Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

hükmen reddinin koşulu, murisin ölümü tarihindeki borçlarının, alacakları ve tüm hakları da dahil olmak üzere malvarlığından fazla olması olduğunu, yani murisin ölümü tarihinde tereke kapsamındaki pasiflerin aktiflerden fazla olması durumunda murisin ödemeden aczinden söz edileceğini, terekenin borca batıklığı, murisin ölümü tarihinde söz konusu olması, söz konusu borca batıklığın resmen tespit edilmiş veya tespit edilebilir olması gerektiğini, terekenin borca batık olduğunun resmen tespiti, ödemeden aciz vesikası veya iflas kararı alınarak sağlanabileceğini, yerleşik içtihatlara göre mirasçıların terekeyi kabul ettiklerine dair hal ve hareketlerde bulunup bulunmadığının, terekenin ölüm tarihinde borca batık olup olmadığının mahkemece araştırılması gerektiğini bildirerek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tereke Tasfiye Masasına Kayıt ve Kabul KARAR Tereke dosyasında kayıt kabul davaları süreye tabi olup, bu süre kural olarak sıra cetvelinin İİK'nın 166. maddesinde gösterilen usulde ilanından itibaren işlemeye başlar. Eğer davacı aynı Kanun'un 223. madde hükmü uyarınca tebliğe elverişli adres gösterir ve gerekli masrafı avans olarak yatırırsa, süre kendisine yapılan tebliğden itibaren hesaplanır. Bu itibarla ilk sıra cetvelinin hangi tarihte hangi gazetede yayınlandığının tereddüde yer bırakmayacak şekilde açıklıkla belirtilmesi ve davacının tebliğe elverişli adres bildirip, gerekli avansı yatırıp yatırmadığının net olarak bilinmesi şarttır....

    Somut olay ve mevcut delillere göre adli yardım talebinde bulunan davalı ... terekesi adına tasfiye memuru olup, terekenin borca batık olduğu dikkate alındığında talep yerinde görülmekle ... terekesi adına tereke tasfiye memurunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilerek, işin esasının incelenmesine geçildi; Hükmüne uyulan bozma ilamı uyarınca işlem yapılarak karar verilmiş olmasına ve özellikle 4721 sayılı TMK'nun 612/1 maddesi gereğince, ölen davalının terekesi iflas hükümlerine göre tasfiye edilir ise de, 2004 sayılı İİK'nun "iflasın hukuki neticeleri" başlıklı yedinci babı kapsamında yer alan 'Hukuk davalarının tatili" kenar başlıklı 194. maddesinin müflislere yönelik bir düzenleme olduğu gözetilerek, yazılı şekilde karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı tereke temsilcisinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usûl ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 3.781,57....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, 16.01.2015 gününde verilen dilekçe ile mirasçılık belgesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 25.06.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: KARAR Dava, mirasçılık belgesi verilmesi talebine ilişkindir. Mahkeme, davanın kabulüne karar vermiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. En yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan miras, iflas hükümlerine göre tasfiye edilir. (TMK. m.612) Gerçekleşen bu hukuki duruma göre, ortada tereke malını teslim alabilecek bir mirasçı bulunmamakta ve “kendiliğinden iflas hükümlerine göre tasfiyeye tabi bir tereke” bulunmaktadır....

        Ölüm tarihinde miras bırakının ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise miras reddedilmiş sayılır (TMK. 605/2). TMK.nun 610. maddesinde yazılı aykırılık da bulunmadıkça yani zımnen mirası kabul etmiş duruma düşmüş olmadıkça her zaman murisin ödemeden aczinin tespitini isteyebilirler. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması; terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir. Ancak tereke borca batık olmasına rağmen Türk Medeni Kanununun 610/2. maddesinde açıklandığı şekilde tereke işlemlerine karışan, tereke mallarını gizleyen veya kendine maleden mirasçı mirası reddedemez. Mirasçının murisin ölümünden sonra yasal yükümlülüklerini yerine getirerek veraset ve intikal vergisi beyannamesini verip vermediğinin, tereke işlemlerine karışıp karışmadığının, tereke mallarını gizleyip gizlemediğinin veya tereke mallarını kendine maledip etmediğinin araştırılması gerekir....

