğlu ... ile bir alakasının olmadığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. C. Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararının istinaf eden tereke temsilcisi ...'a 15.03.2022 tarihinde aynı konutta oturduğu beyan edilen ......, imzasına tebliğ edildiği, tereke temsilcisinin istinaf dilekçesini 19.04.2022 tarihinde verdiği, istinaf başvurusunun süresinde olmadığı, tebligatın şeklen usulüne uygun bulunduğu, usulsüz olduğuna ilişkin bir iddianın da ileri sürülmediği, Kanunda öngörülen iki haftalık istinaf başvuru süresinin geçirildiği gerekçesiyle tereke temsilcinin istinaf dilekçesinin reddine karar verilmiştir. V....
Hukuk Dairesince mirasbıkaran ... terekesine tereke temsilcisi atandığından davacılar vekilinin takip yetkisinin sona erdiği gerekçesiyle istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nin 352/1-ç maddesi gereğince usulden reddine karar verilmiş, karar tereke temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içeği ve toplanan delillerden; mirasbırakan ...’nın terekesine ... 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2017/249 E. 2018/864 Karar sayılı ilamı ile Av. ...’ın temsilci tayin edildiği, kararın 09.10.2018 tarihinde kesinleştiği, eldeki davada atanan tereke temsilcisine tebligat yapıldığı, son celsede tereke temsilcisinin duruşmaya katılmamak için mazeret gönderdiği, mahkemece 25.12.2018 tarihinde eldeki davanın reddine karar verildiği, bu kararın tereke temsilcisi Av. ...’a 07.03.2019 tarihinde “adresin kapalı olması sebebiyle güvenlik/komşu ...'ye sorulduğu, muhatabın işe gittiğinin beyan edildiği ve imzadan imtina edildiği" belirtilerek ......
Hukuk Dairesi’nin 2011/15391 Esas ve 2012/8508 Karar sayılı ilamıyla vekalet ücreti bakımından düzeltilerek onanmıştır. ... ... ... mirasçılarından davacı ...’ın mirasçıları ... ve arkadaşları vekili; mahkemece gerekçeli kararın tereke temsilcisi ...’a usulsüz olarak tebliğ edildiğine dayanarak gerekçeli kararın tebliğini talep etmesi üzerine tereke temsilcisi ve tüm mirasçılara usulüne uygun olarak gerekçeli karar tebliğ edilmiş, tereke temsilcisi ... tarafından temyiz talebinde bulunulmamış, 15.03.2011 tarihli Mahkeme kararı ... ... ... mirasçılarından davacı ...’ın mirasçıları ... ve arkadaşları vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Bilindiği üzere, Türk Medeni Kanunu'nun 640. maddesi uyarınca terekeye temsilci atanması durumunda, davanın tereke temsilcisinin veya bu sıfatla vekil kıldığı avukatın huzuru ile sürdürülmesi gerektiği tartışmasızdır. Tereke temsilcisinin atanması ile mirasçıların terekeyi temsil ve davayı takip yetkisi ortadan kalkmaktadır. Bir başka söyleyişle, mirasçıların davayı takip yetkisi sona erer ve buna bağlantılı olarak da hükmü temyiz hakkı miras şirketini temsilen tereke temsilcisine geçer. Somut olayda, davacılar, terekeye döndürülme istekli olarak iptal tescile karar verilmesini istemişler; tereke temsilcisi atanmak suretiyle, tereke temsilcisi huzuruyla yargılamaya devam edilmiş olup; İlk Derece Mahkemesi kararı tereke temsilcisi tarafından istinaf edilmemiş ve Bölge Adliye Mahkemesi kararı da tereke temsilcisine tebliğ edilmesine rağmen tereke temsilcisi tarafından temyiz edilmemiştir....
Tereke temsilcisinin atanması ile mirasçıların terekeyi temsil ve davayı takip yetkisi ortadan kalkmaktadır. Bir başka söyleyişle, mirasçıların davayı takip yetkisi sona erer ve buna bağlantılı olarak da hükmü temyiz hakkı miras şirketini temsilen tereke temsilcisine geçer. Somut olayda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar tereke temsilcisi ve davayı tereke temsilcisi atanmadan açmış bulunan mirasçılardan ... (mirasçıları) tarafından temyiz edilmiştir. Ne var ki, davacı mirasçıların davada takip yetkisinin kalmaması nedeniyle kararı temyiz etme hakkı da bulunmamaktadır. Tüm bu açıklamalar karşısında davayı takip yetkisi sona eren davacı ......
