WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Buna göre ilk derece mahkemesince davacının talebinden daha fazla miktarda tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmesi doğru bulunmadığından davalının istinaf başvurusunun bu yönde kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur....

FERAGATİŞTİRAK NAFAKASI 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 182 ] 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 183 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği düşünüldü. Davada, 2008 yılında boşandığı ve 1992-1993 ve 2002 doğumlu müşterek çocukların velayetinin kendisine verildiğini ileri sürerek davalıdan aylık 250,00'şer TL iştirak nafakasının tahsili istenilmiştir. Mahkemece, davacı annenin boşanma davasında duruşmada kendisi ve çocuklar için nafaka istemediğini beyan edip imzaladığı belirtilerek, kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir....

    Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, "Yapılan yargılamada toplanılan delillere, müşterek çocuğun beyanlarına, tarafların ESA'larına, dosya içine alınan tarafların ayrı ayrı nüfus kayıtlarına, tarafların belirlenen mali ve içtimai durumlarına, çocuğun eğitimi ile yaşına ve sağlık koşullarına göre Dava tarihinden itibaren geçerli olmak ve müşterek çocuğun reşit olduğu tarihte sona ermek kaydıyla aylık 700,00- TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair isteğin reddine dair karar verilmesi gerektiği kabul edilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur." gerekçesiyle "Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, Dava tarihinden itibaren geçerli olmak ve müşterek çocuğun reşit olduğu tarihte sona ermek kaydıyla aylık 700,00- TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair isteğin reddine," karar verilmiştir. Davalı, davanın kabulü ve nafaka miktarı yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur....

    Her ne kadar davalı vekili tarafından yerel mahkeme kararına karşı hükmedilen iştirak nafakası miktarının yüksek olduğu ve nafakanın 1.500 TL olarak hükmedilmesi yönünde istinaf başvurusunda bulunulmuş ise de, dosya üzerinde yapılan incelemede, yerel mahkemece yapılan yargılama ve toplanan deliller neticesinde; tarafların tespit olunan ekonomik ve sosyal durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, müşterek çocuğun yaşı ve ihtiyaçları, üniversite sınavlarına hazırlık aşamasında bulunması ve eğitim ihtiyaçları ile hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak müşterek çocuk yararına aylık 2.500 TL iştirak nafakasına ve ÜFE artışı uygulanmasına karar verilmesinde usul ve esas yönünden herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf başvurusunun tüm yönlerden esastan reddi yönünde karar verilmesi gerektiği kanaat ve düşüncesiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; Kocaeli 1....

    Davacı anne vekili tarafından yerel mahkeme kararına karşı kararın usul ve yasaya aykırı olduğu, hükmedilen iştirak nafakası miktarının düşük olduğu yönünde istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmakla, dosya üzerinde yapılan incelemede; her ne kadar yerel mahkemece, davanın kısmen kabulü ile müşterek çocuk için1.000 TL tedbir/iştirak nafakasına hükmedilmiş ise de; yerel mahkemece tarafların tespit olunan ekonomik ve sosyal durumları, çocuğun yaşı ve ihtiyaçları, paranın satın alma gücü ve hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında müşterek çocuk için hükmedilen iştirak nafakası miktarının az olduğu anlaşılmakla, davacı anne vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve yeniden hüküm kurularak müşterek çocuk lehine hakkaniyete uygun oranda iştirak nafakasına hükmedilmesi gerektiği kanaat ve düşüncesiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

    DOLANDIRICILIKBANKADA DÖVİZ BOZDURMAK İSTEYEN ŞİKAYETÇİYE YARDIM EDECEĞİNİ SÖYLEYİP, PARALARI ALIP KAÇMAK "İçtihat Metni"Dosya incelenerek gereği düşünüldü; Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır....

      Anılan sebeple, davacının temyize ilişkin yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığı yönünde kanaat oluşmadığından ADLİ YARDIM talebinin 6100 sayılı Kanun'un 337/2. maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Davacı tarafın adli yardım talebinin REDDİNE, peşin alınması gereken temyiz başvuru ve karar harcının kanunda öngörülen yedi günlük kesin süre içinde ödenmesi, aksi halde temyiz başvurusundan vazgeçilmiş sayılacağı konusunda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 434. maddesi uyarınca davacı tarafa muhtıra çıkartılarak kanuni süre beklendikten sonra gönderilmesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 29.09.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

        AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 27/04/2022 NUMARASI : 2020/1017 ESAS, 2022/606 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma KARAR : İlk derece mahkemesince verilen karara davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuş, dosya istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmiş olup, ön inceleme aşaması tamamlandıktan ve incelemenin duruşma yapılmadan karar verilmesi mümkün bulunan hallerden olduğu anlaşıldıktan sonra duruşmasız olarak yapılan inceleme neticesinde; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : İDDİA Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, müşterek çocukların velayetinin müvekkiline bırakılmasına, müşterek çocuklar yararına 500,00’er TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 10.000,00 TL maddi ve 5.000,00 TL manevi tazminata, mal rejiminin tasfiyesi ile şimdilik 1.000,00 TL alacağa karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

        Davalı cevap dilekçesinde ve yargılama sırasında alınan beyanında özetle; iki çocukları olduğunu, eşini ve çocuklarını sevdiğini, %42 engelli raporunun olduğunu, çalışamayacak durumda olduğunu, devletten aylık 120,00 TL yardım aldığını, kendisinin yaşlı annesi ve ablası ile kaldığını, kendisini eve istemediklerini, müşterek çocukların velayetlerini talep ettiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

        TMK'nın 186/3. maddesinde; "eşlerin birliğin giderlerine güçleri oranında katılacağı" ifade edilmiş, 197/2. maddesinde de; "birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır." denilmiştir. Tedbir nafakasının niteliği ve yasal düzenleme gereği davalı (koca) evlilik birliğinin giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır. (TMK.186/son) Toplanan delillere ve tanık beyanlarına göre; davacının ayrı yaşamakta haklı olduğu anlaşıldığından, davacı ve müşterek çocuk lehine tedbir nafakası takdir edilmesinde bir yanlışlık yoktur. Ancak tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı kadın ve müşterek çocuk lehine takdir edilen tedbir nafakası fazladır....

        UYAP Entegrasyonu