Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğu gerekçesiyle ödeme emri tebliğ tarihinin davacının usulsüz tebliğ işlemine muttali olduğu 05.07.2022 tarih olarak tespitine ve icra takibine yapılan itirazın süresinde olduğuna karar vermesi gerekirken, ödeme emri tebliğ işleminin iptaline, takip kesinleşmeden konulan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkeme tarafından tebligatın usulsüzlüğüne ve itirazın süresinde olduğuna karar verilmesi halinde varsa hacizlerin kaldırılması ve takibin durdurulması işleminin icra dairesi tarafından yapılacak işlemler olduğunu, ayrıca şikayet konusu olmamasına rağmen mahkemenin re'sen takibin iptaline karar vermesinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkili aleyhine vekalet ücretine karar verilmesinin de hatalı olduğunu beyan ederek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir....
Somut olayda, borçluya yapılan ödeme emri tebliğine ilişkin tebliğ mazbatasının incelenmesinde; ödeme emrinin, 25.12.2015 tarihinde; “Aynı konutta birlikte oturan annesi ... imzasına tebliğ edildi.” açıklaması ile Tebligat Kanunu'nun 16. maddesine göre tebliğ edilmek istendiği anlaşılmaktadır. Ödeme Emrinin, anılan mevzuat gereği, tebliğ memurunca, muhatap borçlunun adreste bulunup bulunmadığı ve muhatap yerine tebliğ yapılan şahsın tebellüğe ehil olduğu tespit ve tevsik edilmeksizin doğrudan aynı konutta kalan annesine tebliğ edilmesi usulsüzdür. Kaldı ki, borçlu tarafından şikayet dilekçesinde, annesi ile aynı konutta oturmadığı da ileri sürülmüştür. HGK'nun 07/04/1982 tarih ve 1377-337 sayılı kararında da benimsendiği üzere, tebligat parçasında yazılı olan hususun aksi her türlü delille ispatlanabilecektir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI; Mahkemece, somut olayda borçlu T1 adına kayıtlı ve meskeniyet şikayetinde bulunduğu Adana ili Yüreğir ilçesi Köprülü mah. 3543 ada 1 nolu parselde kayıtlı A blok 6. Kat 11 nolu bağımsız bölümde bulunan taşınmazın kaydına 28.11.2020 tarihinde haciz şerhi işlendiği, İİK’nun 103. maddesine dair davetiyenin borçluya 04.03.2021 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun şikayet dilekçesinde 103 davetiyesi tebliğ işlemine yönelik bir tebligat usulsüzlüğü iddiasının bulunmadığı, yapılan meskeniyet şikayeti başvurusunun ise 15.06.2021 tarihli olduğu, davacı borçlu tarafından Örnek 103 davetiyesinin tebliğinden itibaren 7 günlük süre içerisinde dava açılmaması nedeniyle T1 meskeniyet şikayetinin süresinde olmaması nedeniyle reddine,T2 'ın haczedilmezlik şikayetinde bulunma hakkı olmaması nedeniyle davacı T2 tarafından açılan haczedilmezlik şikayetinin reddine karar verilmiştir....
Taraflar arasındaki tebligat usulsüzlüğü şikayetinden dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince şikayetin kabulü kararı verilmiştir. İlk Derece Mahkemesi kararı davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Davacı borçlu vekili dava dilekçesinde; ödeme emrinin yasaya aykırı tebliğ edildiğini, takibi 09.03.2012 tarihinde öğrendiklerini belirterek, şikayetlerinin kabulü ile tebliğ tarihinin ıttıla tarihi olarak düzeltilmesini talep ve dava etmiştir. II. CEVAP Davalı alacaklı vekilince cevap dilekçesi verilmemiştir. III....
