, dolayısıyla davacı tarafın sahtelik iddiasına dayalı olarak HMK 208-209 maddeleri kapsamında da istediği ihtiyati tedbir talebi yönünden herhangi bir inceleme, değerlendirme yapılmadığı ve olumlu ya da olumsuz bir karar verilmediği anlaşılmıştır....
Davalının talebi üzerine elektriğin kesilmemesi, kesilmiş ise açılması yönünde %10 teminat karşılığında mahkemenin verdiği 22.10.2020 tarihli ihtiyati tedbir kararına karşı davacı tarafın süresinde yaptığı itiraz 5.1.2021 tarihli ara karar ile reddedilmiştir. Davacı kurumun, dava dosyasına sunmuş olduğu tahakkuk belgelerinden HMK'nın 389 ve devamı maddeleri gereğince ihtiyati tedbir verilmesi için lazım gelen yaklaşık ispat koşulunun oluşmadığı açıktır. Ayrıca davalının aboneliği de bulunmamaktadır. İş bu gerekçeyle mahkemece HMK'nın 389 vd. maddelerine aykırı olacak şekilde tedbir kararı verilmesi usule aykırıdır....
T4 KARAR TARİHİ : 20/09/2022 Davacı vekilinin istinaf başvuru talebi üzerine dairemize gelen dosya incelendi; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Mahkemece 12/05/2022 tarihli tensip ara kararı ile; dava değeri, taraflar arasındaki menfaatler dengesinin, ihtiyati tedbir kararı verilmesi için gerekli yaklaşık ispat koşulunun sağlanamaması gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebi reddedilmiştir. HMK'nun 353 maddesine göre dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; Davacı tarafın dava değerini 100,00 TL olarak gösterdiği dava sırasında uyuşmazlık konusu 9.546,19 TL'lik borcun tahsilini önlemek ve bu borç nedeniyle elektrik enerjisinin kesilmemesi konusunda ihtiyati tedbir talebinde bulunmuş ve mahkemece talep ihtiyati tedbir verilebilme şartlarını taşımadığı gerekçesiyle reddedilmiştir....
Karar müdahil Yapı Kredi Bankası A.Ş. vekilince bu kez, İİK'nın 179/A maddesi uyarınca iflasın ertelenmesi kararı verilmeden tedbir kararı verilemeyeceği ve mahkemece davanın esasını çözümleyecek biçimde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği gerekçesiyle temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle Dairemizin 01.04.2013 tarih ve 1920 esas 2047 karar sayılı ilamında açıklandığı üzere; iflasın ertelenmesi talebi üzerine mahkeme erteleme kararı vermeden önce İİK'nın “erteleme tedbirleri” başlıklı 179/a bendi uyarınca, şirketin malvarlığının korunması için gerekli diğer önlemleri alır. Kural olarak, mahkemenin ihtiyati tedbir yoluyla icra ve iflas takiplerini yargılamanın sonuna kadar durdurabileceği veya aynı süre zarfında yeni takip yapılmasını yasaklayabileceği doktrin tarafından da kabul edilmekle müdahil vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir....
Mahkemece talep eden tarafından açılan menfi tespit davasının red olduğu ve kesinleştiği, bu durumda tedbir kararının devamında hukuki yarar kalmadığı gerekçesiyle tedbirin kaldırılmasına karar verilmiş, karar davalı vekilince temyiz edilmiştir. Talep eden tarafından 10.09.2001 tarihinde davalı aleyhine açılan 2001/449 esas sayılı menfi tespit davası 26.11.2002 tarihli karar ile red edilmiştir. İİK.nun 72/4.maddesi “dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kendiliğinden kalkar” hükmünü içermektedir. Bu durumda açılan menfi tespit davasında borçlunun talebi üzerine verilen tedbir kararı artık yeni bir karara ihtiyaç olmadan kendiliğinden kalkmıştır. Hal böyle olunca ihtiyati tedbir kararını isteyen borçlu davanın reddinden sonra tedbir kararının kaldırılmasını isteyemez ve bu yönde hukuki yararı da bulunmamaktadır. Mahkemece istemin reddi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir....
İstinafa konu ihtiyati tedbir talebi davanın esasına ilişkin olup, yargılamayı gerektirdiği, yargılamayı gerektiren konuda ve nihai hüküm etkisini doğuracak mahiyette ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği gibi, 5510 sayılı Kanunun 88. maddesinin 19. fıkrasında iş mahkemesine başvurulmasının alacakların tahsilini durdurmayacağı düzenlemesi karşısında ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği de gözetilerek, istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince ihtiyati tedbir talebi hakkında yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda, "...Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 389/1. maddesi "Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir." hükmünü içermektedir.Davacı tarafça, davalı tarafın şirket hisselerini devretme, şirketin mallarını devretme, şirketi borç altına sokacak işlemler yapma riskinin bulunduğu iddiasıyla ihtiyati tedbir talebinde bulunduğu anlaşılmaktadır....
Aile Mahkemesi TARİHİ : 18/12/2014 NUMARASI : 2013/8-2014/931 Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından, her iki davada verilen ret kararı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacının boşanma davasına yönelik temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacının tedbir nafakasının kaldırılması davası yönünden temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Davacı, dava dilekçesinde, davalı kadına Aydın Aile Mahkemesinin 2011/528 sayılı ilamıyla bağlanan tedbir nafakasının kaldırılmasını da talep etmiştir. Bu talep boşanmanın fer'i niteliğinde olmayıp ayrıca nispi harca tabidir. Davanın açılması sırasında yatırılan başvuru harcı bu talebi de kapsar....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tedbir Nafakası-Tasarruf Yetkisinin Sınırlandırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı kadın tarafından nafaka miktarı yönünden, davalı erkek tarafından ise kabul edilen tasarruf yetkisinin sınırlandırılması talebi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı kadının temyiz itirazlarının incelenmesinde; Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı kadın yararına takdir edilen tedbir nafakası azdır. Mahkemece Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir....
Sermaye artışına ilişkin genel kurul kararının yürütülmesinin geri bırakılmasına yönelik dava dilekçesinde yer alan ihtiyati tedbir talebi mahkemece yaklaşık ispat koşulunun yerine getirilmediği gerekçesiyle reddine karar verilmiş, anılan karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmamıştır. Dosya içerisinde dava konusu genel kurul toplantı tutanağı, hazirun cetveli, Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/552 Esas sayılı dosya sureti yer almaktadır. Somut hali ile davacı yan işbu davadaki haklılığını yaklaşık olarak ispata ilişkin ihtiyati tedbir koşulunu gerçekleştirmemiştir. Hal böyle olunca, mahkemece ihtiyati tedbire ilişkin yaklaşık ispat koşulunun oluşmadığı gözetilerek sermaye artışının durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir talebi hakkında yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik görülmemiştir....