WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

TMK'nın 186/3. maddesinde; "eşlerin birliğin giderlerine güçleri oranında katılacağı" ifade edilmiş, 197/2. maddesinde de; "birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır." denilmiştir. Tedbir nafakasının niteliği ve yasal düzenleme gereği davalı (erkek) evlilik birliğinin giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır. (TMK.186/son) Somut olayda; davacı, ayrı yaşamakta haklılık iddiasına dayalı olarak kendisi ve müşterek çocuk için tedbir nafakası istemektedir. Toplanan delillere ve tanık beyanlarına göre; davacının ayrı yaşamakta haklı olduğu anlaşıldığından, davacı ve müşterek çocuk lehine tedbir nafakası takdir edilmesinde bir yanlışlık yoktur....

ile müşterek çocuklar ve kadın lehine, tedbir nafakasına hükmedilmesinde usul ve esas yönünden herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı gibi, hükmedilen tedbir nafakası miktarlarının da yerinde olduğu anlaşılmakla, erkek vekilinin tedbir nafakasına yönelik istinaf başvurusunun da esastan reddi yönünde karar verilmesi gerektiği kanaat ve düşüncesi ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

Bu itibarla davacı eşin ayrı yaşamakta ve nafaka istemekte haklı olduğu kanaatine varılmış, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, davacı ve müşterek çocuk Büşra Şahin'in ihtiyaçları, paranın satın alma gücü, genel ekonomik esaslar ile hak ve nesafet ilkeleri nazara alınarak ve TMK'nun 4. maddesi birlikte dikkate alınarak, davanın kısmen kabulü ile davacı ve müşterek çocuk Büşra Şahin lehine uygun bir tedbir nafakasına karar vermek gerekmiştir. Tarafların 10/04/2001 d.lu müşterek çocuğu Kübra Nur için tedbir nafakası talebinin çocuğun dava tarihi itibariyle reşit olması nedeniyle aktif husumet yokluğundan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur." şeklindeki gerekçe ile "1- Davanın KISMEN KABULÜ ile, dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere davacı için aylık 300,00.-TL, müşterek çocuk Büşra Şahin için aylık 350,00.-TL olmak üzere aylık toplam 650,00....

ve dava etmiştir....

-TL tedbir nafakası ödediği, üniversitede okuyan kızının masraflarını karşıladığı, yalnız yaşadığı, 2001 model opel astra marka araç ile Antalya Aksu Topallı mahallesinde 300 m² bahçe ve Sakarya Akyazı Taşburun mahallesinde 750 m² bahçesi bulunduğu, lisans mezunu olduğu, 43 yaşında olduğu, evli olduğu, fiziksel engelinin olmadığının tespit edilerek bildirilmiş olduğu görülmüştür. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 328/1.maddesi "Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder."...

-TL ile yaşayabilmesi ve üniversite eğitiminin devam edebilmesinın olanaksız olduğunu, müvekkilinin okulunun pandemi nedeniyle kapalı olduğu için ve pandemi süresince müşterek konutta annesi ile birlikte kaldığı için çok zor şartlarda da olsa idare ettiğini, bu durumun daha fazla sürdürülebilmesinin imkansız olduğunu, pandemi nedeniyle kapalı olan üniversiteler ve yurtların açıldığını, davacının acil olarak düzenli bir gelire ihtiyacı bulunduğunu, tüm bu nedenlerle iş bu davası açmak zorunda kaldıklarını belirterek, davanın kabulüne karar verilerek aylık 2.500,00.-TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalıya usulüne uygun olarak davetiye tebliğ edilmiş olup, davalı süresi içinde yazılı beyanda bulunmamıştır....

-TL ile yaşayabilmesi ve üniversite eğitiminin devam edebilmesinın olanaksız olduğunu, müvekkilinin okulunun pandemi nedeniyle kapalı olduğu için ve pandemi süresince müşterek konutta annesi ile birlikte kaldığı için çok zor şartlarda da olsa idare ettiğini, bu durumun daha fazla sürdürülebilmesinin imkansız olduğunu, pandemi nedeniyle kapalı olan üniversiteler ve yurtların açıldığını, davacının acil olarak düzenli bir gelire ihtiyacı bulunduğunu, tüm bu nedenlerle iş bu davası açmak zorunda kaldıklarını belirterek, davanın kabulüne karar verilerek aylık 2.500,00.-TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalıya usulüne uygun olarak davetiye tebliğ edilmiş olup, davalı süresi içinde yazılı beyanda bulunmamıştır....

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Tutuklu olarak Ceza İnfaz Kurumu'nda bulunan davalının ADLİ YARDIM TALEBİNİN KABULÜNE, Anlaşmalı boşanma yönünden oluşan karar kesinleşinceye kadar, eşlerin bu yöndeki irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Anlaşmanın bozulması ile anlaşmalı boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir. Böyle bir durumda, davaya “çekişmeli boşanma” (TMK md.166/1,2) olarak devam edilmesi, buna bağlı olarak da mahkemece, taraflara iddia ve savunmalarının dayanağı bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini içeren beyan ile iddia ve savunmanın dayanağı olarak ileri sürülen her bir vakıanın ispatını sağlayacak delillerini sunmak ve dilekçelerin karşılıklı verilmesini sağlamak üzere süre verilip ön inceleme yapılarak tahkikata geçildikten sonra usulüne uygun şekilde gösterilen deliller toplanarak gerçekleşecek sonucu uyarınca karar verilmesi gerekmektedir....

BANKASI EMEKLİ VE SOSYAL YARDIM SANDIĞI İŞTİRAKÇİSİ OLARAK EMEKLİYE AYRILAN VE BU SANDIKTAN SOSYAL YARDIM ZAMMI ALAN DAVACIYA, İDAREDE GÖREV ALMASI NEDENİYLE YAKACAK YARDIMI YÖNETMELİĞİNE GÖRE ÖDENEN YAKACAK YARDIMININ MÜKERRER ÖDEME SAYILAMAYACAĞI HK. Dava, Aralık 1979 ile Mayıs 1982 tarihleri arasında davacıya ödenen yakacak yardımının maaşından kesilemk suretiyle istirdadı ve Haziran 1982 tarihinden itibaren ödenmesi yolundaki işlemin iptali istemiyle açılmıştır. İdare Mahkemesi kararıyla, dava dosyasının incelenmesinden, davacının 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun geçici 20.maddesine göre ......

    AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 27/01/2022 NUMARASI : 2021/321 ESAS, 2022/43 KARAR DAVA KONUSU : KATILIM NAFAKASI KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen kararına karşı, davacı vekili tarafından tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353.madde uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA, SAVUNMA İLE YARGILAMA SÜRECİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2020 yılında boşandıklarını, kararın kesinleşmesinden itibaren, henüz bir yıl dolmadığını ancak davacı müvekkilinin yoksulluğa düştüğünü, müvekkilinin kronik hastalığı olup halen tedavisinin devam ettiğini, bu nedenle halihazırda çalışmasının mümkün olmadığını, yeniden evlenme imkanın ise yaşı itibariyle mümkün olmadığını belirterek, dava tarihinden itibaren aylık 1000 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesini talep etmiştir....

    UYAP Entegrasyonu