Bunun üzerine miras, yine iflas hükümlerine göre tasfiye edilir ve tasfiye sonunda arta kalan değerler, önce gelen mirasçılara verilir. En yakın yasal mirasçıların reddi, kendilerinden sonra gelen mirasçılar yararına olmadıkça ve bunlar Yasanın 614. maddesinde gösterilen usul çerçevesinde mirası açıkça kabul etmedikçe miras, sonra gelen mirasçılara geçmez. Bunlar, miras bırakanın borçlarından sorumlu da tutulamaz....
in terekesinin iflas hükümlerine göre tasfiyesi için gerekli işlem ve görevlendirmenin yapılmasını talep etmiştir. II. CEVAP Mirasçılar vekili cevap dilekçesinde; davacının 16.04.2015 tarihli dilekçesiyle Anamur Barosuna kayıtlı Avukat Selahattin'i terekeye temsil adayı olarak önerdiğini, davacı tarafın önerdiği tereke temsilcisi adayının tereke temsilcisi olarak atanmasının hukuka ve yasaya aykırı olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile murisin vefatından sonra bütün mirasçılarının mirası reddetmesi ve verilen red kararının kesinleşmesi nedeniyle müteveffa hakkında yapılan icra takipleri dolayısıyla davacı taraf olan alacaklının bu davada hukuki yararının bulunduğunu, müteveffanın aktiflerinin pasiflerini karşılamaya yeterli olmadığı anlaşıldığı gerekçesiyle muris ...'...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Terekeye Mümessil Tayini Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle *en yakın mirasçılar tarafından mirasın reddi halinde Türk Medeni Kanununun 612. maddesi gereğince terekenin sulh hakimince resmen tasfiyeye tabii tutulacağına ve tasfiye memuru atanacağına bu konuda bir isteğin de bulunmamasına göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine peşin alınan harcın mahsubuna oybirliğiyle karar verildi. 01.07.2008...
A.Ş 'nin İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü'nde kayıtlı iken tasfiyeye girdiği, tasfiye memuru davalının,24/02/2016 tarihinde şirketin tasfiye kapanışı yapılarak ticaret sicilden kaydının terkin edildiği, davacı tarafından davalı tasfiye memuru tereke idaresi temsilciliği aleyhine açılan İstanbul 36. İş Mahkemesi'nin 2018/491 Esas sayılı dosyası ile davaya konu şirkette çalışma süresinin tespiti ve işcilik alacaklarına ilişkin olarak açılan derdest davada dahili dava işlemleri yönünden davaya konu şirketin ihyası için davacıya yetki verildiği ve eldeki davanı bunun üzerine açıldığı anlaşılmıştır....
Türk Medeni Kanununun 610/2 maddesi gereğince ise "Ret süresi sona ermeden mirasçı olarak tereke işlemlerine karışan, terekenin olağan yönetimi niteliğinde olmayan veya mirasbırakanın işlerinin yürütülmesi için gerekli olanın dışında işler yapan ya da tereke mallarını gizleyen veya kendisine maleden mirasçı, mirası reddedemez." Murisin alacaklıları tarafından bu hükme göre mirasın reddinin iptali davası açılabileceği belirtilmiş olup davalı tarafça mirasın reddinin iptaline ilişkin herhangi bir dava açıldığı belirtilmemiştir. Bu halde davacı tarafça mirasın reddedildiği anlaşılmakla mirası reddeden mirasçının miras bırakana ait borç ve yükümlülüklerden sorumlu tutulması mümkün değildir. (Aynı yönde Yargıtay 19. Hukuk Dairesi'nin 2016/14320 E. Ve 2017/4134 K. Sayılı kararı) Mersin 4. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2013/563 E. Ve 2013/883 K....
Reddin iptaline karar verilir ise, miras resmen tasfiye edilir." düzenlemeleri mevcuttur....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2020/605 Esas KARAR NO: 2021/527 DAVA: Şirketin İhyası DAVA TARİHİ : 04/08/2020 KARAR TARİHİ: 29/06/2021 Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda, TALEP VE DAVA: Davacı dava dilekçesinde özetle;------tarihli şirket ---- şirketin işlerinin kötü gitmesinden dolayı fesif ve tasfiye işlemlerinin kötü gitmesinden dolayı fesih ve tasfiye işlemlerinin----- itibariyle başlatılmasına ve tasfiye memuru olarak kendisinin atanmasını karar verildiğini, kendinini şirketin tasfiye işlemlerine başladığını, şirketin ---- terkinine karar verilmesi için gerekli başvuruların yapıldığını, söz konusu şirketin ----- tarihi itibariyle sicilden terkin edilerek tüzel kişiliğini resmen kaybettiğini, her ne kadar tasfiye işlemlerinin tamamlandığı bildirilmiş ise de şirket üzerine kayıtlı ------plakalı aracın varlığının sehven gözden kaçırıldığını, şirketin bu taşınır malının sehven paraya çevrilemediğini, işbu aracın satılıp paraya...
Projesi ile ilgili olarak düzenlenen sözleşmelerin akdedilmesi ve yürütülmesi safhalarında banka aleyhine zarar doğurucu ve banka çıkarları ile bağdaşmayan hususların bulunması, banka sermayesinin verimlilik ve karlılık esaslarına göre kullanılmaması, değerlendirilmemesi ve bu konuda gerekli gayret ve basiretin gösterilmemesi nedeniyle bankanın zarara uğradığını ileri sürerek, 22.215.074,00 TL zararın 31.12.2001 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekilleri, zamanaşımı definde bulunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davanın reddine dair verilen kararın davacı vekili, davalılar ... ve ... vekili ile davalı ... terekesi tasfiye memuru vekili tarafından temyizi üzerine karar Dairemizce davacı yararına bozulmuştur. Davalı ... tereke temsilcisi vekili, bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur....
Mahkemece, davalar arasında fiili ve hukuki irtibat bulunduğu gerekçesi ile dosyanın, mirasın gerçek reddi istemine ilişkin mahkemenin 2010/146 Esas sayılı dosyasıyla birleştirilmesine karar verilmiştir. Hükmü, davacılar vekilleri temyiz etmiştir. Somut olayda, muris ...'un 02.02.2010 tarihinde vefat ettiği ve geriye en yakın mirasçıları olarak eşi ... ... ile müşterek çocukları ... ... ve ... ...'un kaldığı, ancak ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 31.03.2010 tarihli ve 2010/146 Esas, 297 Karar sayılı ilamı ile anılan mirasçıların mirası reddettiklerinin tespitine karar verildiği ve hükmün 08.10.2013 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. TMK'nin 612. maddesi, en yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan mirasın sulh mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edileceğini, tasfiye sonunda arta kalan bir değer varsa bunun mirası reddetmemişler gibi hak sahiplerine verileceğini öngörmektedir....
Maddesine göre de "İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz."...