.- USD tutarlı senedin ... lehine düzenlenerek ...’ye verildiği, ... tarafından da davalı ...’ye ciro edildiğini, senet borçlusu ...’nın 16.06.2012 tarihinde vefat ettiği, Beykoz Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2012/12 tereke sayılı dosyası ile tereke tespitinin devam etmekte olduğunu, ...’nin alacağının Aralık 2015 tarihinde tereke dosyasına bildirildiğini, davalı ...’nin Beykoz İcra Müdürlüğü’nün 2016/2406 esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatmak suretiyle aynı senet bedelini davacı mirasçılardan talep ettiğini, tereke mahkemesinin icra dosyasına 06.05.2016 tarihinde 15.000.- USD karşılığı 43.671....
nın tereke temsilcisi olarak atandığı, eldeki davaya tereke temsilcisinin 24.05.2018 tarihli hükmün açıklandığı celseye tereke temsilcisi sıfatıyla katıldığı, kararın 28.05.2019 tarihinde tereke temsilcisine tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Hemen belirtilmelidir ki, dava terekeye iade talepli açılmış olup terekeye temsilci atanmasından sonra tereke ortağının ya da ortaklarının davayı takip yetkisinin ortadan kalkacağı açıktır. Bir başka ifadeyle davayı açan mirasçı ya da mirasçıların davayı takip yetkisi sona erer ve buna bağlantılı olarak da hükmü temyiz hakkı miras şirketini temsil eden mümessile geçer. Somut olayda, davanın reddine ilişkin olarak verilen karar tereke temsilcisi Av. ...'ya tebliğ edilmesine karşın, tereke temsilcisi kararı temyiz etmemiş, ancak karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Oysa; davacı mirasçıların davada takip yetkilerinin kalmaması nedeniyle kararı temyiz etme hakları da bulunmamaktadır....
Yerel mahkemece davanın feragat nedeniyle reddine verilmiş, tereke temsilcisi istinaf talebinde bulunmuştur. Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince 13/11/2020 tarihinde tereke temsilcisinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 352/1-b maddesi gereğince usulden reddine karar verilmiştir. Tereke temsilcisinin temyiz talebi üzerine Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 09/02/2021 tarihli ek kararı ile 13/11/2020 tarihli kararın kesin olması nedeniyle temyiz dilekçesinin, HMK'nın 366. maddesinin yollaması ile, HMK'nın 346. maddesi uyarınca reddine karar verilmiştir. Tereke temsilcisi temyiz isteminin reddine ilişkin ek kararı temyiz etmiştir. Somut olayda; Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1....
Bilindiği üzere; terekeye temsilci atanmasından sonra tereke ortağının ya da ortaklarının davayı takip yetkisi ortadan kalkar. Bir başka ifadeyle davayı açan mirasçı ya da mirasçıların davayı takip yetkisi sona erer ve buna bağlı olarak da hükmü temyiz hakkı miras şirketini temsil eden mümessile geçer. Somut olayda, Mahkeme kararının tereke temsilcisine tebliğ edilmesine karşın, tereke temsilcisinin kararı temyiz etmediği, tereke temsilcisi olan (davacı)....'nin tereke temsilcisi sıfatıyla davacılar vekiline vermiş olduğu bir vekaletname de bulunmadığı, kararın ise davacılar vekili tarafından temyiz edildiği anlaşılmaktadır. Oysa; davacı mirasçıların davada takip yetkilerinin kalmaması nedeniyle kararı temyiz etme hakları bulunmamaktadır....
İncelenmesine gerek duyulan, Bolu Tereke Hakimliğinin 1976/32 esas sayılı tereke dosyasının celp edilip eklenmesi, dosyanın bulunamaması halinde Tereke Hakimliğinin karar kartonundan karar suretinin eklenerek gönderilmesi için dosyanın mahalline İADESİNE, oybirliğiyle karar verildi. 26.03.2009 (Perş.)...