Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

CEVAP Borçlu cevap dilekçesinde; istinaf sisteminin sonradan yürürlüğe giren bir kanun yolu olduğunu ve bu kanun yolunun da tenfiz kararının kesinleşmesini engellediğini, dolayısıyla MÖHUK 57/2 maddesinin kapsamına hem temyiz hem de istinaf kanun yolunun girdiğinin açık olduğunu belirterek şikayetin reddine karar verilmesini talep etmiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un 57/2. maddesi gereğince tenfiz kararının temyizinin onun yerine getirilmesini durduracağı, bu hususun kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece re'sen göz önünde bulundurulması gerektiği, ilamlı takibe konu yapılan tanıma ve tenfiz ilamının takip tarihinde henüz kesinleşmediği, karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulduğu, kararın istinaf edilmesinin tenfiz kararının infazını kendiliğinden durduracağı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....

    Yabancı mahkeme kararının kesin delil veya kesin hüküm olarak kabul edilmesi yabancı ilamın tenfiz şartlarını taşıdığının mahkemece tespitine bağlıdır (MÖHUK md:58). Yabancı mahkeme kararının tanınması istemli davada, karşı taraf ancak tenfiz şartlarının mevcut olmadığı öne sürerek isteğe karşı koyabilir (MÖHUK md:55/2). 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un tenfiz kararı verilebilmesinin koşullarının düzenleyen 54. maddesinin (ç) bendi gereğince; “o yer kanunları uyarınca, kendisine karşı tenfiz istenen kişinin hükmü veren mahkemeye usulüne uygun bir şekilde çağrılmamış veya o mahkemede temsil edilmemiş yahut bu kanunlara aykırı bir şekilde gıyabında veya yokluğunda hüküm verilmiş ve bu kişinin yukarıdaki hususlardan birine dayanarak tenfiz istemine karşı Türk mahkemesinde itiraz etmemiş olması” şarttır. Bu koşul, yabancı mahkeme ilamının tanınmasında da aranır (5718 s. MÖHUK md:58)....

    Bu şartlar, tenfi kararı verilebilmesi için bir nevi ön şart niteliği taşımaktadır.Yabancı mahkeme kararlarının Türk Hukukunda tenfizi için taşınmaları gereken ön koşullar, "Tenfiz kararı" başlığını taşıyan 50.maddede şöyle ifade edilmiştir. " Yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak verilmiş ve o devet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan ilamların Türkiye' de icra olunabilmesi yetkili Türk Mahkemeleri tarafından tenfiz kararı verilmesine bağlıdır." Somut olaydaki tenfizi istenen karar, yabancı mahkeme tarafından verilmiş olup eda hükmü içermekte ve Rusya Hukukuna göre 20/12/2018 tarihinde kesinleştiği yönünde apostilli şerh içeren bir karar olması itibariyle, kararın 50.maddedeki şartları taşıdığı anlaşılmaktadır.MÖHUK'un 50.maddesindeki şartları taşıyan bir yabancı ilam hakkında tenfiz talebiyle Türk Mahkemelerine başvurulması halinde, Türk Mahkemesi, yabancı ilamı aynı kanunun 54.madde hükmünde düzenlenen tenfiz şartları yönünden incelemek durumundadır....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; İlk derece mahkemesince toplanan deliller ile tüm dosya kapsamına göre, ileri sürülen istinaf nedenleri ve HMK 355/1 maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin yapılan inceleme sonucunda; Dava, yabancı mahkemece verilen vasi tayini kararının tanıması ve tenfizi istemine ilişkindir. 5718 sayılı MÖHUK’un 50. maddesi hükmüne göre, yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak verilmiş ve o devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan ilamların Türkiye’de icra olunabilmesi yetkili Türk mahkemesi tarafından tenfiz kararı verilmesine bağlıdır. Aynı Kanun'un 58. maddesinin 1. fıkrasına göre de, yabancı mahkeme ilamının kesin delil veya kesin hüküm olarak kabul edilebilmesi, yabancı ilamın tenfiz şartlarını taşıdığının mahkemece tespitine bağlanmıştır. 5718 Sayılı MÖHUK’un “Görev ve Yetki” başlıklı 51. Maddesinde; Tenfiz kararları hakkında görevli mahkemenin asliye mahkemesi olduğu düzenlenmiştir....

      ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2020/588 KARAR NO : 2021/761 DAVA : TANIMA VE TENFİZ DAVA TARİHİ : 23/07/2020 KARAR TARİHİ : 03/11/2021 Mahkememizde görülmekte olan Tanıma Ve Tenfiz davasında yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde;Müvekkil ---- davalı ----------- arasında mevcut olan ticari ilişki sebebiyle müvekkil tarafından ---- alacak davası açıldığını---- davasında mahkemece --- ile müvekkilinin alacak davasının kabul edildiğini, kararın 14/04/2019 tarihinde kesinleştiğini, ------ geçerli kılınması için ---kararının tanınması ve---- hükmolunmasına karar verilmesine talep ve dava etmiştir. CEVAP : Davalı şirkete usulüne uygun duruşma günü, dava dilekçesinin tebliğ edildiği, duruşmalara cevap verilmediğinden yargılamalara yokluklarında bakılıp karar verilmiştir....

        Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; MÖHUK'un tanıma ve tenfiz davalarında görev hususunu düzenleyen MÖHUK 51....

          Yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak verilmiş ve o Devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan kararların Türkiye’de icra olunabilmesi yetkili Türk Mahkemesi tarafından tenfiz kararı verilmesine bağlıdır (5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanun m.50). Bundan ayrı yabancı mahkeme ilamının kesin delil veya kesin hüküm olarak kabul edilebilmesi için, yabancı ilamın tenfiz koşullarını taşıdığının mahkemece tespiti gerekir (5718 s. MÖHUK. m.58). Tenfiz kararı sadece yenilik doğurucu (usuli) bir hükümdür. Türk Hukukuna göre, yabancı bir mahkeme hükmünün tenfiz edilebilmesi için, bu mahkeme hükmünün verildiği ülke hukukuna göre kesin ve icra edilebilir olması şarttır. Ancak, yabancı mahkeme hükmü Türkiye’de icra edilebilirlik gücüne sadece ve münhasıran Türk Hukukuna göre verilen bir tenfiz kararıyla sahip olabilir....

            Yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak alınmış ve kesinleşmiş ilamlar hakkında, yetkili mahkemenin tenfiz kararı verebilmesi için 5718 sayılı MÖHUK'nun 54/c maddesi uyarınca, hükmün kamu düzenine açıkça aykırı bulunmaması gereklidir. Kanunda kamu düzeni kavramının zamana ve yere göre değişebilen niteliği gereği bir tanımlama yapılmaktan kaçınılmış ve konunun hakimin takdirine bırakılması tercih edilmiş, ancak kamu düzenine aykırılığın "açıkça" olmasının aranmasıyla bu konuda takdir hakkı bulunan hakime bir sınırlama getirilmek istenmiştir. Bu düzenleme, Türk tenfiz hukukunda, kamu düzeni kavramının izin verdiği ölçüde, yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizi lehine bir eğilim bulunduğunu göstermektedir. Doktrinde de bu konuda hakime yardımcı olması bakımından bazı kriterler verilmiştir. Buna göre örneğin Türk tenfiz hakimi "kural olarak" yabancı mahkeme kararının doğruluğunu inceleyemez (revizion au fond yasağı)....

              Yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak alınmış ve kesinleşmiş ilamlar hakkında, yetkili mahkemenin tenfiz kararı verebilmesi için 5718 sayılı MÖHUK'nun 54/c maddesi uyarınca, hükmün kamu düzenine açıkça aykırı bulunmaması gereklidir. Kanunda kamu düzeni kavramının zamana ve yere göre değişebilen niteliği gereği bir tanımlama yapılmaktan kaçınılmış ve konunun hakimin takdirine bırakılması tercih edilmiş, ancak kamu düzenine aykırılığın "açıkça" olmasının aranmasıyla bu konuda takdir hakkı bulunan hakime bir sınırlama getirilmek istenmiştir. Bu düzenleme, Türk tenfiz hukukunda, kamu düzeni kavramının izin verdiği ölçüde, yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizi lehine bir eğilim bulunduğunu göstermektedir. Doktrinde de bu konuda hakime yardımcı olması bakımından bazı kriterler verilmiştir. Buna göre örneğin Türk tenfiz hakimi "kural olarak" yabancı mahkeme kararının doğruluğunu inceleyemez (revizion au fond yasağı)....

                Yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak alınmış ve kesinleşmiş ilamlar hakkında, yetkili mahkemenin tenfiz kararı verebilmesi için 5718 sayılı MÖHUK'nın 54/c maddesi uyarınca, hükmün kamu düzenine açıkça aykırı bulunmaması gereklidir. Kanunda kamu düzeni kavramının zamana ve yere göre değişebilen niteliği gereği bir tanımlama yapılmaktan kaçınılmış ve konunun hakimin takdirine bırakılması tercih edilmiş, ancak kamu düzenine aykırılığın "açıkça" olmasının aranmasıyla bu konuda takdir hakkı bulunan hakime bir sınırlama getirilmek istenmiştir. Bu düzenleme, Türk Tenfiz Hukukunda, kamu düzeni kavramının izin verdiği ölçüde, yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizi lehine bir eğilim bulunduğunu göstermektedir. Doktrinde de bu konuda hakime yardımcı olması bakımından bazı kriterler verilmiştir. Buna göre örneğin Türk tenfiz hakimi "kural olarak" yabancı mahkeme kararının doğruluğunu inceleyemez (revizion au fond yasağı)....

                  UYAP Entegrasyonu