Ne var ki önlem alınmasını isteyen taraf, bu önlemlerin daha sonraki bir tarihten geçeli olacak şekilde alınmasını istemiş ise talep tarihinden veya boşanma davasına rağmen bu tarafın geçimini diğer taraf sağlamaya devam ediyor ise buna son verildiği tarihten geçerli olacak şekilde tedbir nafakası tayin edilmesi mümkündür. Davalı, 20.10.2010 tarihli cevap dilekçesinde “beş aydır ailesinin yanında sığıntı olarak yaşadığını” bildirmiş ve lehine tedbir nafakasına hükmedilmesini istemiştir. Dava sırasında kısa süreli eve dönmüş olması bu dönemde geçimini kocanın sağladığı belli olmadıkça tedbir nafakasının yeniden ayrıldığı tarihten geçerli olacak şekilde tayin edilmesini gerektirmez. Bu bakımdan davalı yararına dava tarihinden geçerli olacak şekilde tedbir nafakası tayini gerekir....
Davacı vekili dava dilekçesinde, davalının başka kadınla yaşadığını bu nedenle ayrı yaşadıklarını, ayrıca davalının açtığı boşanma davasının reddedildiğini belirterek davacı kadın için 200 TL, çocuk için 200 TL tedbir nafakasının davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı cevabında, davacı kadının ayrı yaşadığını beyan etmiştir. Mahkemece; davacı kadının davalı ile birlikte yaşamasının imkansız olması halinde boşanma davası açması gerektiğinden ve boşanma davası açmayan kadının ayrı yaşamada haklı olmadığından bahisle tedbir nafakası talebinin reddine, çocuk için 200 TL tedbir nafakasının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hükmü davacı vekili temyiz etmiştir. TMK'nun 197.maddesine göre, "Eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir....
Öyleyse kadının davasının da kabulü ile boşanmaya karar verilecek yerde davasının reddi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. 3-Mahkemece davacı-davalı kadın lehine Türk Medeni Kanununun 169. maddesi uyarınca yargılama devam ederken 400 TL. tedbir nafakasına hükmedilmiş, 28.05.2013 tarihinde ise hükmedilen tedbir nafakası 200 TL'ye indirilmiştir. Nihai karar ile de kadın kusurlu olduğu gerekçesi ile ara karar ile hükmedilen tedbir nafakasının kaldırılmasına karar verilmiştir. Boşanma davası açılmakla, eşlerin ayrı yaşama ve nafaka isteme hakkı doğar ve istek olmasa bile davanın devamı süresince gerekli tedbirlerin davaya bakan hakim tarafından kendiliğinden (re'sen) alınması gereklidir (TMK. md. 169). Lehine tedbir nafakasına hükmedilen veya tedbir nafakası talep eden tarafın muhakeme sırasında belirlenen kusuru Türk Medeni Kanununun 169. maddesindeki nafaka tedbirinin alınmasına engel değildir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından, boşanma davasının reddi ve tedbir nafakasının süresi yönünden, davalı tarafından, boşanma davasının reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle tedbir nafakasının boşanma reddi kararının kesinleştiği tarihe kadar devam edeceğinin tabi bulunmasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edenlere yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 123.60'ar TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma -Tedbir Nafakası Taraflar arasındaki "boşanma" ve "tedbir nafakası" davalarının birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, taraflarca her iki dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle boşanma davalarında anlaşmalı boşanma (TMK.md.166/3) koşulları oluşmadıkça, davalının davayı kabulünün (TMK.md.184/3) sonuç doğurmayacağının anlaşılmasına göre tarafların yerinde bulunmayan temyiz isteklerinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine peşin alınan harcın mahsubuna ve 103.50'şer TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma (İhtiyati Tedbir) Taraflar arasındaki boşanma davasınnı yapılan muhakemesi sırasında verilen ihtiyati tedbir