        Davanın özelliği gereği terekeden alacaklı olanların tümüne karşı açılması gerekmektedir. (28.12.1942 tarihli 24/29 sayılı YİBK).Murisin ölümü ile tereke bütün aktif ve pasifi ile mirasçılarına geçer. Murisin vergi, prim vb. borçları da terekenin pasifi içerisinde olup terekeye dahildir. Ölüm tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise miras reddedilmiş sayılır (TMK. 605/2). TMK.nun 610. maddesinde yazılı aykırılık da bulunmadıkça yani zımnen mirası kabul etmiş duruma düşmüş olmadıkça her zaman murisin ödemeden aczinin tespitini isteyebilirler. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması; terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir. Ancak tereke borca batık olmasına rağmen Türk Medeni Kanununun 610/2. maddesinde açıklandığı şekilde tereke işlemlerine karışan, tereke mallarını gizleyen veya kendine maleden mirasçı mirası reddedemez....

        Murisin ölümü ile tereke bütün aktif ve pasifi ile mirasçılarına geçer. Murisin vergi, prim vb. borçları da terekenin pasifi içerisinde olup terekeye dahildir. Ölüm tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise miras reddedilmiş sayılır (TMK. 605/2 md). TMK.nun 610. maddesinde yazılı aykırılık da bulunmadıkça yani zımnen mirası kabul etmiş duruma düşmüş olmadıkça her zaman murisin ödemeden aczinin tespitini isteyebilirler. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması; terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir. Ancak tereke borca batık olmasına rağmen Türk Medeni Kanununun 610/2. maddesinde açıklandığı şekilde tereke işlemlerine karışan, tereke mallarını gizleyen veya kendine maleden mirasçı mirası reddedemez....

        Dosyada bulunan nüfus kayıtlarına göre miras bırakan T6'ın 29/08/2006, T7'ın 04/03/2015 tarihinde vefatıyla geriye çocukları T1, T1 ve T3'nin kaldığı anlaşılmaktadır. Miras bırakanın yerleşim yeri sulh hakimi, istem üzerine veya res'en tereke mallarının korunması ve hak sahiplerine geçmesini sağlamak üzere gerekli olan bütün önlemleri alır. Bu önlemler özellikle kanunda belirtilen hallerde terekede bulunan mal ve hakların yazımına, terekenin mühürlenmesine, terekenin resmen yönetilmesine ve varsa vasiyetnamelerin açılmasına ilişkindir (TMK'nun 589/1- 2 maddesi). Koruma önlemi olarak terekenin tespiti işleminin maddi hukuk bakımından haklara ve borçlara bir etkisi bulunmamaktadır. Bu işlem, tespiti yapılan malvarlığı unsurlarının terekeye ait olduğu, tespit edilmeyenlerin de terekeye ait olmadığına delil teşkil etmez....

        Hükmün, davalı mirasçısı ... temsilcileri avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Türk Medeni Kanununun 612. maddesinde “En yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan miras, sulh mahkemesince iflâs hükümlerine göre tasfiye edilir."  hükmü mevcut olup, buna göre .... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2018/2197 Esas, 2018/2147 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere davalı mirasçılarının mirası red ettikleri anlaşılmıştır. Ancak mahkemece miras, iflas hükümlerine göre tasfiye edilmeyip, veraset ilamında belirtilen en yakın mirasçı dışındaki ... temsilcilerine gerekçeli kararın tebliğ edilmiş olduğu görülmüştür. O halde Mahkemece, müteveffa davalı ...'...

          No:11/28 Selçuklu/Konya adresine kayıtlı 295241 numaralı su-atıksu aboneliğinde mahallinde yapılan inceleme neticesinde ve mahalle muhtarlığından alınan bilgilere göre merhumun eşi, Halime Yılmaz'ın ikamet ettiği ve sürekli su kullanımının olduğu söz konusu aboneliğin borcunun bulunmadığının tespit edildiğini, 4721 Sayılı TMK'nın 605. maddesinin 1. fıkrasında “Yasal ve atanmış mirasçılar mirası reddedebilirler.” hükmü ile mirasın kayıtsız, şartsız reddi (hakiki ret/gerçek ret), 2. fıkrasında “Ölümü halinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır”. hükmü ile mirasın hükmen reddi düzenlendiğini, TMK'nın 610/2. maddesi uyarınca da ret süresi sona ermeden mirasçı olarak tereke işlemlerine karışan, terekenin olağan yönetimi niteliğinde olmayarı ve miras bırakanın işlerinin yürütülmesi için gerekli olanın dışında işler yapan ya da tereke mallarını gizleyen veya kendisine maleden mirasçı, mirası reddedemeyeceğini, madde metninden de...

          UYAP Entegrasyonu