WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın ve şikayetin reddine ve takip durmamış olduğundan davacı-borçlu aleyhine tazminata hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Özetle; 1. Davacı borçluya ödeme emrinin 23.08.2019 tarihinde tebliğ edildiği, tebliğ mazbatasına "muhatabın tebliğ anında adresinde bulunmaması, çarşıda olması nedeniyle aynı konutta ikamet ettiğini beyan eden görünüşe göre 18 yaşını bitirmiş babası Yusuf Karapıçak imzasına tebliğ edildi" şerhi düşüldüğü, 2. Borçluya yapılan bu tebligatın (şeklen) Tebligat Kanunu'nun 16. ve 20. maddeleri ile Tebligat Yönetmeliği'nin 25. maddesi uyarınca usulüne uygun olduğu, ancak Kolluk araştırmasına göre kendisine tebligat yapılan Yusuf Karapıçak'ın tebliğ yapılan tarihte muhatap ile aynı adreste oturmadığı tespit edildiği, bu bakımdan ödeme emrinin muhataba tebliği usulsüz olduğu, 3....

    Komşusu imzadan imtina etti." şerhi düşülmek suretiyle tebliğ edildiği tebliğ mazbatasına, beyanına başvurulan ve haber bırakılan komşu isminin ve imzadan imtina ettiği hususunun yazıldığı, 28/08/2019 tarihinde tebliğ işleminin yapıldığı, bu hali ile tebligatın T.K.'nun 21/1. maddesine göre şeklen usulüne uygun tebliğ edildiği görülmektedir. O halde; borçlunun şikayete konu haciz işlemine muttali olma tarihinin, 103 davetiyesi tebliğ tarihi olan 28/08/2019 olarak kabulü ile 11/12/2019 tarihinde yapılan meskeniyet şikayetinin süreden reddine yönelik mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olup, HMK'nun 355. maddesi uyarınca resen yapılan inceleme sonucunda kararda kamu düzenine aykırılık da bulunmadığı anlaşılmakla, davacının istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

    Yani; tebligatı çıkaran merci tarafından, adres kayıt sitemine ilişkin olarak şerh verilmeden tebliğ memuru tarafından 2l/2. maddeye göre tebliğ işlemi yapılamaz. Somut olayda, ödeme emri tebligatının şikayetçiye, tebligat zarfı üzerine ''Mernis adresi'' ibaresi yazılarak çıkarıldığı, bu adresin, muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğunun ve TK.'nun 21/2.maddesine göre tebligat yapılması gerektiğine ilişkin şerhin yazılmamış olduğu, tebliğ memuru tarafından; "gösterilen adreste muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, tebliğ imkansızlığı nedeniyle TK'nun 21/2 gereğince Merkez mahalle muhtarı ... tebliğ edilmiş ve 2 nolu haber kağıdı kapısına yapıştırılmıştır” şerhi verilerek 18.10.2012 tarihinde tebliğ işleminin tamamlandığı görülmüştür....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, usulsüz tebligat şikayetine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Somut olayda davacı vekilince tebliğ işleminden 22.11.2021 tarihinde haberdar olunduğu belirtilmiş, mahkemece bu tarih itibariyle tebliğ işleminin öğrenildiği kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmiştir. Ancak usulsüz tebligat şikayetine yönelik bu dava yasal yedi günlük süre sonrasında 21.12.2021 tarihinde açılmıştır....

      na 11.11.2014 tarihinde tebliğ edildiği, usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte yetki itirazının ise yasal 5 günlük süreden sonra 19.12.2014 tarihinde yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece, öncelikle usulsüz tebligat şikayetinin değerlendirilerek, ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğinin tesbiti halinde, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca tebliğ tarihinin düzeltilmesine ve düzeltilen tebliğ tarihine göre yetki itirazı süresinde ise itirazın esası yönünden inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, usulsüz tebligat şikayeti değerlendirilmeksizin eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

        ŞİKAYET Borçlu vekili şikayet dilekçesinde, ödeme emri tebligatının usulsüz olduğunu, hükmi şahıslara tebligatın 12,13 ve 21.maddeye göre yapılması gerektiğini, tüzel kişinin temsilcisinden sonra gelen bir kimse yahut evrak müdürü gibi bu işlerle görevlendirilmiş kişinin orada bulunup bulunmadığı araştırılmadığını, tebliğ yapılan ...nin bu işle görevlendirilmiş bir kişi olmadığını, ayrıca tebliğ mazbatasında tebliğ isteyen tarafın adı soyadı ve adresinin yazılı olmadığını, tebligatın usulsüz olduğunu, icra dosyasından 06.04.2021 tarihinde haberdar olduklarını belirterek davanın kabulüne, ödeme emri tebliğ tarihinin ıttıla tarihi olarak düzeltilmesine ve hacizlerin fekkine karar verilmesini talep etmiştir. II....

          İcra dosya bedeli şeklindeki beyanıyla dava konusu icra dosyasının numarasını da belirttiğini, dolayısıyla, davacıların 20/04/2021 tarihinden çok önce 15/12/2020 tarihinde icra dosyasındaki ödeme emrinden haberdar olduğunu, Mahkemece sunulan banka dekontunun hiç dikkate alınmadığını belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğü nedeniyle tebliğ tarihinin düzeltilmesi, takip talebine aykırı ödeme emri düzenlenmesi ve ödeme emri ekinde takibe dayanak belgenin tebliğ edilmemesi nedeniyle ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi, tebliğ tarihi olarak kabul edilir....

          Somut olayda borçluya gönderilen ödeme emri tebliğinin iade edilmesi üzerine iade edilen adres ile mernis adresinin aynı olması nedeniyle TK 21/2 maddesine göre davacının Tınaztepe mahallesindeki adres kayıt sistemindeki adresine 17.10.2018 tarihinde tebligatın yapıldığı ve tebliğ işleminin usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmıştır. Borçlunun ödeme emrine belge eklenmediğine yönelik şikayetinin İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen yedi günlük süresi içerisinde bildirilmesi gerektiği, ancak süresinde buna yönelik şikayeti yapmadığı, icra emrinde icra müdürlüğüne ait banka hesap numarası bilgisi bulunmamakta ise de bu eksikliğin her zaman ikmal edilmesi mümkün olduğu anlaşılmış, davacı tarafın bu yöndeki iddiaları da yerinde görülmemiştir....

          Somut olayda, yukarıda içeriği özetlenen şikayet dilekçesi kapsamına göre, şikayetçi borçlu tarafından 103 davet kağıdının tebliğinin usulsüzlüğü açıkça ileri sürülmediği halde, Bölge Adliye Mahkemesince, borçlunun dilekçesinde dayandığı vakıaların dışına çıkılıp 103 davetiyesinin tebliğinin usulsüzlüğü re'sen dikkate alınacak hususlar kapsamında görülmediğinden, 103 davetiyesinin tebliğ tarihi dikkate alınarak Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekirken, davanın kabulüne karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ: Alacaklıların temyiz isteminin kabulü ile ... Bölge Adliye Mahkemesi........

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan takibe karşı, borçlunun, kendisine ödeme emri tebliğ edilmediğini, takipten 25/08/2014'te haberdar olduğunu ve takibe konu senedin zamanaşımına uğradığını ileri sürerek takibin iptali istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece; bonolara ilişkin üç yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır. 1) Borçlunun zamanaşımı nedeniyle takibin iptali talebinin yanı sıra, ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğü şikayetinde de bulunduğu, mahkemece borçlunun...

              UYAP Entegrasyonu