İlk hüküm, davacı-davalı (kadın)'ın tedbir nafakası isteğinin reddi gerektiğinden bahisle bozulmuştur. Bozma davacı-davalı (kadın) yararına hükmedilen tedbir nafakasına münhasırdır. Boşanma davası sırasındaki tedbir nafakası taleplerinin reddi halinde talep eden vekalet ücretiyle sorumlu tutulamaz. Bu husus nazara alınmadan, bozmadan sonra davalı-davacı lehine yeniden vekalet ücreti takdiri doğru görülmemiştir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün vekalet ücretiyle İlgili bölümünün düzeltilerek onanması gerekmiştir (HUMK m.438/7)....
Davacı-davalı erkek tarafından açılan asıl dava TMK'nın 166/1. maddesi uyarınca boşanma davası, davalı-davacı kadın tarafından açılan karşı dava TMK'nın 161. maddesi uyarınca, olmazsa 166/1. maddesi uyarınca terditli olarak açılan boşanma davası ile ziynet alacağı davası, davalı-davacı kadın tarafından açılan birleşen davalardan biri TMK'nın 197. maddesi uyarınca açılan tedbir nafakası ve tedbiren velâyet davası, diğer birleşen dava ise TMK'nın 162. maddesi uyarınca açılmakla birlikte, cevaba cevap dilekçesi ile terditli olarak TMK'nın 166/1. maddesi uyarınca boşanma talebi eklenmiş boşanma davası niteliğindedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından, kadının açtığı boşanma davası, kusur belirlemesi, kadın yararına takdir edilen tedbir nafakası ve tazminatlar yönünden; davalı-karşı davacı kadın tarafından ise, erkeğin açtığı boşanma davası, kusur belirlemesi, tedbir nafakası ve tazminatların miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı-karşı davalı ... ve davalı-karşı davacı ..., 02.01.2017 tarihli dilekçeleriyle davalarından feragat ettiklerini bildirdiklerinden, bu husus gözetilerek bir karar verilmek üzere hükmün her iki boşanma davası yönünden bozulması gerekmiştir....
Mahkemece; boşanma davası sırasında davacı ve çocuk lehine sadece tedbir nafakasına hükmedildiği, bunun dışında davacının herhangi bir nafaka talebinin olmadığı, mahkemece de nafakaya hükmedilmediği, verilen boşanma kararının 26.05.2006 da kesinleştiği, bu tarihten itibaren bir yıldan fazla sürenin geçtiği, bu nedenle davacının kendi adına nafaka istemesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle yoksulluk nafakası bakımından davanın reddine, iştirak nafakası yönünden ise davanın kısmen kabulüyle 375 TL nafakanın davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.Dava dilekçesinde boşanma davası sırasında hükmedilen tedbir nafakasının artırılmasına karar verilmesi istenilmiş ise de ; boşanma davasının fer'i niteliğinde olan tedbir nafakası boşanma kararının kesinleşmesi ile sona erdiğinden davadaki istem boşanmanın kesinleşmesinden sonraki yoksulluk ve iştirak nafakası talebi olarak kabul edilmesi gerekmektedir....
DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı erkek tarafından; her iki boşanma davası ve fer'ileri ile araç üzerine ihtiyati tedbir kararı verilmesi yönünden, davacı-karşı davalı kadın tarafından ise vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Mahkemece davacı-karşı davalı kadının boşanma davası kabul edilmiş, davalı-karşı davacı erkeğin boşanma davası hakkında ise hüküm kurulmamıştır. Karşılıklı dava açılması durumunda mahkemece davaların her biri hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması gerekir. Açıklanan nedenlerle davalı-karşı davacı erkeğin boşanma davası hakkında da olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulması gerekirken, bu yönün gözetilmemesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....
DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Alacak Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-karşı davacı her üç dava ve fer'ileri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı-davacı vekili Av. ... 11.04.2016 tarihli dilekçesiyle davacı-davalı erkeğin açtığı davada verilen boşanma kararına yönelik temyiz isteminden feragat ettiğini bildirdiğinden temyiz dilekçesinin erkeğin açtığı davada verilen boşanma kararı yönünden reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Davalı-davacı vekili Av. ... 11.04.2016 tarihli dilekçesiyle açtıkları ve reddedilen boşanma davası, reddine karar verilen tedbir ve yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat talepleri ile ziynete dayalı alacak davasından feragat ettiğini bildirdiğinden, bu husus gözetilerek bir karar verilmek üzere hükmün davalı-davacı kadının açtığı ve reddedilen boşanma davası, reddine karar verilen tedbir ve yoksulluk nafakası, maddi...
Verilen kararın davacı - karşı davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 06/04/2023 tarih, 2023/921 Esas 2023/941 Karar sayılı ilamı ile " tarafların 14/08/2004 tarihinde evlendikleri, 02/02/2023 tarihinde açılan boşanma davasının halen derdest olduğu, davacının aynı zamanda mal rejiminin tasfiyesini talep ettiği, davacının bir kısım ihtiyati tedbir isteğinin kabul edildiği, buna göre davalının taşınmazı üzerine ihtiyati tedbir konulduğu, davacı tarafın taşınmaza ilişkin ihtiyati tedbir isteğinin reddi ara kararına yönelik istinaf talebinde bulunduğu, ihtiyati tedbir kararı ile güdülen amaç, ölçülülük ve hakkaniyet ilkesi birlikte gözetildiğinde bu aşamada tedbir talebinin kısmen reddi ara kararının yerinde olduğu, durum ve koşulların değiştiğinin sabit olması halinde yeniden talepte bulunulmasının her zaman mümkün olduğu da anlaşıldığından, mahkemece davacının diğer taşınmazlar, banka hesapları ve araçlar üzerine ihtiyati tedbir konulması isteğinin reddine karar verilmesinde...
Bentteki çocuklar lehine hükmedilen tedbir nafakası hükmünün 6- a bendi olarak, 7....
B- Davalı-davacı erkeğin birleşen evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davasının ilk derece mahkemesince kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velayeti anneye verilerek baba ile kişisel ilişki kurulmasına, erkek lehine 2000 TL manevi tazminata, ortak çocuk lehine 200 TL tedbir- iştirak nafakasına, kadın lehine 175 TL tedbir nafakasına, erkeğin maddi tazminat, kadının yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş, ilk derece mahkemesince verilen 08.11.2016 tarihli bu karar davacı-davalı ... tarafından; tedbir nafakalarının miktarları, boşanma davası, kusur belirlemesi ve feriler yönünden istinaf edilmiş, bölge adliye mahkemesi tarafından kadının sadece kusur tespitine yönelik istinaf başvurusu kabul edilmiş ve fakat ilk derece mahkemesinin birleşen boşanma davası ve ferilere yönelik hükmü kaldırılarak yeniden hüküm kurulmuştur....
Yukarıda belirtilen maddelerde açıklandığı üzere yoksulluk nafakası boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren hüküm ifade eder. Mahkemenin boşanma davası sırasında veya hüküm ile davalı eş lehine hüküm altına aldığı nafaka hukuki mahiyeti itibariyle TMK'nun 169.maddesinde ifadesini bulan tedbir nafakasıdır. Bu niteliği itibariyle tedbir nafakasının değiştirilmesi ya da kaldırılmasına ilişkin istemler boşanma davasına bakan mahkemece veya karar verilmişse temyiz incelemesini yapan Yargıtay'ın ilgili dairesince incelenip karara bağlanır.Bilindiği üzere; bir davada maddi olguları ileri sürüp kanıtlamak taraflara, buna uygun olarak da uygulanacak yasa maddelerini bulmak, olayın hukuki nitelendirmesini yapmak ve uygulamak görevi hâkime aittir (HUMK md. 76, HMK md. 33).Somut olayda, dava tarihi itibariyle kaldırılması istenen nafaka tedbir nafakasıdır. Zira, boşanma ilamı henüz kesinleşmemiş durumdadır....