kararının temyizen incelenmesi aleyhine ihtiyati tedbir istenen davalı tarafından istenilmekle tedbire ilişkin evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Taraf vekillerinin huzurunda, 27.12.2012 tarihli oturumda, talep konusu otonun davacıya teslimine tedbiren karar verilmiştir. İhtiyati tedbirin uygulanması sırasında karşı taraf hazır bulunuyorsa, tedbirin uygulanmasından itibaren, hazır bulunmuyorsa, tedbirin uygulanmasına ilişkin tutanağın tebliğinden itibaren bir hafta içinde, ihtiyati tedbirin şartlarına, mahkemenin yetkisine ve teminata ilişkin olarak kararı veren mahkemeye itiraz edebilir. İtiraz üzerine mahkeme, tedbir kararını değiştirebilir veya kaldırabilir. İtiraz hakkında verilen karara karşı, kanun yoluna başvurabilir (HMK., md. 394)....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Tedbir Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından; tedbir nafakasının miktarı ve lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle davacı-karşı davalı kadın lehine hükmedilen tedbir nafakasının erkeğin birleşen boşanma davasında Türk Medeni Kanunu'nun 169. maddesi uyarınca hükmedilen tedbir nafakası niteliğinde olduğu, davacı-karşı davalı kadının tedbir nafakası davasının ise kadının ayrı yaşama hakkı bulunmadığı gerekçesiyle reddedildiği, bu nedenle Türk Medeni Kanunu'nun 197. maddesine dayalı bağımsız tedbir nafakası davası reddedilen davacı-karşı davalı kadın yararına vekalet ücretine hükmedilmemesinde bir isabetsizlik...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece; asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulü ile tarafların TMK'nun 161/1 maddesi uyarınca boşanmalarına, müşterek çocukların velayetinin anneye verilmesine, davacı kadın için aylık 450 TL tedbir-yoksuklluk nafakasının, müşterek çocuklar için aylık ayrı ayrı 400'er TL tedbir-iştirak nafakasının, 40.000 TL manevi tazminatın davalı erkekten tahsili ile davacı kadına verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. GEREKÇE : Asıl dava TMK 166/1 maddesi uyarınca boşanma, birleşen dava ise zina nedeniyle boşanma davasıdır....
İcra Müdürlüğü'nün 2016/2355 esas sayılı dosyasındaki dayanak ilamda davacı boşanma davası açılması sebebi ile ayrı yaşama hakkına dayanmamış, boşanma davasından önce haklı sebeplerle ayrı yaşama hakkına dayanarak tedbir nafakası isteminde bulunmuştur. TMK'nın 197. maddesi uyarınca ayrı yaşamakta haklılık nedeninden kaynaklanan bağımsız tedbir nafakası davası kabul edilerek tedbir nafakasına hükmedilmiştir. Bu ilam TMK'nın 169. maddesi gereğince verilmiş tedbir niteliği taşımadığı için anılan ilamdaki tedbir nafakasının boşanma ilamının kesinleşmesi ile yoksulluk/iştirak nafakasına dönüşmesi de söz konusu değildir. Bu nafakanın hüküm altına alınmasından sonra boşanma ilamının kesinleşmesi ise tedbir nafakasına ilişkin anılan ilamı bertaraf etmez. Davacı tarafça Zonguldak 2....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece;Davanın kısmen kabulü ile, dava tarihinden geçerli olmak üzere 2.000TL tedbir nafakasının davalı erkekten tahsili ile davacı kadın eşe verilmesine, karar kesinleştiğinde iştirak nafakası olarak devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ : Mahkeme hükmüne karşı taraf vekillerince istinaf yoluna başvurulmuş olup, Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;tüm dosya kapsamı, tarafların yapılan sosyal ve ekonomik durum araştırmaları, çocuğun yaşı, sağlık durumu, eğitim ihtiyaçları göz önne alındığında mahkemece hükmedilen iştirak nafakası miktarının az olup hakkaniyete aykırı olduğunu, bu nedenle yerel mahkeme kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda davalarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....