Somut olayda; borçlu şirkete icra emri ‘’birlikte -sakin oturan çalışan yetkili ...’’ şerhi yazılarak tebliğ edilmiş olup, tebliğ sırasında şirket yetkilisinin tebliğ mahallinde bulunup bulunmadığı, tebligatı alan şahsın madde kapsamında belirtildiği üzere tebligatın muhatabı temsilciden sonra gelen evrak müdürü vs. gibi bu işle görevlendirilmiş kişi olup olmadığı konusunda şerh ve açıklık taşımamaktadır. Bu hali ile tebligat, Tebligat Kanununun 12 ve 13. maddelerindeki koşullara uygun olmadığından usulsüzdür. Bu durumda Mahkemece Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince tebliğ tarihinin düzeltilmesi yönünde karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde tebligat usulsüzlüğü yönündeki şikayetin reddi doğru değildir....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca icra emri tebliğinin usulsüzlüğü ve TBK'nın 584. maddesi uyarınca kefillik şartlarının oluşmaması ve ipoteğin geçersizliği nedeniyle takibin iptali şikayetidir. İzmir 9. İcra Müdürlüğünün 2019/6018 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davalı-alacaklı tarafından şikayetçi-borçlu ve dava dışı borçlular Fatmana Türk, Ertuğrul Türk aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan ilamlı icra takibi olduğu, icra emrinin davacı borçluya 22/04/2019 tarihinde, kıymet takdiri raporunun da 24/06/2019 tarihinde tebliğ edildiği, ipotekli taşınmazın satış işlemlerine başlandığı anlaşılmıştır. Borçlunun tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin başvurusu, İİK'nın 16. maddesi uyarınca şikayet niteliğindedir....
Aynı kanunun 13. maddesine göre de, tebliğ yapılacak bu kişiler, herhangi bir sebeple mutad iş saatlerinde işyerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde oldukları takdirde, tebliğ orada hazır bulunan memur ve müstahdemlerinden birine yapılır....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece usulsüz tebliğ şikayeti incelenerek kabulüne karar verilmesine rağmen yargılama giderlerinin müvekkili üzerinde bırakılmasına karar verilmesi ve müvekkili lehine vekalet ücretine karar verilmemesinin HMK, İİK, Avukatlık Kanunu, ve asgari tarifesine aykırılık oluşturduğunu beyanla kısmi istinaf başvurularının kabulü ile talepleri doğrultusunda kararın düzeltilmesini istemiştir....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğü nedeniyle tebliğ tarihinin düzeltilmesi, İİK'nın 169/a. maddesi uyarınca yetki itirazı, borca itiraz ve İİK'nın 170. maddesi uyarınca imzaya itiraz istemine ilişkindir. Borçlunun ödeme emrinin tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin başvurusu, İİK'nın 16. maddesi uyarınca şikayet niteliğindedir. Şikayet başvurusu, şikayete konu işlemin öğrenilmesinden itibaren yedi gün içinde yapılmalıdır. Somut olayda, davacı borçlu şikayet konusu işlemi 10/09/2021 tarihinde öğrendiğini bildirmiş olup, usulsüz tebliğ şikayeti ve mahkemece düzeltilmesine karar verilen ödeme emri tebliğ tarihine göre, yetki itirazı yasal süresindedir. HMK'nın 355. maddesinde "inceleme istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir" düzenlemesine yer verilmiştir....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğü nedeniyle tebliğ tarihinin düzeltilmesi istemine ilişkindir. Davacı borçlu şirketin ödeme emrinin tebliğ edildiği tarih itibarı ile elektronik tebligat adresinin olduğu anlaşılmaktadır. TK'nın 7/a maddesi, tebligatın elektronik yolla yapılmasını zorunlu kıldığından, posta yolu ile yapılan tebligat yok hükmündedir. Davacının ödeme emri tebliğini daha önceki bir tarihte öğrendiği iddia ve ispat edilemediğinden, şikayetin kabulüne karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik yoktur. Dava konusu icra takibinde, davalı vekilinin istemi üzerine davacıya ödeme emrinin tebliğ edildiği, ödeme emri tebliğ işlemi icra müdürlüğünce yapılmış ise de, davalı vekilinin cevap dilekçesinde davaya karşı koyduğu anlaşıldığından, HMK'nın 326, 323/1- ğ maddeleri davacı lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır....