Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 01/06/2015 gününde verilen dilekçe ile hakaret ve tehdit nedeni ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 22/02/2016 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava; hakaret ve tehdit nedeni ile manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

    "İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat Hüküm : Davanın reddi Davacının tazminat talebinin reddine ilişkin hüküm, davacı vekili ve mahalli Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Tazminat talebinin dayanağı olan Adana 1....

      Davalılar vekili cevap dilekçesinde, yargılama neticesinde manevi tazminat açısından herhangi bir eylemin oluşmadığının ispatlanacağını, davalı müvekkilleri aleyhine açılan ceza davası müvekkillerini yeterince hezimete uğrattığını, olayın bir mağduru var ise de o da müvekkilinin olduğunu, Mahkemece yapılacak yargılamada tazminat gerektirir herhangi bir eylemin olmadığı ortaya çıkacağını bu nedenle açılan davanın reddini savunmuştur....

      Bu hale göre boşanmaya sebep olan olaylarda eşine ve ailesine hakaret, küfür ve tehdit eden, eşinin ailesini evden kovan davalı-davacı erkek ile davalı-davacı eşinin ailesine soğuk davranan, eşinin ailesi ile görüşmek istemeyen, gelmeyin diye mesaj atan, tehdit eden ve sosyal medya hesabından eşi ve ailesine hakaret içerikli paylaşımda bulunan davacı-davalı kadın eşit kusurludur. Mahkemenin davacı-davalı kadını az, davalı-davacı erkeği ağır kusurlu bulması doğru olmamıştır. Boşanmaya sebep olan olaylarda eşit kusurlu olduğu anlaşılan davacı-davalı kadının maddi ve manevi tazminat isteklerinin reddi gerekirken yanlış kusur belirlemesine bağlı olarak kabulü doğru olmamış, buna mukabil boşanmaya sebep olan olaylarda eşit kusurlu olan davalı-davacı erkeğin maddi ve manevi tazminat isteklerinin reddi doğru olmuştur....

      in ölümü sebebiyle 3.000,00 TL, kardeşi ...'in ölümü sebebiyle 1.500,00 TL, kardeşi ... ...'in ölümü sebebiyle 1.500,00 TL manevi tazminatın; davacı ...'e babası ... ...'in ölümü sebebiyle 3.000,00 TL, kardeşi ...'in ölümü sebebiyle 1.500,00 TL, kardeşi ... ...'in ölümü sebebiyle 1.500,00 TL manevi tazminatın; davacı ...'e eşi ...'in ölümü sebebiyle 7.500,00 TL manevi tazminatın; davacı ...'e babası ...'in ölümü sebebiyle 4.000,00 TL manevi tazminatın; davacı ...'e babası ...'in ölümü sebebiyle 4.000,00 TL manevi tazminatın; davacı ...'in babası ...'in ölümü nedeniyle 4.000,00 TL manevi tazminatın; ...'e oğlu ... ...'in ölümü sebebiyle 3.000,00 TL manevi tazminatın ve ...'e kardeşi ... ...'...

        tazminat miktarı fahiş olduğunu, kişinin, yasanın kendisine tanıdığı hukuksal korumadan yararlanıp, dava açmak hakkı olduğunu, ancak bu hakkı kullanılırken yasanın izin verdiği ölçüler içinde kullanılması gerektiğini, bu anlamda kişilik hakkının ihlalinden doğan bir manevi tazminat talebinde, aslolan manevi zararı giderecek bir hukuksal mekanizmayı işletmek olduğunu, yoksa manevi tazminat bir zenginleşme nedeni olmadığını, Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarının da bu yönde olduğunu, manevi tazminatın gerçek bir tazminat niteliği olmadığı gibi takdir edilecek tazminat miktarı da özellikle mağdur için zenginleşecek miktarda olmaması gerektiğini, davacı tarafından talep edilen 40.000,00 TL manevi tazminat miktarının, zenginleşme amacı güden kabul edilmez nitelikte fahiş bir miktar olduğunu, manevi tazminat talep edilirken fazlaya ilişkin hakların saklı tutulamayacağını, karşı tarafın bu yöndeki talebinin gereksiz ve hukuka aykırı olduğunu, iş bu davanın esastan tümüyle reddine, yargılama gideri...

        Davacı vekili, davalıların davacıyı hakaret ederek kemik kırığı oluşturacak şekilde yaraladıklarını, eylemler sebebiyle davacının çalışamadığını ve burun kırığı sebebiyle ameliyat olması gerektiğini belirterek yaralanma eylemi sebebiyle oluşan geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı ile manevi tazminat istemlerinde bulunmuştur. Davalılar vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile alınan bilirkişi raporu doğrultusunda maddi tazminata ve 1.000,00 TL manevi tazminata hükmetmiştir. Borçlar Kanunu 47. maddesi (TBK md.56) hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir....

          Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Somut olayda; olay tarihi, olayların gelişimi, tarafların durumu, kullanılan ifadeler ve yukarıda belirtilen ilkeler gözetildiğinde, davacı yararına takdir olunan manevi tazminat miktarı fazladır. Daha alt düzeyde manevi tazminat takdir edilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir....

            Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291- 370) Yukarıda belirtilen manevi tazminat kriterleri,davacının tespit edilen sosyal ve ekonomik durumuna, olayın oluş şekli dikkate alındığında, manevi tazminatın fazla olduğu, manevi tazminatın 10.000 TL üzerinden kısmen kabulünün gerektiğinin dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olacağı bu itibarla davalı vekilinin istinaf itirazlarının yerinde olduğu,davacının tüm itirazlarının yersiz anlaşılmıştır. HMK'nin 355. maddesinde, “İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır....

            ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 15/02/2022 NUMARASI : 2021/467 ESAS, 2022/84 KARAR DAVA KONUSU : Tazminat (Manevi Tazminat) KARAR : İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin boşanma aşamasında olduğu eşi Hakan Özbay'ın dayısı davalı tarafından tehdit edildiğini, müvekkilinin babasını arayarak kadın cinayetlerini kastederek tehdit içeren söylemlerde bulunduğunu, müvekkilinin kişilik haklarına saldırı niteliğinde tehdit eylemi gerçekleştirdiğini, müvekkilinin manevi olarak yıprandığını, bu nedenle 4.000,00TL manevi tazminatın haksız fiil tarihi olan 10.09.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

            UYAP Entegrasyonu